0 Comments

ḲAMBAR BATIR VE NAZIM ḲIZIN ÄNGİMESİ Kazak Türkleri arasında yaygın olarak anlatılan destanlardan birisi de Ḳambar Batır’dır.157 Destan ilk olarak özet şeklinde L. Meyer tarafından St. Petersburg’da 1865 yılında hazırlanan “Kirgizkaya Step Orenburskogo Vedomstva” adlı eserde yayımlanmıştır. 1888 yılında Ṽ.Tuhfatullin adlı Tatar vatandaşı, Zaysan bölgesinden derlenmiş olan destan nüshasını Kazan’da “Ḳiyssa(-i) Ḳambar”158 adıyla bastırmıştır. Aynı nüsha 1903 yılında Karimov kardeşler tarafından “Toḳsan Üyli Tobır”159 ismiyle bazı değişikliklerle yeniden yayımlanmıştır. Eseri yayına hazırlayanlar tarafından yapılan bu değişikliklerden bazıları şöyledir: 1888 yılındaki baskıda destanın ana kahramanı olan Ḳambar’ın sevgilisi Nazım’ın babası Han Äzimbay’ın yaşadığı yerin adı “Aḳ Aral” şehri iken 1903 yılındaki nüshada bu ad “Kök 157 Destan hakkında daha detaylı bilgi için: N.S. Simirnova, “Osnovnıye Versii Kambara”, İssledovaniya Po Kazahskomu Folkloru”, (Sost. S.A. Kaskabasov), Jibek Jolı, Almatı, 2008, s. 180- 266; Karl Reichl, “Formulaic Diction in Kazakh Epic Poetry”, Oral Tradition, 4/3 (1989), s. 264- 268; Türk Boylarının Destanları, s. 153-161 Ayrıca Kambar adının kökeni ve bu ad etrafında oluşan inançlarla ilgili olarak bkz. İsa Özkan, “Türkmenistan’daki Adak Yerleri ve Bu Yerlerle İlgili İnançlar”, Türk Kültürü, Yıl: XXXI, S. 368, s. 730-740; Pervin Ergun, Kambar Ata, Baba Gambar, Kömen Yay., Konya, 2011. Ḳambar Ata, Kazak Türklerinde atların pîri olarak kabul edilir. 158Destanın adı Kazak kaynaklarında “Ḳissa Ḳambar” olarak geçmekle beraber, biz doğrusunun “Ḳiyssa-i Ḳambar” olduğu kanaatindeyiz. Çünkü Arap harfli olarak yayımlanmıştır ve terkipli olmalıdır. 159 Bu nüsha; Mehmet Aça, Kazak Türklerinin Destanları ve Destancılık Geleneği, Kömen Yay., Konya, 2002, s. 203-227’de Türkiye Türkçesine aktarılmıştır. 83 Aral” olarak değiştirilmiştir. 1888 yılındaki nüshada Äzimabay’ın kızının adı “Nazım” iken 1903 yılındaki nüshada “Lazım” olarak değiştirilmiştir. 1888 yılındaki nüshanın uzunluğu 1210 mısra, 1903 yılındaki nüsha ise 1028 mısradır. Nüshalar mısra mısra karşılaştırıldığında 1888 yılındaki nüshada yer alan 186 mısra, 1903 yılındaki nüshada eksiktir ve ayrıca 5 mısra da 1888 yılındaki nüshadan farklıdır. 1888 nüshasında “kâfir, Rus” diyerek bahadırın düşmanın kalabalık askerlerini kılıçtan geçirmesi sanki Çarlık Rusya’nın askerlerini yok etmesi olarak kabul edilmiş ve bundan dolayı bu söz 1903 nüshasında kahramanlıkla ilgili Kazak Türklerinin anlatmalarında karşımıza çıkan tarihî epik düşman, “Kalmuk” sözcüğüyle değiştirilmiştir. J. Raḳışeva: “Bu değişikliğin Çarlık Rusya sansürünün etkisiyle yapıldığını tahmin ediyoruz”, diye söylemektedir.160 1903 yılında basılan nüshada