0 Comments

Recep YAŞA * – Gülcan MEMİŞ **

Nogaylar, Kazakistan’dan Balkanlara kadar oldukça geniş bir coğrafyada dağınık bir şekilde yaşamaktadır. Bugün en yaygın olarak yaşadıkları ülkelerden biri de Türkiye’dir. Bununla birlikte Türkiye’de en az tanınan Türk topluluklarından biri Nogaylardır. Belki de bunun sebebi yaşadıkları sürgünlerden sonra gerek Osmanlı gerek Cumhuriyet döneminde yurt edindikleri yerlerde kendilerini o devletin bir parçası olarak saymalarıdır. Zira aynı dili konuşan, aynı dini ve kültürü paylaşan, aynı soydan gelen bir Türk topluluğu olarak yaşamış Nogaylar,hâkimiyeti altında bulunduğu otoriteye büyük bir özveriyle bağlı kalmışlardır.2

Nogayların Osmanlı İmparatorluğu’na ilk göçü 1774-1853 tarihleri arasında, ikinci göçleri ise Kırım Savaşı sonrasında Rusya yönetiminden rahatsızlık duyulması sonucunda gerçekleşmiştir. Osmanlı topraklarına üçüncü Nogay göçü, 1877-1878 Osmanlı – Rus Savaşı sonrasında yaşanmıştır.3 İşte biz bu bildirimizde çok farklı sebeplerden dolayı yaşadıkları ata topraklarından sürgün edilerek Kocaeli Sancağına yerleştirilenNogayları anlatmaya çalışacağız.

Nogayların Anadolu’ya İlk Göçleri ve “Kocaeli Sancağı”

Nogayların tarihini incelediğimizde göç olgusunun onların geçmişinde derin izler bıraktığı görülmektedir. Göç hareketlerinin doğuşunda göçmenler ile göç gönderen devlet arasındaki etkileşim önemli bir yere sahiptir.Nogayların, Kırım ve Kafkasya’dan Anadolu topraklarına yaptıkları göçlerde de yüzyıllardır devam eden Rus baskı ve denetimi etkili olmuştur. Bundan dolayı Osmanlı Devletine yapılan bu göçlerde çekici etkenlerden çok itici etkenlerin önemli rol oynadığını söylemek mümkündür.4

 NitekimNogaylar, XV. yüzyılda Kırım ve çevresinde bölgesel bir güç olarak ortaya çıkmıştı. Moskova yönetimi, gerektiğinde Kırım Hanedanlığı içindeki Nogay beylerini siyasi amaçlarına ulaşmada önemli bir unsur olarak görmüştür.

Bununla birlikte Nogaylar, Ruslar için daima bir tehdit unsuru olarak görülmüştür. Öyle ki Rus – Nogay çatışması, XVI. yüzyılın ikinci yarısında oldukça şiddetlenmiştir. Ruslar, 1580’de Nogayların başkenti Saraycık’ı yakıp yıkmışlardır. Rusya içindeki diğer Türk boyları gibi Nogaylar da Rus devletinin sınırlarının genişletilmesi üzerine çeşitli siyasi ve idari baskılara maruz kalmışlardır.6

 Nogay Ordası, XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibarenyaşanan iç çekişmeler sonucundaKüçük ve Büyük Nogay Ordaları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Nogaylar yinede Ruslar için büyük tehdit olarak görülmekteydi.XVII. yüzyılda yaşanan Kalmuk İstilası sırasında Nogaylar, Osmanlı Devleti hâkimiyetindeki Kırım’a göç etmek zorunda kalmıştır. XVIII. yüzyıla gelindiğinde ise Nogayların parçalanma süreci hız kazanmıştır.7

 Bu yüzyılda Nogaylar, Çerkezlerle birlikte Doğu Karadeniz sahilinde Azak Denizi ile Kuban Nehri havzasında yaşamaktaydı. Rusya’nın Nogaylara yönelik siyasetinin en önemli amacı Kırım Hanlığının Nogay gücünü ortadan kaldırmaktı. BöyleceRusya, XVIII. yüzyılda Karadeniz havzasındaki hâkimiyetini daha fazla güçlendirip Kafkaslarda etkin rol oynayacaktı.Kırım nedeniyle yaşanan Osmanlı-Rus Savaşları sonrasındaRusya, Kırım Hanlığının Nogay gücünü bertaraf etmek için 21 Temmuz 1774 Küçük Kaynarca ve 10 Mart 1779 Aynalıkavak Tenkihnâmesinde alınan kararlar doğrultusunda Osmanlıya karşı Nogaylardan faydalanma isteğinde bulunmuştur.8

