Akkerman Sancağı’nda Yavuz Sultan Selim Han Vakıfları
The Wakfs of The Sultan Selim II in The Sancak of Akkerman.
Günümüzde Ukrayna Cumhuriyeti’nin Odesa iline bağlı bir ilçenin merkezi olup Turla
(Dinyester) nehrinin Karadeniz’e döküldüğü yerde oluşan kıyı (lâgün) gölünün sağ
kenarında yer alan Akkerman şehri, Osmanlılar Devrinde aynı adı taşıyan veya Bucak
olarak adlandırılan sancağın merkezi idi. Milâttan önce VI. yüzyılda bir Yunan kolonisi
olarak kurulan şehrin ilk adı TYRAS olup, Ortaçağda Aspron, Castron ve daha sonra
Türklerce ak şehir anlamına gelen “Akkerman” adıyla anılmıştır. Ebu’l-Fida, Türklerin
bu şehre önceleri “Akça Kirman” dediklerini kaydetmektedir.
Romenlerce verilen Citatea Alba, Ruslarca verilen Belgorod adları da “ak şehir” anlamındadır. Sovyetler döneminde ve Ukrayna Cumhuriyeti’nde şehrin adı Belgorod Dnyestrovski olarak
kullanılagelmiştir.
Şehir sırasıyla, Yunanlılardan sonra Romalıların, Hunların, Bulgarların, Kiyev Rusyası’nın (Ukraynalıların), Kumanların, Moğolların, Cenevizlilerin, Boğdan (Moldova) Prensliği’nin ve Osmanlıların idaresinde bulunmuş, orta ve yeni çağlarda önemli bir ticaret merkezi olmuştur.
Cengiz’in ölümünden sonra torunu Batu Han’ın Doğu Avrupa’ya düzenlediği sefer
sonucu (1241) Moğolların hakimiyetine giren Akkerman, XIV. yüzyılda Cenevizlilerin,
XV. yüzyılda da Boğdan Prensliği’nin idaresine geçmiştir. İlki 1420’de olmak üzere,
Fatih Sultan Mehmed devrinde de iki defa denizden kuşatılıp alınamayan şehir, 1455’te
Boğdan Voyvodası III. Petru’nun Osmanlı hakimiyetini tanımasıyla, Fatih tarafından
yayınlanan bir fermanla tüccarlarına İstanbul, Edirne ve Bursa’da ticaret yapma izni
verilerek önemli bir ticaret merkezi haline geldi. 1484 yılında Sultan II. Bayezid,
Akkerman’ı fethederek Kırım’a kadar olan bütün Karadeniz sahillerini Osmanlı toprağı
haline getirdi.
II. Bayezid’in fethinden sonra, bir sancak (liva) olarak organize edilen Akkerman,
Rumeli eyaletine bağlandı. XVI.yüzyılın başlarında Trabzon sancak beyi olan şehzade
Yavuz Selim, kayınpederi Kırım Hânı Mengli Giray’ı da yanına alarak Akkerman’a gelmiş, babasına karşı başlatmış olduğu harekette burasını üs olarak kullanmıştır.
Kendisini memnun etmek üzere, haslarına ek olarak Akkerman Sancağı’nın bu
şehzadeye verildiği ve bundan dolayı bu sancağın fatihi olan babasının vakıfları ile
beraber, Yavuz Selim’in ve Mengli Giray’ın da vakıf eserleri ve vakıf gelirlerinin
çokluğu göze çarpmaktadır.
1593’te kurulan Özi (Uzi) eyaletine Akkerman Sancağı da dahil edilmiştir.
Bu dönemde Akkerman Sancağı’nda 914 timar bulunuyordu. Osmanlı
döneminde adı geçen padişah ve han vakıflarından başka, mülkî idarecilerinin ve şehir
eşrafının hayratı ile, yeni yerleşen Türk mahalleleri sayesinde şehrin nüfusu da artmıştır.