destanın o güne kadar yapılan ilk baskısı olduğu belirtilerek 1888 yılında yapılan baskı unutturulmaya ve halk hafızasından silinmeye çalışılmıştır. Bu da yine Çarlık Rusya’nın sansür hareketinin bir sonucudur. Ayrıca destandaki toplumsal terimler de değiştirilmiştir. Örneğin Äzimbay’la ilgili “Köp Noğaydın Biyi edi (Kalabalık Nogayın Beyi idi)”, (1888 nüshası, 39.mısra) mısraındaki biy (bey) sözcüğü 1903 nüshasında “Köp Noğaydın biri edi (Kalabalık Nogay’dan biri idi)”, (1903 nüshası, 39. mısra) şeklinde değiştirilmiştir. Sovyetler Birliği döneminde destanın ilk baskısı olan 1888 baskısında “dini sözlerin çokça kullanıldığı” ileri sürülmüştür. Bunun içinde o dönemin araştırmacıları bu nüshanın yerine 1903 nüshasını kullanmanın bilimsel olarak daha doğru olduğunu ifade etmişlerdir. Yine Sovyet dönemde 1953 yılında Kazak SSR’nin sansür organizasyonunun destanlarla ilgili tartışmasının neticesinde “Ḳambar Batır” destanı da diğer bazı destanlarla birlikte tahribata uğratılmıştır.161 Destanın başka bir nüshası da 1890 yılında S.Petersburg’da yayımlanan “Turetskaya Hrestomatiya” adlı eserin üçüncü cildinde 160 J. C. Raḳışeva, “ N. S. Simirnova Jäne Ḳambar Batır Jırı”, Folklorist H.S.Simirnova i Voprosı İzuçeniya Ustnogo Narodnogo Tvorçestva, Almatı, 2009, s.76; J. Raḳışeva, “Ḳambar Batır Jırı”, Babalar Sözi, 43.Tom, Foliant Baspası, Astana, 2007, s. 357-358. 161 Raḳışeva, “Ḳambar Batır Jırı”, s. 359; Raḳışeva, “ N.S.Simirnova Jäne Ḳambar Batır Jırı”, s. 75- 77. 84 İ.N.Berezin tarafından “Ḳambar Bahadürdin Jırı” ismiyle yayımlanmıştır. Bir diğer nüsha da Abubakir Divayev162 tarafından “Ḳambar Batır” adıyla 1922 yılında Taşkent’te yayımlanmıştır. Bu nüshalar arasında özellikle Berezin ve Divayev’in yayımlamış olduğu nüshalar önemlidir.163 Ayrıca destanın 1923 yılında Ḳalkay Molda tarafından yazılan “Ḳiyssa Ḳara Ḳaska Attı Ḳambar”, 1936 yılında Barmaḳ Muḳambayulı tarafından “Ḳambar Batır”; 1950 yılında Şapay Ḳalmağambetov tarafından 1888 ve 1922 yıllarındaki nüshalardan oluşturulan “Ḳambar Batır”; 1956 yılında Mayasar Japakḳov’tan derlenen “Ḳambar Batır” ve yine 1956 yılında Änuṽar Şoḳatayev’ten derlenen “Ḳambar Batır” adlı nüshaları da vardır. Yukarıda zikredilen nüshaların dışında, çalışmamızın da asıl kısmını oluşturan, kayıtlara “masal nüshası” adıyla geçmiş olan iki nüsha daha vardır. Bunlardan “Ḳambar Batır” adlı nüsha N.S.Simirnova tarafından Leningrat’taki İ.N.Berezin’in el yazmaları arasında 1957 yılında bulunmuştur. Bu nüsha 1959 yılında hazırlanan “Ḳambar Batır” adlı eserde ve 1989 yılında yayımlanmış olan “Ḳazaḳ Halıḳ Ädebiyeti-Ertegiler” adlı eserin 279-280. sayfalarında yayımlanmıştır. Diğer bir masal nüshası da, “Nazım Ḳızın Ängimesi” adlı nüshadır. Bu nüsha, 1956 yılında Pavlador’da