Ancak Rusya, bu isteğe ret cevabı alınca şiddete başvurmuştur. Bu baskılardan yılmayan Nogaylar, Ruslara karşı ayaklanmışlar ve isyanlar çıkarmışlardır. Milli benliklerine sadık Nogayların bu direnişleri ile karşılaşan Ruslar, onları çeşitli yerlere dağıtmışlar hatta sınır dışı etmişlerdir.9

Nogaylara yönelik baskı, II. Yekaterina’nın 8 Nisan 1783 tarihli “Yüce Manifestosu” doğrultusunda alınan karar ile Kırımın Rus kontrolüne geçmesiyle artmıştır.10Kırımın ilhakıyla birlikte Çariçe Katerina’nın bölgede uyguladığı Ruslaştırma Politikasından dolayı halkaacımasızbaskılar uygulanıyordu. Çariçenin destek aldığı Rusya’nın Kırım Ordu Generali Potemkin yönetimine göre, Kırım ancak Türklerin buradan göç etmesiyle “Rus Yurdu” olabilirdi. Rus yönetimi, Nogaylarında geniş yaşam alanı olan Kırım’da halkın elinden ekonomik özgürlüklerine el koymuştur. Toprakların hazineye devredilmesiyle halk vergi veren “hazine köylüsü” adıyla köleleştirilmeye çalışılmıştır. Bu baskılara dayanamayan halk için göç kaçınılmaz olmuştu.11Yaşanan tüm bu gelişmeler üzerine Osmanlı Devletinde huzuru bulacağına inanan Nogaylar, Çerkezlerle birlikte yaşadıkları toprakları büyük kitleler halinde terk edip “Ak Topraklar” olarak adlandırdıkları Osmanlı Devletine göç etmek zorunda kalmıştır. Osmanlı Devleti, bu durum karşısında göçü destekleyici bir tutum izlemekteydi.12

Bu göç süreci içerisinde Nogayların Anadolu’da yerleştikleri yerlerden biri de Kocaeli Sancağıdır.Bununla birlikte Kocaeli (İzmit) Sancağı, 1783’te Kırım’dan İstanbul’a yapılacakgöçlerin önlenmesinde kilit noktalardan biri olmuştur.Çünkü XVIII. yüzyılda Kırım ve Kefe’den İstanbul’a göçler olduğu gibi Anadolu’nun farklı şehirlerinden ekonomik beklentilerle iç göçler de gerçekleşiyordu. Ağustos 1783’te Osmanlı yönetimi, Kocaili Sancağı Mutasarrıfı İsmail Paşa ile İzmit, Gebze, Kaymaz, Hendek, Sabanca kadılıklarına Kırım ve Kefe’den göç geleceğini bildirmiştir.Osmanlı yönetimi, Kırım ve çevresinden gelen göçlere yönelik farklı tedbirler almıştı. Göç edenlerin kimlikleri tespit edildikten sonra uygun yerlere yerleştirileceklerdi. Bu kaza kadılıklarından Kırım ve Kefe’den gelen muhacirlerin birer ikişer hane olarak yerleşime uygun köylere yerleştirilmeleri istenmiştir.

Ayrıca muhacirlerin beşer onar haneler olarak bir mahalde toplanmaması, İstanbul’a göçlerin önlenmesi kadılardan istenen bir diğer husustu.13 

1 Ekim 1783 yılında gerçekleşen Suvorov Katliamı Nogayların ata yurtlarından koparak İzmit gibi Anadolu’nun farklı şehirlerine göç etmelerinin haklılığını ortaya koymuştur. Nitekim 1 Ekim 1783’te gerçekleşen Nogay-Rus savaşında Rus General Suvorov,savaş esnasında Nogayların durdurulmalarını ya da esir alınmalarını değil de tamamen ortadan kaldırılmalarını emretmiştir. Kuban boylarında Rus General Suvorov’un emriyle kadın, çocuk, ihtiyar demeden binlerce Nogay Türkü şehit edilmiştir.14Bu kanlı olay sonrasında Suvarov, Nogay Kasabıolarak anılmaya başlanmıştır.15

