0 Comments

ANAYIM! ANAYIM! / ANAM! ANAM!
Ay anayım, ay anayım,
Seni kaydan alayım.
Senin cürgen colına,
Cumarlanıp çatayım.

Altı yaşın totırmadan babadan öksiz kaldm,
öksiz kaldın. Köyden ketken baban bir taa kaytıp
ketmegen. Süyegi, Vatanın üşün ölgenlerimen bir-
likte kimbile kaysı topraklarda kömüli kaldı. Bin-
bir zorlıka katılıp ana seni östirdi. Köp kere, biz
ballarınman konışkanda, Allah eş birevni öksiz taş-
lamasın, alem olla öksizlikten canım candı, canım
candı değen sözlerin şimdi bile kulağımda şınlay.
Bütün yaşam boymca şalıştm turdın. Eş karap otır-
madın. Tirnekli, kartlığında bile, küsün cetmegen
işlerge karıştın. Balalıgında avısın işine batkan kat-
tılar ölgeşik coytılmadılar. Kemikleri şıkkan kollan
kişkene, ufak vucüdüne köre bir acaip balabanlığı
bar. Kattı parmaklar Sarigöl toprakların karıştırdı,
ekti, şapaladı, dinlen ne ekinin bilmediler.
Şimdi bile akılımda anam, eş unutalmayacak-
man, zaten unutulmam. Arman zamanı kelgen.
Üyde, azbarda, tarlada işler kalabalık. Biz beş bala
taa ufak bolsak ta gene köp işlerde yardımcı bo-
lamız. Kök güdürdep, cel esip yaz cavını üşün
tarla işlerinden erte kayttık. Üyle üstü edi. Misir
tarlamızın katından geşkende babam taze koşan
misir kopardı, üyge bargan sora suga kaynatip
aşaycakmız. Biz ballar, aceli etemiz. Üyge keler
kelmez anam balaban şöyin kazanga misirlerni
astı. Başta kabıgmdan, püskülinden temizledi. Sora
üy ıslamağa başladı. Misirler kaynamağa baş-
laganda ortalıknı bir cennet kokısı sarıp aldı. Taze
misir kokısı, kaynathgan taze misir kokısı bütün
üyni sarıp aldı, cennet kokısı. Biz ballar bek aşı-
gamız, anamızga banp:
– Aydı beee anay pişkendir endi şo misirler,
değende anam kolm kireşin cuwıp bizge birer
sıcak misir berdi.
Anam:
-Taa kerek mi, beriyim mi? değende biz eş
cevap bermeden aviz damimen aşamaga devam
ettik.Köp geşmeden pitirdik, toymadık, tatlı ketti.
Banp gene misir istedik. O da işin taşlap taa, kol-
ların cuvıp bizge kaynak sudan şıgparıp berdi.
Azbar işinde oynaşıp, kakalaşıp, avız damimen
gene asam pitirdik. Tatli ketti. Uşünci kere banp
misir istegende anamız basamakka minip tamam
üynin karşıgasın ıslay edi.
Anamız:
-Ey bir toymay kaldınız! Taa beriyim de-
ğende istemediniz, dep basamaktan biraz kızıp
tüşti. Kolların gene cuvdı. Balabanca, kara agaş ka-
sıkman kaynak sudan şıgarıp misir bermege baş-
ladı… Birden bilmem katıp koli kaynak suga tiydi.
Bürüşti. Bek kızıp kazan katında tizilip turgan ba-
şımızga kaşıkman urup:
– Al sağa misir, al sağa misir, al sağa misir dep
urup menim başıma urganda agaş kaşık smdı,
koptı. Kara agaş kaşığın başı tıgırıp tüşti. Kolında
kara sabi kaldı. Bir bizge karadı, bir kazanga ka-
radı en sonında:
-Aynanayım özim ballarım, aynanayım, kel
menim koşbaş ulum, dep kuşaklaganda kaverenkli
közleri torlangan edi. Yaşlı közlerimen bizni gene
kuşakladı, sora:
– Toktanız men kazannı ottan tüşüriyim, biraz
suvısın sora istegeniz kadar alıp aşanız, dedi.
Eş unutamadım, başımda kaşık sıngaran.
Katıp unutayım? Şimdi bile o cennet misir kokısı
mumumda, kaşık ta, balabanca kara agaş kaşık
közim aldında. Keşke, anam şimdi de başima kaşık
smdırsan ne aru bolır edi, ne aru bolır edi… Fakat
ketti o künler, ketti o künler endi eş bir vakit geri
kelmiycekler, geri kelmiycekler!
Kettin anam, kettim anam öbür dünyaga. Ket-
tin güzel bir küz kününde.Kettin anam, bizni
kimge taşlap kettin? Catkan yerin cennet bolsın
anayım, cennet bolsın anayım, nurlarga kömülüp
cat anayım, canın raat bolsın biz arumız, anayım!
Binbir zorlıklarga katılıp beş bala östirdin,
anam! Bergen, emizgen sütin helal eken. Tirnekli,
şalışkan, turmadan talpıngan, tutkan işin becergen,
temiz, mübarek kollarmman hem balların östirdin,
hem bereketli topraklarda şalıştın; toylarda, dualar
okıp temiz gönüllerni köklerge sigardın. Şimdi bile
köyimiz Sarıgöl’ge ketkende onın havasında nefesin
tura.Karaldımızdakı kuyı başında salkım teregi as-
tında kölgen bar, azbar işinde, derede ayak izlerin
bar, men onlarnı köremen, anam! Sen eş bir vakit öl-
medin. Men bek aru bilemen. Babam Memet’e öl-
medi. O sade senden biraz evvel anav dünyaga, din-
lenmeğe ketti, aradan tam on sene geşken sora sen
de kettin. Bo on sene işinde gene balların karadın,
onlarga güzel ögitler berdin. Bilemen, anam sen eş
ölmedin! Sade babamıznı sagmganı üşün oran ka-
tına kettin. Közin arkada kalmasın, anam, biz bek
arumız. Sen eş ölmedin, anam. Ölmedin! Senin ne-
fesin, kanın bizde dolaşıp tura, bizni korıy.
Anam, tirnekli, anam! Seni bek sağındık, sa-
ğındım. Babamıznı da bek sağındık. Anam, senin
cabingan şalında şimdi bile cüregin atışları bar. O
bereketli topraklar gene bizimki gene bizimki boldı.
Bir zaman üşin birden ayrı tuşken topraklar gene
bizge keldiler, mübarek tarlalarmızga kavistik.
Köyde dolaşkanda babamın eseri her adımda kö-
rine. Sarıgöl’deki canı salıngan üylerin yakın hep
sinde babamın emeği de bar. Ne güzel bir iş! Güzel
bir iş tuvıl mı, anam? Köydeki otırgan kişilerge üy
salmak, üy kalamak, bir yuva kurmak, ne güzel bir
iş, ne güzel. Köresin mi anam, köresin mi babamız
neday güzel şiyler yasagan. Üy salmak, kalamak ne
kutsal bir iş. Men bo işlemi yapalmadım, üy ka-
layalmadım köydeşlerime, soydaşlarıma, lâkin
menim kolundan da birşiyler kele koydaşlarım
üşün, kitap yazmak, öz Tatarca’mız man kitap yaz-
mak. Öz tilimiz men kitap yazmak! İşte anam,,
babam köydeşlermizge üy kalagan men, de soy-
daşlarıma kitap yazaman, yazmağa ograşaman.