N. Äminov tarafından S. Äbjanov’dan derlenmiştir. Eser ilk defa “Babalar Sözi” adlı serinin kırk üçüncü cildinin 333-334. sayfaları arasında yayımlanmıştır. Biz de masal nüshaları adıyla kayıtlı olduğu için çalışmamıza her iki nüshayı da aldık. Bizim çalışmamız, anlatının masal nüshalarıyla destan nüshalarını şekil ve muhteva açısından karşılaştırma esası üzerine kurulmuştur. Burada metinleri karşılaştırırken örnek olması açısından destanın en eski varyantlarından olan St. Petersburg’da 1890 yılında yayımlanan “Ḳambar Bahadürdin Jırı”164 adlı nüshayı vermek istiyoruz. Bu nüshayı seçmiş olmamızın sebebi eski nüshalar arasında masal şekliyle en çok benzerlik 162 Divayev, Kazahskoye Narodnoye Tvorçestvo, s. 57-114. 163 J. Raḳışeva, “Ḳambar Batır Jırı”, s. 337. Ḳambar Batır anlatısının tüm varyantları Muhtar Äṽezov adlı Edebiyat ve Sanat Enstitüsü tarafından çıkarılmakta olan Babaları Sözi adlı serinin 43. cildinde yayımlanmıştır. 164 Babalar Sözi, 43.Tom, s. 11-47. 85 gösteren nüsha olmasıdır. Bu nüshanın bir diğer öne çıkan özelliği de diğer eski nüshalarda olmayan kahramana yardımcı, konuşan at motifinin de yer almasıdır. Bu mitolojik motif destanın bu nüshasının diğer nüshalardan daha eski olduğu izlenimini vermektedir. Destanın sonunda Ḳambar’ın tarihi kişiliğiyle ilgili bilgiler veriliyor olması da nüshayı diğerlerinden farklı kılan özelliklerden biridir. “Ḳambar Bahadürdin Destanı” Nogaylı yurdu ona bölünüp Ormanbet Bey öldükten sonra on iki bağlı Özbek yurdunu Äzimbay isimli han yönetmeye başlar. Äzimbay’ın yedi oğlu ve on iki Nazım adlı yaşında çok güzel bir kızı vardır. Äzimbay’ın çağdaşı ve aynı zamanda dostu olan Arşahan adlı bir başka han vardır. Arşahan, bir gün Äzimbay’a, “kızın Nazım’ın vakti geldiği halde neden hâlâ evlendirmiyorsun” deyince Äzimbay, idaresi altındaki herkesi toplayarak “kızını, kimi isterse onunla başlık parası almadan evlendireceği” haberini duyurur. Herkes toplanır fakat Nazım kız kimseyi beğenmez. Bunun üzerine orada bulunan bir Töleŋgit (Teleüt), Äzimbay’a gelerek “eğer fakir demezse halkını avcılıkla geçindiren on iki yaşındaki Ḳambar’dan daha yiğit ve kızına daha layık bir kimsenin olmadığını” söyler. Fakat Äzimbay, fakir birisine kızını vermeyeceğini söyler. Nazım, Ḳambar’ın ismini o esnada duyar. Nazım bir gün abdest almaya çıktığında oradan geçmekte olan Ḳambar’ı görür. Ḳambar ona aldırış etmeden yoluna devam eder. Nazım, Ḳambar’ı yanına çağırır. Ḳambar ona gitmek istese de aklına yolunu gözleyen fakir halkı gelince vazgeçer. Nazım, Ḳambar’ın dönüşünü bekler. Fakat Ḳambar ona kendisi gibi bir fakirden ümidini kesmesini söyler ve yoluna devam eder. Giderken de Nazım’a: “Maḳiya adlı kâfir bir hanın asker toplayarak Äzimbay’ın üzerine sefere çıkıp Nazım’ı almak