Kırım Savaşı Sonrası Nogayların Kocaeli Sancağı’na Göçleri

Kırım Savaşı (1853-1856) sonrasında Çarlık Rusya, Balkanlara doğru genişleme politikasını geçici olarak terk edip Kırım ve Kafkasya Bölgesinde yaşayan topluluklara yönelik baskı ve şiddeti arttırmıştır.16 Rusların,Nogayların yaşadığı Kuban boyları ile Kafkas Dağlarına kadar olan bölgeyi de ele geçirmesi Nogayların göçünü kaçınılmaz kılmıştır.17 17 Bedri Habiçoğlu, KafkasyadanAnadoluya Göçler, İstanbul, 1993, s. 87. Kırım Savaşı sonrası Osmanlı topraklarına göç eden Nogaylar, Kuban boylarında yaşayanlardı. Anadolu’ya gelen Nogayların büyük çoğunluğunu Canboyluk, Yedisan ve Beşno Kabileleri oluşturmaktaydı.

Bu bağlamda Rusların baskısına boyun eğmeyen Nogaylar, bütün mal varlıklarını yaşadıkları topraklarda bırakarak Osmanlı topraklarına göç etmeye başlamışlardır.18 Rus arşiv verilerine göre göç edenlerin 101.605’i kadın, 126.022’si erkek olmak üzere toplam 227.627 kişiydi. Göç esnasında 60.000 kişi ise Osmanlı topraklarına varamadan hayatını kaybetmişti.19 Bu göç sırasında Rus memurlara verdikleri yüksek pasaport ücreti onları daha fazla ekonomik sıkıntıya düşürmekteydi.Bu sebepleOsmanlı yönetimiKırım’dan deniz yoluyla Osmanlı topraklarına göç edecek Nogayların vapur ücretlerini dahi karşılamıştı.20Kırım Savaşı sonrasında Anadolu’ya gelenKafkas göçmelerin ilk varış yeri İstanbul İskelesiydi.Göçlerin artması ile birlikte Trabzon ve Samsun dagiriş yapılan yerlerden biri olmuştur.21 Bununla birlikte İstanbul’adoğrudan ulaşamayan Nogayların kendi çabalarıyla ulaşabildikleri yerlerden birisi de Sinop, İzmit gibi şehirlerdir.22 İzmit, Nogayların Anadolu’ya dağıtım noktalarından biri de olmuştur.23 Dolayısıyla da Nogaylar Adana, Konya, Ankara, Kayseri, Eskişehirgibi kalıcı iskân yerlerine İzmit’ten nakledilmiştir.24

İzmit,Nogayların göçlerinde bir nevi Anadolu’ya açılan bir kapı olmuştur.Nitekim İstanbul’a gelen Yenam Nogayları ile Çerkes Hatukay Kabilesinin 13 Eylül 1859 (15 Safer 1859) tarihinde Ankara Eyaletine bağlı Sivas’a yerleşmeleri uygun görülmüştü. İstanbul’dan yola çıkan bu Nogay ve Çerkez Kabileleri, İzmit üzerinden Samsun’agönderilip oradan da iskan yerlerine ulaşacaklardı. İstanbul’dan İzmit’e gelen Nogaylar ileÇerkezlerinyolculuk sırasında zorluklarla karşılaşmamaları için ikigruba bölünüp vapur ya da kayıklarla yola çıkmaları uygun görülmüştü. İzmit’e gelecek Nogay Yenam ile Çerkez Hatukay Kabileleri içerisinde bey ve ulemaların dışında çok sayıda kadın, çocuk, hasta ve yürümekte zorlanan kişiler bulunmaktaydı. Hasta ve yürümekte zorlananlar için eşyalarının taşınmasına kolaylıklar sağlanacaktı. İskân yerlerine varıncaya kadar her kafileye birer memur tahsis edilecekti. Nogay ve Çerkezlerin, yolculukları sırasında iyi yerlerde konaklatılması gibi ihtiyaçlarıise Emval Sandığı tarafından karşılanacaktı.25