XVII. yüzyıl ortalarında (1658) şehri ziyaret eden Evliya Çelebi, Akkerman’ın kale,
cami, medrese ve hamamlarından başka, 1500 kadar damları tahta ile örtülü evinden ve
sur dışında bağ ve bahçeler içinde yer alan mahallelerinden bahsetmektedir.
XVIII. yüzyıl sonlarında iki defa Rus işgaline uğrayan Akkerman (1770, 1789), 1774
Küçük Kaynarca ve 1792 Yaş antlaşmalarıyla tekrar Osmanlı Devleti’ne iade
edilmiştir. 1806’daki üçüncü işgal, 1812 Bükreş Antlaşmasıyla onaylanarak şehir
Ruslara bırakılmıştır. 1826’da Osmanlı Devleti ile Rusya arasında bu şehirde imzalanan
Akkerman Muahedesi sonucunda, Rusya Karadeniz’de donanma bulundurma hakkı
kazandığı gibi, Sırbistan’ın muhtariyeti ile Balkanlardaki Rus nüfuzu da kabul edilmiş
oldu.
1917’de Rusya’da patlak veren Bolşevik İhtilali neticesinde muhtariyet kazanan
Basarabya ve Akkerman şehri, 1918’de Romanya tarafından ilhak edildi ve Rusya’nın
itirazına rağmen, büyük devletlerce onaylandı. Ancak, 1940 yılı sonbaharında Sovyetler
burayı geri aldı. II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru (1944) tekrar burayı alan
Sovyetler, bir Sovyet Cumhuriyeti olarak düzenlediler ve Romenlerce Citatea Alba adı
verilen Akkerman’ın adı, Belgorod Dnyestroski olarak değiştirildi. Ancak Akkerman ve
Osmanlı Akkerman Sancağı’na dahil Bucak topraklarının bir kısmı Ukrayna’ya verildi
(Akkerman, Kili, İsmail ve Sarta kazaları Ukrayna’ya; Bender, Kağul, Tiraspol ve
Komrat gibi Bucak’ın iç kısmında kalan bölgeleri de Moldavya Sovyet Cumhuriyeti’ne
bırakıldı).
Akkerman Sancağı’nın Osmanlı dönemindeki vakıfları hakkındaki bilgileri,
Ankara’daki Başbakanlık Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün Kuyûd-ı Kadîme
Arşivi’nde kayıtlı 561 numaralı Hicrî 1006 (M. 1597) tarihine ait “Defter-i Evkâf-ı
Livâ-i Silistre ve Akkerman” adlı defterden çıkardık ve yine H. 1006 tarihli ve 83
numarada kayıtlı “Defter-i Mufassal-ı Livâ-i Silistre ve Akkerman” adlı defterden de
karşılaştırdık.
Han Aleyhirrahme ve’r-rıdvan” başlığı altında 87 adet karye (köy) ve mahalle, 88.
sırada “Kışlakhâ” adı altında 38 adet kışlak, Çiftlikhâ adı altında 3 adet çiftlik (89, 90 ve
91. kayıtlar) ve son dört kayıtta (92. kayıt “An evkâf-ı Merhum ve Mağfûrun-leh Sultan
Selim Han a.r.v. der nefs-i Akkerman” adı altında Akkerman şehrindeki padişah
vakıfları kaydedilmiş) da Akkerman, Kili, Bender ve Cankirman şehirlerindeki
müteferrik vakıflar yer almıştır.
11
Yavuz Sultan Selim Han vakıflarına îrâd (gelir) olarak ayrılan köyler, kışlaklar,
çiftlikler ve hamamlar ile bunların gelirleri şöyledir.