istediğini ve Maḳiya’nın geldiğinde kendisine haber vermesini” söyler. Yolda Maḳiya’ya şeşen* olan Kelmenbet kâfir de katılır. Maḳiya, Nazım’ı istemeye Kelmenbet’i gönderir. Äzimbay kabul eder. Fakat hanın * şeşen: Söz ustası, hatip. Konuşmacı 86 küçük oğlu Alşora bunu duyunca sinirlenerek Kelmenbet’e hemen oradan gitmesini söyler. Kelmenbet de eğer Nazım’ı vermezlerse Maḳiya’nın kalabalık ordusuyla onların yurtlarını talan edeceğini söyler. Alşora ise kâfire kız vermeyiz, diyerek Kelmenbet’in yanındakileri öldürür ve onun da kulak ve burnunu keserek ona, hanı Maḳiya’ya yurtlarını korumak için Ḳambar’ın onlara yeteceğini iletmesini, söyler. Maḳiya bunu duyunca çok öfkelenir ve Äzimbay’ın üzerine gelerek Nazım’ı yeniden ister. Alşora ile Arşahan, Äzimbay’a gelerek on iki gün Maḳiya’yı oyalamasını ister. Äzimbay, elçilere kızını vereceğini fakat kendisine on iki gün müsaade edilmesini ister. Elçiler gittikten sonra Ḳambar’a haber salar. Ḳambar geleceğini söyler. Ḳambar yola çıkar. Kelmenbet şeşen Ḳambar’ın gelmekte olduğunu görür. Kelmenbet aslen Müslümanken sonradan kâfir olmuştur. Fakat yeniden Müslüman olmak ister. Bundan dolayı da Ḳambar’ı Maḳiya’ya öldürtmemenin bir yolunu arar. Ḳambar, Maḳiya’nın çadırına gelir. Karşılıklı atışırlar. Ḳambar öfkelenerek çadırdan çıkar ve onu “teke tek” dövüşmeye çağırır. O zaman Ḳambar’ın atı konuşmaya başlayarak ilk üç atışı Maḳiya’ya vermesini söyler. Ḳambar, Maḳiya’nın attığı üç oktan da atının yapmış olduğu değişik hamleler neticesinde kurtulur. Ḳambar attığı tek okla Maḳiya’yı öldürür. Bundan sonra Alşora ve Kelmenbet de ona yardıma gelirler ve hep beraber düşmanı dağıtırlar. Ḳambar, Äzimbay’a gelerek düşmanı yendiğini ve ondan kızını istediğini söyler. Äzimbay ise kızını onun gibi bir fakire vermeyeceğini söyler. Alşora ve Arşa Han, Äzimbay’a, Ḳambar gibi bir yiğide kızını vermesini söylerler. Evine dönmekte olan Ḳambar’ı Arşa Han tekrar getirir ve Ḳambar’ı Nazım’la evlendirirler. Kerey ile Ṽaḳ tayfalarının atası Er Ḳambar’dır. Ayrıca Er Kökşe de Ḳambar’la Nazım’ın çocuğudur.165 Destan’ın, “Nazım Ḳızın Ängimesi” isimli masal nüshası “Ḳambar Batır” adlı nüshadan daha kısa ve daha da özet bir şekildedir. Bu masalda Nazım ve Ḳambar’ın sadece adları geçer. Bundan dolayı destan şekliyle 165 “Ḳambar Bahadürdin Jırı”, Babalar Sözi, 43. Tom, Foliant Baspası, Astana 2007, s. 11-48. Ayrıca Potanin’in yapmış olduğu derlemeler arasında yer alan “Ir Kokşe i ego sın İr-Kosay/ Er Kökşe ve Onun oğlu Er Kosay” anlatısı da “ U Kambara bıl sın İr-Kökşe/ Kambar’ın Er Kökşe adlı oğlu vardı” diye başlar. Bu da destanın sonunda verilen bilgileri doğrular niteliktedir. Grigoriy Potanin, Trudı Po Etnografii i Folkloru, 2-e izdaniye, Altın Kitap, Astana 2007, s. 164. 