Nogayların, büyük topluluklar halinde Kocaeli Sancağına göçleri ise1860 yılına rastlamaktadır.8 Mart 1860 tarihli Arz Tezkeresi Kocaeli Sancağına yapılan Nogay göçünün sebebiniaçıklamaktadır.Bu ArzTezkeresinegöre,İstanbul’da yoğun nüfus yığılması önemli sorunlara yol açmaktaydı. Öyle ki 6 Aralık 1858’de İstanbul’a ulaşan Çerkesler ile Nogayların sayısı 1060 iken 1860’ta bu sayı 14.000’e yükselmişti.İstanbul’da önemli yoğunluk oluşturan bu muhacirler arasında tifüs hastalığı hızla yayılıyordu. Hastalığın salgına dönüşmesini önlemek için Nogaylardan Adana, Kütahya ve Çorlu’ya yerleşmek isteyenlerin hemen sevk olunmasına; Ankara ve Konya’ya gidecek olanların İzmit, Bursa ve Eskişehir civarındaki köylere geçici olarak yerleştirilmesine karar verilmişti.26 1860’tan itibaren İzmit’in Kandıra ve Kaymaz gibi kazaları da geçici iskân yerlerinden olmuştur.27 Kocaeli Sancağına gelen Nogayların sayısını kesin olarak tespit etmek zordur. Çünkü bazı kayıtlarda sadece Nogay ifadesi kullanılırken bazı kayıtlarda ise Çerkez ve Nogay, Kırım muhacirleri gibi genel ifadelere rastlanılmaktadır. Bu durum gelen muhacirlerin kimliklerinin tespit edilmesinde gerekli özenin verilmediğini göstermektedir.

Osmanlı yönetimi tarafından İzmit’e geçici olarak gönderilen Nogaylar ile Çerkezlerin mağdur olmamaları için gerekli özen gösterilmekteydi. Bu sebeple İzmit’e gelenNogaylar ile Çerkezler, hükümetçe kendilerine gösterilen han, hane ve dükkânlara yerleştirilmişti. Ancak İzmid Meclisi’nde,Nogay ve Çerkezlerin yerleştikleri bu mekânların kira bedelininmülk sahiplerine nasıl ödeneceği gündeme gelmişti. İzmid Meclisi bu konuyla ilgili bir yazıyı3 Mart 1860’ta Meclisi Tanzimat’a iletmiştir. 15 Mart 1860 tarihinde Meclisi Tanzimat’ta alınan karar doğrultusunda kira bedelinin mülk sahiplerine Emvâl Sandığı tarafından ödenmesi uygun bulunmuştur.28

Kocaeli Sancağına 1860’tan itibaren kalabalıkNogaykabileleri gelmekteydi. Bunlardan biri de Yedisan29 Kabilesiydi. İstanbul’da bulunan Nogay Yedisan Kabilesi, iki yüz hane olup sekiz yüz altmış yedi nüfusa sahipti. Oldukça kalabalık nüfusa sahip olan Yedisan Kabilesinin Ankara Eyaleti içinde yerleştirilmesi kararlaştırılmıştı. Ancak mevsim şartları göç etmeleri için uygun değildi. Bu nedenle Yedisan Kabilesinin Ankara Eyaleti yerine geçici olarak Kocaeli ve BoluSancaklarına gönderilmesi uygun görülmüştü. Alınan bu karar doğrultusunda 7 Mart 1860(14 Şaban 1276) tarihinde Yedisan Kabilesinin önemli bölümü Kocaeli Sancağının Taraklı, Geyve ve Akhisar (Pamukova) Kazalarına; geriye kalan bölümü ise Bolu Sancağına tâbiTorbalı Kazasına gönderilecekti.Bu geçici iskân sürecinde asayiş tedbirleri alınarak Nogaylar uygun han, hane ve köylere yerleştirilecekti. Ayrıca maddi olarak zorluk yaşamamaları için Ankara Eyaletine göç edecekleri tarihe kadar on beş yaşından büyük olanlara günlük ikişer kuruş, on beş yaş altı olanlara ise birer kuruş yemeklik bedeli ödenmesi uygun bulunmuştu.30

Nogayların Ankara, Adana gibi asıl iskân yerleri yerine Kocaeli Sancağına yerleştirilmelerinde maddi durumlarındaki yetersizlikler de etkili olmaktaydı.Muhacir Komisyonu’na yazılan 22 Temmuz 1860 (3 Muharrem 1277) tarihli dilekçeye göre yirmi iki hane Nogay Muhacirinin maddi durumu oldukça kötü olduğundan Adana ya da Konya’ya değil de İzmit’e yerleştirilmelerine karar verilmişti. Ancak yerleşmeleri için gösterilen Koruluk alan taş ve çalılıklardan temizlenmediği için Nogaylar buraya yerleşemedikleri içinçok zor duruma düşmüşlerdir. Bundan dolayı Muhacir Komisyonuna bir dilekçe vererek akrabalarının bulunduğuAdana veya Konya’ya iskân etmek istediklerini belirtmişlerdir.Bu memnuniyetsizliğin giderilmesi için Osmanlı yönetimi tarafından 28 Temmuz 1860 (9 Muharrem 1277) tarihinde, Nogayların İzmit’te iskân ettirilmeleri hususunda İzmit Kaymakamlığından üzerlerine düşen görevi yapması istenmiştir.31Bununla birlikte 30 Temmuz 1860 (11 Muharrem 1277) tarihli bir belgeye göre, İzmit’e yerleşmek için gönderilen Nogayların iskân yerlerini verimli bulmayıp başka şehirlere yerleşmek için müracaatta bulundukları da görülmektedir. Bu sebeple İzmit Kaymakamlığı tarafından Nogayların yerleşim yeri ile ilgili memnuniyetsizliklerin acilen giderilerek verimliarazilere yerleştirilmeleri öngörülmüştür. 32