KETTİN ANAM, KETTİN!
Kettin anam, kettin,
Mında biz kaldık talpınıp;
Kömdin kültöbege, kömdin,
Tandırdaki son kornı, kömdin,
Şangıdı artından Sarıgöl’nın tozı,
Bo eken manlaydakı yazı.
Kettin anam, kettin
Biz kaldık artından karap,
Esti Kıbladan cavınlı celler
Ketirdi kalbimizge mönli künler
Kettin anam, kettin,
Bürünip Sarigöl’nin kokısına,
Kaldık mayraşıp özbaşma,
Eştik sarıbaşık korkımızga,
Örttik yarı kalgan tüşümizni
Batkan küneşin şavkına.
Közyaşları şimdi dalga dalga,
Ura tura azbar kapısına.
Kettin anam, kettin,
Babamlarga köpten köp selam
Kaldı artında beş balan,
Kettin anam, kettin, anam,
Östi koramızda bir fidan
Pişirgen aşın damı tanlayımda
Kaydan esti bo hasret, kaydan?
Köyimizin deresinde, şimdi bile
Şınlay tura aytkan dürkülerin
Singen Sarigöl’nin kızgın toprağına,
Közindeki kaverenkli gömeleklerin.
Kettin anam, kettin, anam
Karşıgada söndi şavklar apar-topar,
Biz kaldık mında öksüz, anam,
Cüregimizde şimdi burık hasret bar
Kettin anam, kettin anam!
Anam, anam eş unutalmayacakman, eş unu-
talmayacakman son körişmemizni. Şimdi bile akı-
lımda, hepsi, tam bolganınday, eş unutalmayman,
zaten unutmakta istemiymen.