87 masal şeklinin karşılaştırmasında esas olarak “Ḳambar Batır” masalını alacağız fakat gerekli yerlerde diğer masalla ilgili bilgiler de vereceğiz. Karşılaştırmayı ilk olarak muhteva açısından yapmak istiyoruz. a. Muhteva: Masal nüshasının muhtevası temelde destan nüshalarının hepsiyle de benzerdir. Yani masal şekli, destanın nesir şeklindeki kısa bir özetinden ibarettir. Destan da olmayan, masallara özgü herhangi bir motif, masal metnine girmemiştir. Ana olay örgüsü benzer olmakla beraber masal nüshalarıyla destan nüshaları arasında bir takım farklılıklar da mevcuttur. Bunlar şunlardır: -Destanda Äzimbay’ın yedi oğluyla Nazım adlı güzel bir kızı vardır. Masaldaysa sadece Nazım’dan ve bir yerde de küçük oğlundan bahsedilirken oğullarının sayısıyla ilgili herhangi bir bilgi verilmez. -Destanda Nazım ve Ḳambar, on iki yaşındayken masalda Nazım yine on iki olmakla beraber Ḳambar on dört yaşındadır. -Destanda Äzimbay’a, kızı Nazım’ı vakti geldiği halde neden evlendirmediğini söyleyen yine kendisi gibi bir han olan Arşahan’dır. Masalda ise bunu söyleyen Äzimbay’ın sevdiği vezirlerinden birisidir. -Her iki nüshada da Nazım, toplanmış olan erkeklerden hiçbirini beğenmez. Bunun üzerine, destanda bir Töleŋgit (Teleüt) Äzimbay’a, eğer fakir demezse kızına yurdunu avcılıkla geçindiren Ḳambar’dan daha layık kimsenin olmadığını söyler. Masaldaysa yaşlı bir adam Äzimbay’a gelerek Ṽaḳ adlı bir yurdu avcılıkla geçindiren Ḳambar’ın onun kızına layık olduğunu söyler. Burada Nazım’ın kendi eşini seçmesi han ailelerinde ata erkil bir yapının olduğunu da göstermektedir. Bu örneğe Kazak Türkleri’nin masallarında da rastlamaktayız. Örneğin “Deldaş Batır” masalında han, üç kızını evlendirmek için ülkesinin bütün delikanlılarını toplar. İki büyük kızı, iki zenginin oğlunu seçerken küçük kızı, keloğlan şekline girerek hanın sığırlarını otlatmaya başlayan Deldaş’ı seçer. Han ne kadar ısrar etse de kızını kararından vaz geçiremez. Bu örneklerde hanın kızına talip olan fakir 88 kişi, Sovyetler Birliği döneminde ortaya çıkmış olan “Sosyalist Realizm (Toplumcu Gerçekçilik)” akımının etkisiyle edebi eserlerde ve halk anlatılarında görülen zenginin yerilerek fakirin övülmesi ilkesi değildir. Buradaki unsur halk muhayyilesinin kendi içerisinden çıkardığı bahadır kişileri hanın karşısına çıkarmaları ve ona karşı başarılı kılmalarıdır. Yani bu düşünce sözlü anlatı türlerinde genel anlamda görülen “zengin kız- fakir delikanlı” motifidir. -Masalda, avlanarak bir geçitten aşan Ḳambar geçidin diğer tarafından kırk kızla gezmeye çıkmış ve çadır dikmiş olan Nazım’la karşılaşır. Destandaysa Nazım bir gün abdest almak için dışarıya çıktığında Ḳambar’ı görür. Fakat Ḳambar her iki anlatıda da Nazım’a aldırmadan yoluna devam eder. -Nazım kızı