Diğer taraftan Nogayların bir kısmı Kocaeli Sancak merkezi yerine çeşitli kazalara dağıtılmaktaydı. Nitekim 1860 tarihinde Nogayların Altı Kesen (?) Kabilesi ile Çerkezlerin Han Kabilesinin İzmit Sancağına bağlı Hendek Kazasıyla Adapazarı’na bağlı Sapanca Kasabasına arazi-i maliye emriyle iskân edilmeleri uygun görülmüştü.

Ancak muhacirlerin bu arazilerde konaklayabilecekleri evleri henüz inşa edilmemişti. Bu sebeple evlerin inşası için gerekli kereste cinsleri ile kiremit gibi inşaat malzemelerinin miktarı tespit edilerek, bunların toplam bedeli Muhacir Komisyonuna mazbata ile bildirilecekti. Evlerin yapılacağı yerlerde gerekli tespitlerin yapılmasıiçin İzmit Mimar Kalfası Esvador görevlendirilmişti. Esvador, Nogay ve Çerkezler için inşa edilecek evlerin planını çizmiştir. Bu plana göre evlerin ikişer odası, bir sofası ve altında ahırı olup yüksekliği ise 7 zira’33 yani yaklaşık 5,25 metre ile 6,30 metre olacaktı. Ayrıca pencerelerde kanat sistemi kullanılacaktı. Buevlerin her birinin toplam maliyeti ise seksen dört buçuk kuruş tutmaktaydı.Bu tespit doğrultusunda Mimar Esvador ile geçici kontrat yapılmıştır. Esvador ile yapılan ikinci bir görüşme sonrasında evlerin maliyeti altmışaltı buçuk kuruşa düşürülmüştür. Yine de Esvador’un evler için verdiği toplam maliyet oldukça yüksek bulunmaktaydı.

Bundan dolayı 22 Haziran 1860 tarihli Meclis Komisyonuna gönderilen mazbataya göre evlerin daha ucuza yapılması için İstanbul’dan birkaç müteahhit kalfa gönderilmesi istenmiştir. Çünkü İzmit’te evlerin inşası için teknik bilgiye sahip başka mimar bulunmamaktaydı.

Osmanlı yönetimi,İzmit Sancağından Hendek ve Sapanca’ya gelen Nogay ve Çerkezlerin sayısı ile onlara ne kadar yardım edildiği konusunda kesin bilgilere sahibi olmak istemiştir. Bu amaçla Osmanlı yönetimi tarafından taşraya yerleşen muhacirlerle ilgili bir defter hazırlanmaktaydı. Bu defter sayesinde taşraya ne kadar nüfus geldiği, gelenler için kaç hane yapıldığı, ne kadar hane gerektiği, kaç hanenin misafir edilmeye devam edildiği, ne kadar tohumluk verildiği gibi bilgiler yer alacaktı. Ancak İzmit, Hendek ve Sabanca için gerekli bilgileri zamanında iletememiştir. 26 Haziran 1860 tarihinde Muhacir komisyonu tarafından İstanbul’a gönderilen mazbatada bunun gerekçesi olarak evlerin inşa edilememesi gösterilmiştir. Hazırlanan bu defterdeki bilgiler 25 Temmuz 1860 tarihinde tamamlanarak Bab-ı Âli ve Maliye Nezaretine iletilmiştir. Muhacir Komisyonunun 6 Ağustos 1860 tarihli mazbatasına göre Hendek ve Sapanca’daki arazilerde tarım devam ettiğinden evlerin henüz yapılmadığı, Nogay ve Çerkezlere günlük yevmiyelerinin verildiği anlaşılmaktadır. Meclisi Tanzimat inşa edilecek evler konusunu çözüme götürecek kararlar almıştır. Bu karara göre evler muhacirlerin ihtiyaçlarına cevap verecek özellikte olup çok ayrıntılı olmayacaktı. Evlerin masrafı için sekiz yüz ya da bin kuruş verilecekti. Bu ödenecek paranın içerisinde Nogay ve Çerkezlerin öküz, tohum gibi ihtiyaçlarının bedeli de bulunacaktı. Gerektiğinde evlerin yapımında muhacirlerin desteğine de başvurulacaktı. 10 Ekim 1860’ta Meclisi Tanzimat’ın İzmit Kaymakamlığına verdiği bu görev doğrultusunda evler kış mevsimi gelmeden tamamlanacaktı. 34

