Karadeniz’ in kuzeyinde, Kıpçak Bozkırı’ ında, Cuçi ulusu-Gök Ordu-Altın Ordu Devletinin kurucusu, Cengiz Han oğlu, Cuçi oğlu Şaman dinine mensup Batu Han’ dan sonra Müslüman kardeşi Berke Han zamanında (1236-1266) Altın Ordu Devleti çok gelişti ve zenginleşti. Merkezi İtil suyu ağzındaki Saray şehri idi.
Aksak Timur, Altın Ordu Han’ ı Toktamış Han’ ı mağlup ettiği zaman Kıpçak Bozkırı’ ındaki Tatarlardan bir kısmı Dobruca’ ya kaçtı. Altın Ordu Devletinin dağılmasından sonra Kırım Giray Han’ lığı zamanında da Tatar Türkleri Dobruca’ ya göç ettiler.
Yıldırım Bayezit, Dobruca’ yı zaptedince 1502’ de Kıpçak Bozkırı’ ında yaşayan Tatar Türklerini Dobruca’ ya yerleşmeye çağırdı.
Kanuni Sultan Süleyman Ağustos 1538’ de Dobruca’ dadır. Padişah’ a refakat etmiş olan Türk bilgini Nasuh Matraki’ nin (Fetihname-i Kara Boğdan) eserinde ve Feridun M.Emecen’ in (Münşaat, ms, 12, 602 vd.) ruznamesinde tafsilat vardır.
1593-1595 yıllarında Romen baskısından dolayı Bucak (Baserabya) dan Dobruca’ nın boş yerlerine Tatar’lar geldiler. (N.İorga)
1783’ te Kırım Rusya’ ya bağlanınca Kırım Türkleri kütle halinde Türkiye’ ye göç ettiler, bir kısmı arabalarla Bucak’ tan geçerek Dobruca’ da Köstence, Kavarna, Balçık ve Varna’ ya yerleştiler.
1856-1860 yılları arasında Kırım Tatarlarından 100 bin kadarı Dobruca’ ya çıktı(F.Bianconi)
XV. yy.’ dan itibaren Dobruca ahalisinin büyük çoğunluğunu Kıpçak Bozkırı’ ından, Anadolu’ dan ve Kırım’ dan gelen Türkler teşkil etmişlerdir.
Osmanlı Dobruca’sında Türklerden başka, çoğu Müslüman olan Çingeneler, Rumenler, Rus Çar’ ı Deli Petro’ dan kaçan Rus ve Ukrain’ ler, Bulgar’ lar, Gagauz’ lar, Rum’ lar, 1841-1848 arasında göçmen gelen Alman’ lar, Kuzey Kafkasya’ nın Rus’larca istilasından sonra gelen Çerkes’ ler, Yahudi’ ler ve diğer milletler yaşamışlardır.
XVII. yy.’ da Dobruca’ da seyahat etmiş olan Evliya Çelebi, Silistre ve Deli Orman’ daki Türklerden bahsederken ; Karadeniz’ in kuzeyinden gelen Tatar’ lar, Anadolu’ dan gelen Türkler ve Yeniçeri’ler buralara iskan edildiler. Bunların Ulah’ lar ve Bulgarlar la karışmalarından Çitak’ lar türemiştir ki bunlar Türkçeyi ayrı bir şive ile konuşurlar der.(Seyahatname 2. cilt syf.134-146)
1683’ te, İkinci Viyana kuşatmasından sonra Rus ve Avusturya’lıların saldırılarına uğrayan Dobruca, iki taraf askerlerinin geçit ve konak noktası oldu. Bu savaşlar sırasında, Köy ve Kasabalar işgal ediliyor, yağmalanıyordu. Osmanlı Ordusu da geri çekilirken götürebildiklerini birlikte alıyor, alamadıklarını tahrip ediyor, zahire ambarlarını, Köyleri yakıyor, bunların düşman eline geçmesine engel olmaya çalışıyordu. Bütün bu yağma ve yangın karşısında Türk ve Müslüman ahali Osmanlı Ordularıyla birlikte Güneye çekiliyordu. Gidenlerden bir kısmı barış olunca geri dönüyor, bir kısmı Rumeli ve Anadolu’ ya yerleşiyordu. Rus’ lar geri çekilirken de Rus’ lara yardım edenler, Rus’ larla birlikte Tuna’ nın öbür tarafına geçiyorlardı. Bu savaşlardan sonra Dobruca’ nın nüfusu azalıyordu.
Prut savaşından Plevne muharebesine kadar kısa aralıklarla 150 yıl Türk-Rus savaşları sürdü.
1877 Osmanlı- Rus savaşında Dobruca’ dan göçmüş olan pek çok Kırım Türkleri Varna, Şumnu, Pravadi civarlarına kadar gidip durmuşlar, oralarda, bilhassa Kırım Türklerinin köylerinde ve eski yurtlarının evlerinde 9-10 ay kadar barındıktan sonra, bir kısmı geri dönerek kendi köylerine gelmişlerdir. Bir kısmı da ileriye, Edirne köylerine veya Anadolu’ ya göçmüşlerdir. ( Buradan anlaşılıyor ki ; Dobruca’ dan güneye yani Deliorman bölgesine henüz Ruslar Dobruca’ ya girmeden göçler olmuş. Ve Deliorman’ da Dobruca’ dan gelenler boş köyler ve evler bulmuşlar. O halde Deliorman’ dan Rus’ lar girmeden önce Anadolu’ ya göç başlamış. A.O.GÜRCAN)
Dobruca’ da yüzden fazla Türk ve Tatar köyünün pek çoğu, 1878 yılındaki Osmanlı-Rus savaşında, Türklerin askere alınmaya başlandığı 1883 yılında ve kıtlığın hüküm sürdüğü 1899 yıllarında boşalmıştır.
Hacıoğlu Pazarcık’ ta Kırımlı Türklerin terk ettikleri, fakat Anadolu Türklerinin oturmağa devam ettikleri köyler şunlardır.
Akıncı, Aptat, Azaplar, Ballıca, Bazavurt, Yenice, Eğerci, Gelincik, Güngenli, Karaali, İhsandede, Karabaşlı, Karakışla, Karlıbey köy, Kokarca, Arıklar, Musubey, Osmanfakih, Süleymanlık, Ortakuyusu, Tekke, Çayırorman, Karalez, Kabasakal, Türkkuşu, Toy kuyusu, Uzlar.
Bu köylerin Türkçe isimleri II. Dünya savaşı arefesinde Romence ve Bulgarca’sıyla değiştirilmişlerdir. 1910 yılında ise Bulgar nüfus sayımı yapılmıştır.