almak isteyen başka bir han vardır. Bu hanın ismi masalda Ormanbet, destandaysa Maḳiya adlı kâfir bir handır. Ormanbet ismi destanda da geçer. Fakat burada Ormanbet’le Äzimbay’ın her ikisi de Nogaylı olarak gösterilir. Düşmanın ismi konusunda nüshalarda farklılıklar da vardır. Hanın ismi “Ḳiyssa(-i) Ḳambar” da kâfir han Maḳtım; Divayev’in derlemiş olduğu “Ḳambar Batır” da ise “Ḳaraman” olarak geçmektedir. Yine kâfir hanı, Nazım’ı istemek için Äzimbay’a masalda Jalmambet adlı vezirini gönderir. Destanda ise Maḳiya yolda kendisine katılan kâfir Kelmenbet Şeşen’i gönderir. Bu isim, “Ḳiyssa Ḳambar”da “Kelmenbet”; Divayev nüshasında ise “Kereyulı Kelmenbet” şeklinde geçer. Kelmenbet aslen Müslüman olduğu halde sonradan mürtet olan birisi olarak gösterilir ve destanın sonunda tekrar Müslüman olur. -Masal’da Äzimbay’ın küçük oğlu, Nazım’ı istemeye gelen kişileri öldürür Jalmambet’in de burnunu ve kulağını keserek gönderir. Destanda aynı hadise vardır. Burada hanın küçük oğlunun adı Alşora olarak geçer. Bu isim “Ḳiyssa Ḳambar ve Divayev nüshasında “Alşıoraz” şeklinde geçmektedir. Destanda elçinin kulak ve burnunun kesilmesi ve yanındaki kişilerin öldürülmesine karşın aynı elçi han tarafından yine Äzimbay’a gönderilir. Bu sefer Äzimbay, Nazım’ı vereceğini söyler. Masaldaysa Ormanbet’in 89 ordusuyla Äzimbay’ın üzerine yürümesinden kızını vermeyeceğini söylediği anlaşılmaktadır. -Masalda, üzerine gelen Ormanbet’ten çok korkan Äzimbay, iki vezirini göndererek Ḳambar’dan yardım ister. Destanda da aynı hadise vardır. Masalda Ḳambar, Äzimbay’ın yurduna gelerek düşmanı yener. Destanda olay daha tafsilatlıdır. Destanda Ḳambar, önce düşman hanı Maḳiya’nın çadırına gelir ve onunla konuşurlar neticede Ḳambar ona Nazım’dan vazgeçmesini söyler fakat Maḳiya dinlemez. Sonra dışarıya çıkarak karşılıklı ok atışırlar. O anda Ḳambar’ın “kara kaşka atı” dile gelerek ilk üç sırayı hana vermesini söyler. Atının dediği gibi yapar. Hanın oklarından atının yapmış olduğu manevralarla kurtulur ve kendisi okla Maḳiya’yı öldürür. -Ḳambar düşmanı yener fakat hem masalda hem de destanda Äzimbay, onun gibi bir fakire kızını vermeyeceğini söyler. Masalda bu düşüncesinden sevdiği veziri; destandaysa ise küçük oğlu Alşora ile yine kendisi gibi bir han olan çağdaşı Arşahan’ın telkinleriyle vazgeçerek Nazım’ı Ḳambar’a verir. -Masalda Ḳambar’ın Ṽaḳ tayfasından olduğu söylenir. Destanda ise Ṽaḳ ile birlikte Kerey tayfasının da atası olarak Er Ḳambar gösterilir. Ayrıca Er Kökşe’nin de Ḳambar’la Nazım’ın çocuğu olduğu söylenir. b. Şekil: Ḳambar Batırın şekil bakımında destan nüshaları manzum, masal nüshaları ise içerisinde az da olsa manzum kısımlar bulunmakla beraber büyük kısmı mensurdur. Anlatının masal nüshaları destan şeklinin kısa ve