Nogayların Kocaeli Sancağında iskân ettikleri yerlerden biri de Kandıra Kazasıydı. Kandıra’ya yerleşen Nogayların neredeyse tamamı Canboyluk Kabilesindendi. Nogayların Canboyluk Kabilesinden Hoca Ramazan Efendi takımından onbeş hane seksen iki kişilik nüfus 20 Aralık 1860 (6Cemaziyelahir1277) tarihinde Kandıra Kazasına yerleşmek istemiştir.35 Yine Canboyluk Kabilesinden iki hane on iki kişilik nüfus 23 Aralık 1860’daKandıra Kazasında iskân isteğinde bulunmuştu.36 Bu istekleri olumlu karşılanan Nogaylar, köy ve kasabalara yerleşim kurallarına uygun olarak yerleştirilmişlerdir. Yanlarında fukara pusulası bulunanlara iskânlarına kadar günlük yarımşar okka ekmek verilmesi ya da hesaplanan bedelin nakit olarak ödenmesi hususunda İzmit Kaymakamlığının üzerine düşen görevi yapması istenmiştir.37

Kandıra’ya gönüllü olarak yerleşen Nogayların yanı sıra olumsuz hava şartları nedeniyle geçiciolarak yerleşenler de bulunmaktaydı.Nogay Canboyluk Kabilesinden dört hane yirmi bir kişilik bir grup İstanbul’a giderken hava koşullarının kötü olması üzerine Kandıra’ya yerleştirilmiştir.Kalıcı yerleşim yerlerine gitmek için gerekli koşullar sağlandığında ise akrabalarının bulunduğu Konya Eyaletine gitmek için Muhacir Komisyonuna bir dilekçe verdikleri görülmektedir.30 Nisan 1861 tarihinde bu istekleri kabul edilen Nogay ailelerinin Konya Eyaletine yerleşmeleri konusunda gereken işlemlerin yapılması öngörülmüştür.38Yine Nogayların Canboyluk Kabilesi ile İslam Mirza takımından otuz üç hane yüz elli altı kişilik bir grupolumsuz hava şartları nedeniyle  Kandıra Kazasında iskân etmek zorunda kalmışlardır. Bir süre Kandıra’da iskân eden bu Nogaylar, Muhacir Komisyonu aracılığı ile akraba ve yakın çevrelerinin bulunduğu Konya Eyaletinin Kırşehir Kazasına göç etmek istemişlerdir. Kandıra’dan Kırşehir’e yapılacak bu göçte İzmit Kaymakamlığı ile Konya Valiliğine Nogayların iskân yerlerine ulaştırılmasında sorumluluklar verilmiştir. 16 Mayıs 1861’de (6 Zilkade 1277) İzmit Kaymakamlığından fukaradan olduğunu belirten pusulabulunanlara gerekli yardımlar yapılacaktı.39Kandıra’ya kötü hava şartları nedeniyle yerleştirilen bir diğer Nogay kabilesi,Canboyluk Kabilesinden doksan altı kişilik Abdülmelik Efendi takımıdır. 19 Mayıs 1861 ‘de Abdülmelik Efendi Kabilesi de Kırşehir’de bulunan akrabalarının yanlarına göç etmek istemiştir.40

İzmit’in Kaymaz Kazası de kötü hava şartları nedeniyle Nogayların yerleşmek zorunda kaldıkları yerleşim yerlerinden biriydi. Canboyluk Kabilesinden Hoca İdris takımından yetmiş kişilik aile kazazede olarak Kaymaz’a yerleşmişti. 25 Nisan – 10 Mayıs 1861 arasındaki farklı tarihlerdeki yazışmalardan Hoca İdris takımının akrabalarının bulunduğu Kırşehir’e gitmek istedikleri anlaşılmaktadır. 41