Güzel sonbahar künleri kelip Dobruca’nın ha-
vasına singen. Köpten beklengen bir müsafirdiy,
belli bolgan yerine yanaşkan Canık öletler kokısına,
teretlerden tögilgen kavrak yaprakların kokısı da
karışkan. Ey mübarek kokı, ey mübarek attın sa-
rısmday künler, ne güzel, ne de hoş, süyümli… Bon-
day bir künde senden savlıkman kat almağa, kolm
öpmeğe kclgen edim. Azbar kapısın birevge tüy-
dırmadan yavaş aşıp kirdim. Artta, kişkene, temiz
odada cangız başında sigara işip tura edin. Aldında,
ak bir filcanda suvıgan kave. Közlerin bir yerge tik-
ken, kimbile nege tüşünesin! Sigaranın dumanı ar-
talıknı sargan. Yaa, anam, o sen işken sigara kokısı
şimdi bile mumumda. Men sigara işmedim ama
senin “mesleğin” Selma ve Nadir aru etip yerine ker-
tiğine ketireler… Yazganımday közin bir yerlerge
tikkensin dalgan ketkensin. Şıbın kirmesin dep ka-
pıga perde tutkansın. Yavaş perdeni araladım. Ama
sen o yerlerin kişisi tuvılsın. Bir ara karap turdım.
Aralangan perdeden kirgen şavk kelip közine üy-
gende kapıga karadm ve hemen kolındakı bek tatlı
sigaranı atıp:
-Aynanayım özim ulumdan, aynanayım!
Kaydan şıktın ulum, ne celler attı seni? Özim
ulum, özim ulum!
– Ber anam kalın alayım, ber anam kolm öbi-
yim, dep kolin öpken sora kuşaklap eki betin
öptim. Anam şimdi közime taa bek kişkene bolıp
körine. Şokken. Kolinin süyekleri taa bek şıkkan.
Közine karaganda közin işinde acaip bir üzinte, bir
türli tönilme, meni körgeni üşün biraz da kunaş.
Sesi kaltırasa da, tok kele kulakka.
Anam:
– Aydı balam karnın ne kadar aşkandır, uzak
collardan kelesin!
– Yok anam, yok eşe karnım aş tuvıl, tokman.
Anam:
-Kaydan tok bolacak ekensin? Uzun coldan
kelesin, ne kim suvıtkandır sağa sorpa, kim? Tokta
şimdi âzirlermen birşiyler, tokta.
– Yok anam karnım eş aş tuvıl, kel otır biraz
anlatayık, otır. Ama menim sözime aldırış etmedi.
Kibir kibir kıbırdamaga başladı.
Anam:
– Yok balam, yok, illa birşiyler aşa, canım raat
etsin, sora konışırmız, anladı mı? Şo dakkada
âzirledi; taze koy peneri, zeytun tanesi, may, bal,
koradan taze koparılgan domatiz, kaba büber ve
cımşak ötmek. Karnım eş aş bolmasa da onın katiri
üşün aşamaga başladım.
Anam:
– Taa ne beriyim ulum, taa ne kerek?
-Eş birşiy kerekmi, sav bol bek toydım ye-
meğin igilikke şıksın.