nesir halinde bir özetinden ibarettir. Bu özette destanın ana olay örgüsü saklanmıştır. Şekil açısından tek benzerlik masal nüshasında bulunan ve bir yerde altı, bir başka yerde de beş mısra olan manzum ifadelerdir. Bu manzum ifadeler destanın değişik varyantlarında ya benzer şekilde ya da birtakım farklılıklarla geçmektedir. Şimdi masalda vezirin söylediği manzum ifadeyle, destanda Arşahan’ın söylemiş ifadeyi karşılaştıralım: 90 Masalda Ḳambar Bahadürdin Destanı Äzimbay sındı hanımız Äzimbayşa hanımız (Äzimbay gibi hanımız) (Äzimbay gibi hanımız) Aḳılğa diyḳan danamız, Aḳılğa diyḳan danamız, (Akıllı (ve) bilgemiz) (Akıllı (ve) bilgemiz) Ḳulaḳ salıp tındaŋız. Düniyeni nege körmeysiz, (Kulak verip dinleyiniz) (Dünyayı neden görmüyorsunuz) On eki jasar Nazımnıŋ On eki jasar Nazımdı (On iki yaştaki Nazım’ın) (On iki yaştaki Nazım’ı) Beker künin ötkizip, Küyevge nege bermeysiŋ? (Günlerini boşu boşuna geçirip) (Neden evlendirmiyorsun?) Küyevge nege bermeysiŋ? (68-72) (Neden evlendirmiyorsun?) İfadelere bakıldığında destanda, masalda olan manzum satırlardan üçüncü satır farklı ve beşinci satır da eksiktir. Bunun dışında vezirin ifadesiyle Arşahan’ın ifadesi, ifade edişteki küçük farklılıklar dışında mana bakımından aynıdır. Masalda geçen bir diğer manzum ifade Nazım’ın Ḳambar’ı gördüğünde ona söyledikleridir. Bu ifadeler de masal ve destanda şöyledir: Masalda Ḳambar Bahadürdin Destanı Han süyikti Ḳambar-aṽ Han süyikti Ḳambar-aṽ (Han sevgili Ḳambar hey) (Han sevgili Ḳambar hey) Ḳara ḳasḳa tulpardın Ḳara atıŋnın moynında (Kara kaşka tulparın) (Kara atının boynunda) Ökpe, baṽır* , jalı bar-aṽ. Ökpe, baṽır, jalı bar-aṽ. (Ciğerleriyle, yelesi var hey) (Ciğerleriyle, yelesi var hey) Bizdikine kele ket, Bizdikine tüse ket, * ökpe-baṽır: Ak ciğer-kara ciğer. Biz metin aktarımında ciğer kelimesini kullanmayı tercih ettik 91 (Bizim buraya geliniz) (Bizim buraya geliniz) Ḳant pen meyiz, şay bar-aṽ Ḳant pen meyiz, şay bar-aṽ (Şeker ile kuru üzüm, çay var hey.) (Şeker ile kuru üzüm, çay var hey.) (346-350) Bu manzum kısımlarda ikinci ve dördüncü mısralardaki birkaç kelime farklılığı dışında masaldaki manzum kısmın destanda da aynen olduğu görülmektedir. Masaldaki bu satırlardan bazıları Divayev nüshasında da geçmektedir. Orada da şöyledir: Han süyekti Ḳambar-aṽ, (530) Ḳara atının moynında, (532) Ökpe, baṽır, jal bar-aṽ. (533. Bizdiŋ üyge tüsseyşi. (539) Divayev nüshasında masalda olan satırlara ek olarak araya başka satırlar da girmiştir ayrıca masalda olan son satır yer almamaktadır. Yine Ḳiyssa(-i) Ḳambar’da da masaldaki ifadelere benzer ifadeler 268-270. satırlar arasında vardır. Destanın bir diğer masal şekli olan “Nazım Ḳızın Ängimesi” adlı masalda da altı satırdan oluşan bir manzum kısım vardır. Bu manzum