Ayrıca İzmit’te Nogay Canboyluk Kabilesinden Hoca Kasım Giray takımı yerleştirilmişti.Bu Nogay kabilesi on sekiz hane seksen nüfusa sahipti.20 Mayıs 1861’de (10 Zilkade 1277) Muhacir Komisyonu tarafından İzmit Kaymakamı Mustafa Arif Efendi ile Konya Valisi Ragıp Paşa’ya Hoca Kasım Giray takımının Konya Eyaletine yerleşmek istediği bildirilmiştir. Konya’ya yerleşmeleri kabul edilen Nogayların iskân sürecinin düzgün gerçekleşebilmesi için bir memur görevlendirilmiştir. İzmit Kaymakamlığı, yanlarında fukara pusulası bulunan Nogaylaragünlük yarımşar ekmek dağıtmak ya da ekmek bedelini peşin olarak ödemekle yükümlü tutulmuştur.42

Bahar mevsiminin gelmesiyle İzmit Sancağına yerleştirilen Nogay Canboyluk Kabilesinde olduğu gibi Nogay Yedisan Kabilesinden de asıl iskân yerlerine gitmek için müracaatta bulunanlar olmuştur. İzmit Sancağına yerleştirilen Yedisan Kabilesinden Hoca Hüseyin Efendi takımından on dokuz hane yetmiş dört kişilik nüfusun Nallı Kazasına iskân edilmeleri uygun görülmüştü. Bu karar üzerine Hoca Hüseyin Efendi,Muhacir Komisyonuna Tekfur Dağındaki (Tekirdağ) akrabalarının yanına yerleşmek istediğini belirten bir dilekçe vermiştir.

Komisyon tarafından 28 Mayıs 1861’de dilekçeye verilen cevapta, Tekfur Dağına daha önce yerleşenlerin bir kısmının başka yerlere iskân ettiğindenHoca Hüseyin Efendi takımının buraya yerleşme isteklerinde bir sakınca bulunmadığı belirtilmiştir.43

Muhacir Komisyonu, Nogaylara ait önemli olayları üst makamlara bildirmekle yükümlüydü. 1861 tarihli bir dava konusu da Kandıra’da yaşayan Değirmenci Avram ile iki Nogay muhaciri arasında gerçekleşmişti. Değirmenci Avram Nogay Muhacirlerinden birini öldürüp diğerini yaralamıştı.Osmanlı yönetimi, Muhacir Komisyonuna intikal eden bu olayı adil bir şekilde çözümlemeye çalışmıştır.44

1862’de İzmit’i dolaşan Kubinyi, Henszlmann , Ipolyi adlı seyyahlar halkın boş Macar Köyü (Kavaklı ) olarak adlandırdığı yere yerleşen Nogay göçmenlerinden bahseder. Seyyahların edindikleri bilgilere göre Nogaylar, bu köye 1861 yazında yerleşmiştir.45

Nogayların Kocaeli Sancağında yerleşim yerlerinden biri de Seferiye Kazası’dır. 14 Temmuz 1861’de Adana Eyaletine bağlı Tarsus’ta yerleşmiş Nogay muhacirlerinden Hacı Timur Bey ve ailesi hava koşullarına uyum sağlayamadıklarını belirterek akrabalarının yaşadığı Seferiye’ye göç etmek istemiştir. Bu isteği kabul edilen Hacı Timur Bey ise beş kişilik ailesinin yanı sıra kabilesinden kırk bir kişinin Seferiye’ye yerleşmek istediğini belirtmiştir.Adana Mutasarrıfı Ahmed Paşa’ya bu Nogay ailesinin Seferiye’ye göçleri sırasında gidiş masraflarının karşılaması bildirilmiştir. İzmid Kaymakamı Mustafa Arif Efendi’den ise iskân konusunda gerekli özenin gösterilmesi istenmiştir.46

Bu arada Kocaeli Sancağına kalıcı olarak yerleşen Nogay kabile başkanlarının olumsuz tavırları başka şehirlere göç etmelerine yol açabiliyordu. Bu liderlerden biri de Berkay Beydi. Berkay Bey, kendini Rus zabitanından biri olarak tanıtıp elçilik vasıtasıyla Anadolu’da Kocaeli Sancağının yanı sıra Çorum ve Amasya’da ikamet etmekteydi. Ancak Berkay Bey kendisine tanınan bu hakları göz ardı edip muhacirleri kışkırtmaya çalışmıştır.