Tablo 1: Yavuz Sultan Selim Han Vakıflarının Mevkûfâtı ve Gelirleri
Köyler
Gelirleri (Akçe)
Karye-i Karakasım ma’a mahalle-i Kovancı 4401
Karye-i Alabaş Sinan 2814
Karye-i Kula Hafız 3252
Karye-i Allahvirdi Hafız 1661
Karye-i Eşbuldu 2719
Karye-i Sakar Ahmed 4534
Karye-i Babek Ağa 2881
Karye-i Can Ahmed 2735
Karye-i Kul Ahmed 2791
Karye-i Gan Çora 3178
Karye-i Nakkaş Ağa 2109
Karye-i Çömlekçi 4467
Karye-i Kara Umur 2597
Karye-i Evhadca 8110
Karye-i Kınalı Mehmed 3021
Karye-i Kör Turalı 2052
Karye-i Salihce 4961
Karye-i Bayramlı 3279
Karye-i Hoşkadem 3953
Karye-i Ferhad Halife 9137
Karye-i Göleler 3028
Karye-i Uzun Mustafa 3878
Karye-i Balı Çoban 911
Karye-i Hüseyin Halife 2827
Karye-i İnehan 3891
Karye-i Kubadın 3978
Karye-i Aziz Fakih 2019
Karye-i Armağan 2702
Karye-i Arslanköy 1419
Karye-i Cerbalı 2812
Karye-i Turak 2438
Karye-i Ağa Yunus 2456
Karye-i Kulaguzlı 3269
Karye-i Tulça Beğ 1946
Karye-i Anadolu 1170
Karye-i Bali Baba 4144
Karye-i Halebce Yurdu 640
Karye-i Sinan Fakih 6168
Karye-i Eynesi 4154
Karye-i Koca Hasan 3777
Karye-i Ferhad Hoca 3082
Karye-i Dülger Fakih 3691
Karye-i Ali Fakih 4662
Karye-i Zurnacı 3852
Karye-i Yenice 3795
Karye-i Başköy 3746
Karye-i Aslıhan 2171
Karye-i Hasan Beğ 3405
Karye-i Baylar 7460
Karye-i Beğli 6470
Karye-i Feridce 5662
Karye-i Öksüzoğlu 3894
Karye-i Sarı Mahmud 4222
Karye-i Mustafa Tovıca 5929
Karye-i Anadolu nam-ı diğer Halil Köy –
Karye-i Sarı Hüseyin 1054
Karye-i Dögenci 4222
Karye-i Dülger Deresi 3795
Karye-i Divâne Orman 2754
Karye-i Sarata 4400
Karye-i Sarta 2757
Karye-i Hayır Pınarı 3000
Karye-i Kadı Kuyusu 7252
Karye-i Gülmezderesi 1251
Karye-i Dögenci 1400
Karye-i Hacı Mehmed 2713
Karye-i Çelebi Deresi 1486
Karye-i İsmail Çoban 2268
Karye-i Kara Hasan Yurdu 3638
Karye-i Dalbeği Hoca 3170
Karye-i Karaağaç 2323
Karye-i Bayezid Halife 2633
Karye-i Bayram Ali 2545
Karye-i Nebi Beğ Kışlası 2016
Karye-i Saltık Hoca 2127
Karye-i Hürmüz Bölükbaşı 1837
Karye-i Sazlıdere 2171
Karye-i Orhanca 2070
Karye-i Elmalu 3438
Karye-i Tanrıvermiş 2620
Karye-i Bahşıoğulları 2147
Karye-i Eyne Beği 2366
Karye-i Kanara 3441
Karye-i Küçük Mustafa 1488
Karye-i Ferhanlar 2039
Karye-i İsa Balı 2826
Karye-i Kapan 3941
Ara Toplam
280608
Kışlaklar
Kışlak-ı Uzunmürsel
Kışlak-ı Murad Ali veled-i Murad Bali
Kışlak-ı Cafer veled-i Köse Hamza
Kışlak-ı Ali veled-i Hoca
Kışlak-ı Ali Karagöz