kısım “Ḳambar Batır” adlı diğer masal nüshasıyla da benzemekle birlikte en fazla “Ḳiyssa Ḳambar”166 adlı destan nüshayla benzerlik göstermektedir. Benzerlik gösteren bu satırlar şu şekildedir: Nazım Ḳızın Ängimesi Ḳiyssa(-i) Ḳambar Ḳara ḳasḳa attı Ḳambar-aṽ Ḳara ḳasḳa attı Ḳambar-aṽ (Kara kaşka atlı Ḳambar hey,) (Kara kaşka atlı Ḳambar hey,) Ḳara atıŋıŋ moynında Ḳara atında jal bar-aṽ, (Kara atının boynunda) (Kara atında jele var hey), Ökpe-baṽır, jal bar-aṽ. Bizdiŋ üyge tüse ket, 166 Babalar Sözi, 43. Tom, s. 49-83. 92 Ciğerleriyle, yelesi var hey. (Bizim evimize geliver) Bizdiŋ üyge tüse ket, Şay samaṽrın işe ket. (Bizim evimize geliver) (Semaver çayını içip (de) git) Ḳanşa meyman kelse de, Ḳanşa meyman tüsse de, (Ne kadar misafir gelse de) (Ne kadar misafir gelse de) Kütetin bizde äl bar-aṽ. Kütkendey bizde äl bar-aṽ. (Beklemeye bizim halimiz var hey) (Bekliyormuş gibi bizim halimiz var hey) (268-273) Bu manzum kısımlara bakıldığında masalda ikinci ve üçüncü satırlarda yer alan ifadelerin kısaltılarak destanda ikinci satırda ifade edildiğini, bunun yerine masaldan farklı olarak destanda dördüncü mısraın söylendiğini görmekteyiz. -Bu masal nüshasıyla “Ḳiyssa Ḳambar” nüshası karşılaştırıldığında her iki nüshada da Ḳambar, fakirliğinden dolayı davet edilmez ve bu Ḳambar’ın gururuna dokunur. Yine masal nüshasında Nazım’ın ağabeyleri fakir olduğu için Ḳambar’ı hor görürler. Destanda da Nazım’ın en büyük ağabeyi Ḳoraz, kardeşinin onunla görüşmesini istemez ve küçük kardeşi Alşıoraz’dan Ḳambar’ı çağırmasını, onu öldürmek istediğini söyler. Ama masalın sonunda başka bir hanın da Nazım’ı istemesi üzerine kızın ağabeyleri Ḳambar’a gelerek Nazım’ı ona vereceklerini sadece kendilerini düşmandan kurtarmasını söyler. Destanda Ḳambar, Maḳtım’ın Nazım’ı alacağını öğrenir ve Ḳambar’ı duyan Maḳtım, Kelmenbet’i göndererek Ḳambar’ı çağırtır. Bu masalla destan arasındaki bir diğer benzerlikte diğer masalda olan Äzimbay’ın düşmanı yendiği halde fakir olduğundan dolayı Ḳambar’a kızını vermekten vazgeçmesi hadisesinin her ikisinde de geçmemesidir. Bu da “Nazım Ḳızın Ängimesi” adlı masal nüshasıyla “Ḳiyssa(-i) Ḳambar” adlı destan nüshasının benzer olduğunun bir diğer kanıtıdır diyebiliriz. İnceleme konusu olarak ele aldığımız “Ḳambar Batır” destanının masal şekillerine bakıldığında her iki masal şeklinin de destanın varyantlarının ana hatlarıyla bir özeti olduğu görülmektedir. Masal adı altında kayda geçirilmiş 93 olan bu anlatılar destandan farklı olarak herhangi bir masal motifi içermemektedir. Yani bu anlatılar şekil açısından genelde mensur olduğu ve de destan şekline göre de çok kısa olduğu için araştırmacılar tarafından masal adı altında kayda geçmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Paylaşımlar