Közine karaganda şimdi başka bir kunaş bar.
Közleri ciltıray. Nege kuvana eken? Sora yatak
odasına kirdik. Kişkeneşik odada her şiy yerli ye-
rinde. Tertemiz. Canı cuvılgan şamaşır kokısı ara-
sında penciredeki kırmızı bolıp aşkan gülilan şe-
şeklerin kokısı kanşkan…
Anam:
– Otur balam, dep bir otırgış kösterdi.
– Sav bol anam, sav bol, otırayım, dep otırdım.
Tabakasın peştımal kisesinden şigarip bir si-
gara çaktı, dumanın deren deren kökregine tarttı,
sora:
– Ana, köresin mi ulum, köresin mi mınav ba
laban aynam, men ölgen sora sen alırsın, zaten ay
nanı sen orakta Şökayga eğin şalganda at mingen
edin bergen edi, anladın mı eş unutma, ulum,
unutma!
-Aru anam, aru anam, anladım ama onday etip
konışma. Anam:
– Ne üşün komşmayım, ne üşün? Herkez öle
cek, Alah Babay endi bizni şakıra! Biz colşımız
ulum, colşı…
-Aydı anam, onday etip kanışma dedim ya
sağa!
Karadım gene kıbırdamaga başladı. Buz-
dolabm aşıp işinden bırşiyler karay? Ne karganın
unutıp:
-Ulum tokta men sağa şiybörek pişiriyim,
dedi.
“Men kerekmez, istemiymen” değenime aldırış
etmedi. Özi bilgen havasında uşa. Yok bolıp ketti.
Köp geşmeden eki ablamnı artma tirkep keldi.
Anam:
– Aydınız karap turmaga zamanımız yok. Ay
dınız belseniyik, ulum taa kaydalardan keldi, ay
dını bir sorpalı, sorpalı şiybörek aşatayık şoga,
unutmasın anasın pişirgen aşların, unutmasın!
– Şimdi ta bek erte, dedim, ama eş kulak as
madı. Eki ablam bir birlerine karap külümsürep
kamır caymağa başladılar. Şiyböreklerni pişirip
aşatmayınca canı raat etmedi.
Akşam bolganda balabanca töşekke uzandık.
O da menim ayaklarıma kirip uzandı. Kattı batkan
parmaklarıman ayaklarım sipap:
– Özim ulum özekten.
Başkalarınkı tezekten, dep, cat ulum, cat ayak-
ların cibereberip, cat, eş kar etme, eş korkma ka-
tında men barman, dedi. Seksen yaşına kelgen
anam meni cüreklendirmege ocraşkanın tuyganda
oga köstermeden yorkan astında köz yaşim sürt-
tim…

Yukudan uyanıp karganda, anam yok, tuşken
odanın bir köşesine sergen bir bataniye üstüne
uzangan, çatır. Adetin bek bilemen, meni raatsiz
etmemek üşün bonday etkenin.
Ertesi kün kaytacak zamanım keldi. Karşı kar-
şıga tüşüp birer kave iştik. Tamam ayak üstüne
turganda anam:
– Tokta ulum, tokta terakay, dep odağa kirip
ketti ve Kur’an turgan kabından para şıgarıp mağa
uzata.
– Al ulum, al colda keret bolır, dep men ber-
gen birkaş paranı mağa berecek bolıp ograşa.
– Anam men onı saca berdim. Menim param
bar, sen eş kar etme, men parasız, eş colga sı-
garman mı? O sağa bolsın, dep zorman zor yerine
saldırdık. Ama gene tabakası turgan peştımal ki-
sesinden birşiyler karıştıra, ne karaganın özi de bil-
miy.
– Aydı anam, savlıkman kal, anam, savlıkman
kal, men yakında gene kelermen, eş kar etme.
Anam:
-Nege kar etiyim, men eş korkarman mı,
menim arslanday ulum bolganda men eş kor-
karman mı? Bo sözlermen taa köp mağa ceraser teb-
mege ograşkanı besbelli. Közlerim torlandı. Kattı
süyekli, küneşke cangan kolların öptim. O da ku-
şaklap betimden öpti. Kollarımman kuşaklaganda
arkasındaki kürek kemiklerine kolim tiydi. Ke-
mikler şıkkan. Arkasında et kalmagan, ama bonday
bolsa da özi tüp-tiri, canlı, bütün hareketleri caş bir
kişinkindiy. Anam közime tora karap:
-Aydı ulum colın aşık bolsın, menden razı
bol, endi ya körişirmiz, ya körişmemiz… Allah bile,
razı bol ulum, dep bir kere taa kuşakladı, betim
öpti, men de onın betin kolin öptim. Azbardan şık-
kanda gene artımdan bir meşrepe su tökti.
Anam:
– Allah colın aşık etsin, ulum. Aydı cüreber eş
artına karama cüreber, dedi. (Bu sıralarm yaz-
ganda öz özim tutalmadım, işim sızlay birevge
köstermeden cıladım.)
Dayanalmay artıma aylanıp karaganda on
kolin başın üstüne kötergen, sallay. Men de ay-
lanıp kol salladım. Sokağın başına yetişkende gene
kolm sallaganın kördim.
Azbar kapısı aldmda karardı kaldı… Bo da anam-
na son kol sallamamız son körişmemiz bolgan edi…
Catkan yerin cennet bolsın ANAYIM!
Ay anayım, ay anayım,
Seni kaydan alayım.
Senin cürgen colına
Cumarlanıp catayım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Paylaşımlar

ŞINLAŞMA

(Çınlar - Şınlar)Kırım ve Nogay Türklerinin söyledikleri şınlar lirik özellikten…