Kışlak-ı Ali Çavuş Kadırlık
Kışlak-ı Cebeli veled-i Karagöz
Kışlak-ı Murad Çelebi İdris Beğ
Kışlak-ı Mahmud Ağa
Kışlak-ı Hacı İbrahim
Kışlak-ı Hacı Mehmed Ağa
Kışlak-ı Saltık
Kışlak-ı Mehmed Turhan
Kışlak-ı Bali Ağa
Kışlak-ı Kara Hasan
Kışlak-ı Baltacı Beğ
Kışlak-ı Pir Ali
Kışlak-ı Abdi Çavuş
Kışlak-ı Miralay
Kışlak-ı Mustafa Ağa
Kışlak-ı Hacı Fethullah
Kışlak-ı Pir Ahmed
Kışlak-ı Mihman Kara Musa
Kışlak-ı Ali bin Sefer
Kışlak-ı Bali Murad
Kışlak-ı İdris
Kışlak-ı Küçük
Kışlak-ı Kasım Ağa
Kışlak-ı Mestan Alişan
Kışlak-ı Receb
Kışlak-ı Haydar Beğ bin Abdullah
Kışlak-ı Süleyman Çerkes ve Şaban Arnavud
Kışlak-ı Kadı Esin
Kışlak-ı Şah Veli
Kışlak-ı Mahmud Ağa
Kışlak-ı Cihanşah
Çiftlikler
Çiftlik-i Mehmed Çelebi 1235
Çiftlik-i Ferhad Serbölük 750
Çiftlik-i Ese Hoca 304
Ara Toplam
2289
Hamamlar
Hamam-ı Cedîd der varoş-ı Akkerman 11000
Hamam-ı Atîk der haric-i Kal’a-yı Akkerman 5500
Ara Toplam
16500
Genel Toplam
299397
Defterde geçen 87 adet köy ve 37 adet kışlak ile mahalle adları arasında yabancı bir yer adına rastlanmamakta olup, tamamının adlarının Türkçe olduğu göze çarpmaktadır.
Vergiye tâbî nüfusun da tamamının Müslümanlardan ibaret olduğu (Anadolulu Yörük ve Bucaklı Nogay Tatarı) anlaşılmaktadır.
Akkerman Sancağı’ndaki vakıf köyleri arasında Kara Kasım (ma’a mahalle-i Kovancı),
Alabaş Sinan, Kula Hafız, Babek Ağa, Can Ahmed, Kul Ahmed, Gan Çora, Evhadca
gibi şahıs adlarından başka, Göleler, Baylar, Beğli, Bahşıoğulları, Ferhanlar gibi cemaat
(Yörük cemaatleri) adları, Kulağuzlu, Zurnacı, Çoban, Döğenci, Tovıca gibi meslek
adları, Anadolu, Halebce Yurdu, Yenice, Başköy, Divâne Orman, Kanara gibi coğrafî
adlar yer almaktadır.
88. sıradaki kışlaklar; Kışlak-ı Uzun Mürsel, Kışlak-ı Cebeli
veled-i Karagöz, Kışlak-ı Balı Ağa, Kışlak-ı Miralay, Kışlak-ı Süleyman Çerkes ve
Şaban Arnavud şeklinde sahiplerinin adı ile, çiftlikler de; Çiftlik-i Ferhad Serbölük,
Çiftlik-i Ese Hoca gibi yine sahiplerinin adı ile kaydedilmişlerdir.
92. sırada “An evkâf-ı merhum ve mağfûrun-leh Sultan Selim Han Aleyhirrahme ve’r-
rıdvan der nefs-i Akkerman” başlığı altında kaydedilmiş olan vakıf akarları şöyledir:
Hamam-ı cedîd der varoş-ı Akkerman fî sene: 11000 akçe
Hamam-ı atîk der hisariçi kal’a-yı Akkerman: 5500 akçe
Ambar-ı öşr-i alaf-ı kurâ-yı Akkerman der nezd-i Muslı bâb:15 (Bu ambarın
yıllık kirası kaydedilmemiştir).