Bu davranışlarından dolayı İzmit’te hapsedilmiştir. Osmanlı yönetimi, Berkay Bey’in akrabalarından ileri gelen kişilerin aracılığı sayesinde Rusya’ya geri dönme isteğine izin vermiştir. Osmanlı yönetiminin aldığı karara göre Berkay Bey, Rusya’ya giderken yanında akrabalarını da götürecekti. Akrabalarından yüz kadar kişi dilekçe vererek Rusya’ya gitmek istemediklerini belirtmiştir. Bunun üzerine Osmanlı yönetimi Berkay Bey’in İzmit’te bulunan akrabalarının Amasya’ya gönderilmesini istemiştir. Çünkü Berkay Bey’in olumsuz düşüncelerinden etkilenen akrabalarının bulundukları yerde isyan edeceğine inanılıyordu.47

Osmanlı yönetimi, Sultan Abdülhamit Han ile Sultan Abdülaziz Han zamanında gelen göçleri tespit etmek için 1863’te bir defter tanzim etmekteydi. Bu tespit çalışmasıyla Kocaeli Sancağı da gelen göçlerle ilgili resmi sonuçları İstanbul’a bildirecekti. Fakat Kocaeli Sancağı, yaklaşan büyük bir Osmanlı- Rus Harbi öncesinde Nogaylarında dahil olduğu geçici iskan sürecini tamamıyla bitirememişti. Bu sebeple göçlerle ilgili kesin sonuç bu çalışmada yer alamıyordu.48

Osmanlı Devleti, Nogayların da yer aldığı ikinci büyük göç dalgasının etkilerini gidermeye çalışırken 1877- 1878 tarihinde yaşanan Osmanlı- Rus Harbi sonrasında Balkanlardan yeni bir Nogay göçüne kapılarını açmak zorunda kalmıştır.49Nogaylar,1859- 1860 tarihli göç dalgasında Balkanlarda Dobruca, Varna ve çevresine de yerleştirilmişti. 1881 tarihli muhacir nüfus tespitine göre 93 Harbi ile birlikte Anadolu’ya 5565 Nogay- Tatar gelmiştir. Gelenlerden 377 Nogay ve Tatar İzmit’e yerleştirilmiştir.5093 Harbi sonrasında İzmit’e gelen Nogay göçü hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır.

Sonuç olarak Kocaeli Sancağına en yoğun Nogay göçünün 1859-1861 tarihleri arasında yaşandığı görülmektedir. İzmit,XIX. yüzyılda olduğu gibi XX. yüzyıl sonrasında daNogayların göçüne ev sahipliği yapmıştır. Öyle ki 1924 nüfus mübadelesinin sonucu olarak 1935’te Romanya Dobruca’dan Nogayların da içinde bulunduğu göçmenler Köstence Limanından Tuzla’ya gönderilmiştir. Tuzla’da bir süre kalan Nogaylar, Derince’ye gönderilmiştir. Buraya gelen Nogay göçmenler İzmit’in Sarımeşe (Selimiye) Beldesi ile Adapazarı’nın Fındıklı (Ayazmalı), Kalaycı köylerine yerleştirilmiştir. Günümüzde de Nogayların Kocaeli ve Sakarya çevresinde varlıkları bilinmektedir.51.

Sonuç

Nogaylar, Rusların baskıcı politikalarına boyun eğmeyerek yaşadıkları Kırım ve Kafkasya Bölgesinden büyük kitleler halinde Anadolu’ya göç etmişlerdir. Anadolu’daki bu yerlerden birisi de Kocaeli Sancağı olmuştur.

Ancak Kocaeli Sancağı sadece Nogayların yerleşim yeri olmayıp aynı zamanda geçici toplanma ve barınma merkezlerinden biri olmuştur.Kocaeli Sancağına en yoğun Nogay göçü ise Kırım Harbi sonrasında yani 1859-1861 tarihleri arasında gerçekleşmiştir.Bu ikinci göç dalgası ileKocaeli Sancağına gelen Nogaylardanbüyük bir bölümünün Kocaeli Sancağında iskân edildiği görülmektedir. Hatta mübadele sonucu Romanya Dobruca’dan getirilen Nogayların bile yurt edinmek istedikleri Kocaelive çevresine yerleştirildikleri görülmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Paylaşımlar