93. sıradaki “Evkâfhâ-i Müteferrika der nefs-i Akkerman” başlığı altında ilk
kayıt, Yavuz Sultan Selim Camii’ne aittir. Cami görevlilerinin ve giderlerinin ücret
miktarları şöyle tayin edilmiştir.
Cihet-i imâmet fî yevm: 5 akçe
Cihet-i hitâbet fi yevm : 5 akçe
Cihet-i te’zîn fî yevm : 2 akçe
Cihet-i Kayyum fî yevm: 1 akçe
Becihet-i şem’ ve hasır fî yevm: 1 akçe olup, camiin toplam gideri yıllık 5110
akçedir.
Bu kaydın altına şu açıklama yazılmıştır: “Mezburlarun mevâcibleri sabıkan
mustahfazân ile bile salunur imiş, hâliyâ atâbet-i hüsrevânî vâkî olub her üç ayda bir
iskele mahsulünden verilmeye hükm-i şerîf ihsan olunmuş.” Demek oluyor ki, önceleri
bu cami görevlilerinin ücretleri ve diğer masrafları, kale muhafızlarının yevmiyeleri ile
beraber İstanbul’dan gönderildiği halde sonradan verilen padişah hükmüyle Akkerman
iskelesinin padişah hassı olan gelirlerinden ödenir olmuş. Aynı açıklama, 7. kayıt olan
“Vakf-ı Mescid-i Sultan Bayezîd Han Aleyhirrahme ve’r-rıdvan der kale-i Akkerman” a
ait mevâcib kaydının altına da düşülmüştür.
Yavuz Sultan Selim vakıflarına gelir olarak kaydedilmiş olan 87 adet köyün
ziraat ve hayvancılık gelirlerinin toplamı 280608 akçe, 37 adet kışlağın vergi gelirleri
belirtilmemiştir [belki köylerde hayvancılıkla ilgili (Resm-i ağnâm, Resm-i Deştbânî,
Yava ve Kaçkun ve Mâl-ı Mefkûd) vergilerde belirtildiği içindir]. Hamamların geliri
toplam 16500 akçe, üç adet çiftliğin toplam geliri ise 2289 akçe olup Akkerman
Sancağı’nda bulunan Yavuz Sultan Selim Han vakıflarının toplam geliri 299397
akçedir.
Aynı bölümde 72. kayıt olarak “Vakf-ı Cami-i Han-ı Muazzam” adı altında
Mengli Giray Han Camii Vakfı yer almıştır. Hanın tayin ettiği nakit gelir ise 9300
akçedir.
94. sıradaki “Evkâf-ı Müteferrika der Nefs-i Bender” kayıtlarında ilk yeri
“Sultan Süleyman Han Gazi” Cami-i Şerifi almaktadır. Defterde bu Sultan Camii’nin de
cihetlerinden sonra: “Bu zikrolunanlar ulûfe-i mustahfazân ile havale olunur”
açıklaması yapılmıştır.
Sonuç olarak, incelenen vakıf kayıtlarından anlaşılıyor ki; Akkerman’ı
fetheden Sultan II. Bayezid, oğlu ve halefi Yavuz Sultan Selim ve bu padişahın
kayınpederi Kırım hanı Mengli Giray Han ve Kânûnî Sultan Süleyman Han, bu
sancakta yaptırdıkları kale, cami, han ve hamam gibi binalarla bölgenin imarına ve Türk
nüfusun iskânı ile Türkleşmesine büyük ölçüde hizmet etmişlerdir. Bu vakıflar
sayesinde daha öncede Karadeniz’in kuzeyinde çoğunlukla göçebe olarak yaşayan
Kıpçak (Kuman), Peçenek ve Oğuz (Uz) Türkleri, Anadolu’dan getirilen Yörüklerle
kaynaşarak yerleşik hayata geçmiş ve sancak büyük ölçüde Türkleşmiştir.
Hamza KELEŞ
* G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi