0 Comments

Tatar Gruplarıİdil-Ural Tatarları

İdil-Ural Tatarları -Kazan, Kasım Tatarları ve Mişerler- en büyük grublardan birini oluşturur. Hristiyan olan Tatarlar ise daha farklı bir topluluğu oluştururlar. Kazan Tatarları arasında; Nukrat, Perm, Tipten Tatarları vardır. Hristiyan Tatarlar arasında da yerel özellikleri taşıyan gruplar vardır; Nogaybek, Melke, Alabuga, Mişerler, Kuzey ve Güney grupları ve birçok alt gruplara ayrılır.

Antrepolojik bakımdan İdil-Ural Tatarları arasında koyu tenli (Kazan Tatarları’nın % 40’ı, Mişerlerin % 60’ı) ve beyaz tenli (Kazan Tatarları ve Mişerlerin % 20’si) ve Avrupa tipine ait olanlar vardır. Güney Sibirya’da Ural ve Moğol tipine çok fazla rastlanır.
Özellikle Astrahan ve Sibirya Tatarları arasında halkın konuşma dili üç şiveden oluşmaktadır: Bunlar; Mişer, Orta (Kazan-Tatar) ve Doğu Sibirya Tatar lehçeleridir.

Astrahan Tatarları’nın dilinde bazı özellikler görünür: Yurt Tatarları’nın dili Nogay ve İdil-Ural şiveleri karışımından oluşmaktadır.

Karagaş şivesi temelde Nogay şivesi olup, Tatar dilinin etkisi altında kalmıştır.

Litvanya Tatarları’nın Türkçesi ise, XVI. yy.’da kaybolmuştur. Bunlar, Beyaz Rusların dilinde konuşmaktadır. XIX. yy.’ın başında ise bazıları Polonya ve Rus dilini kullanıyorlardı. Genel olarak İdil-Ural, Sibirya ve Astrahan Tatarları’nın dili Ural-Altay dillerinin Kıpçak grubuna dahildir.

Tipterler
XX. yy.’ın başında 328 bin kişi olan Tipterler, Kazan Tatarları’nın alt grubu olup, Ural Tatarları’nın en büyük teşekkülünü oluşturmaktadırlar. İlk olarak Tipter ismi, etnik mensubiyeti dikkate alınmadan XVIII. yy. sonunda Rus olmayan ve Ural bölgelerinde, Başkurt topraklarında oturanlara veriliyordu. Bunların arasında Tatar, Mari, Udmurt, Mordua, Çuvaş, Başkurt, Besermanlar vardı.”Tipter” kelimesi Farsça “Defter” kelimesine atfedilmektedir. Bu kelime, Türklerde “yasaların listesi”, Altınordu’da, vergi ve yargı kararları anlamına geliyordu. “Tipter” isminin bu topraklarda kanunî olarak kayıtlı yaşayanlara verildiği zannediliyor.

Perm Tatarları
Perm Tatarları, Kazan Tatarları’nın alt teşekkülü olup, Perm ve Ekaterinburg vilâyetlerinin komşu topraklarında yaşamaktadır. Devrimden önce bunlar Perm vilâyetinin; Perm, Osinsk, Krasnaya, Ufa, Kunguz şehirlerinde yaşıyorlardı. XVII-XVIII. yy.’da bunlara yaşadıkları Kunguz kentinin adından ötürü Kunguz Tatarları da denirdi. XX. yy.’ın başında Perm Tatarları’nın sayısı 52.700 kişiye ulaştı. Perm vilayetinin Bardım kentinde yaşayanlara, resmî olarak “Başkurt” ismi verilmektedir. Halk arasında böyle bir bölünme hemen hemen yoktur. Eski coğrafî yerleşim ve kabile mensubiyeti bakımından “Greyneyak” ve “Körgeyak” olmak üzere ikiye bölünmektedirler.

Nukrat Tatarları
Nukrat Tatarları, Kazan Tatarları’nın alt teşekkülüdür. Nukrat adı, Tatar-Nukrat Beyliği’nin oldukça büyük ve müstahkem şehir merkezinin isminden gelmektedir.

Besermenler
Besermenler, Udmurtların içinde yaşayan küçük Tatar teşekkülüdür. 1926 sayımına göre 10 bin kişi kadar olan Besermenlerin bir kısmı Nukrat Tatarların içine girdiler. Bugün Besermenler, Kirov vilâyetinin Slobod kentinde ve Udmurt Cumhuriyeti’nin bazı ilçelerinde yaşamaktadır.

Mişerler
Mişerler, İdil-Ural bölgesi Tatarları içerisinde ikinci büyük grubu oluşturmaktadır. Mişerler, yaşadıkları bölgelere göre; Kuzey, Güney, Simbir, Batı-Ural ve Kuzeydoğu Mişerleri alt gruplarına ayrılır fakat burada dikkat çekici olan Simbir Boyu’dur. Çok eski bir Türk boyu olan Simbirler, bugünkü Çuvaş Türkleri’nin de ata soylarındandır. Mişer Tatarları arasında bugün de yaşayan Simbir adı, bir yandan Çuvaşlar ile Tatarların ortak ataları olmalarının müşahhas örneği olurken, diğer yandan günümüzde Sibirya olarak adlandırılan bölgeye adlarını vermişlerdir. Ruslar tarafından Simbir adı, “Sibir” olarak söylenmektedir ve Sibirya “Simbir ülkesi” manasına bir Türk yurdudur.

Mişer şivesi, Tatar lehçesinin Kuzey şivesini oluşturur. Tarihi dönemlerde Mişerler; Mişar, Tümen, Alatır, Müslüman Türk isimleriyle anılmışlardır.

Edebiyat dillerinin oluşumunda XVIII-XIX. yy.’da Kazan Tatarcası’ndan çok etkilenen Mişerler, daha önce kendilerini yalnızca “Müslüman” olarak adlandırmayı yeğlemelerine rağmen, sonra ortak isim olarak Tatar demeye başlamıştır. Öte yandan, 1926 nüfus sayımında 200 bin kişi kendini “Mişer” adını Tatar kimliğinden sonra bir alt kimlik olarak kabul etmektedir.

Kasım Tatarları
Kasım Tatarları, İdil-Ural bölgesinde Kasım şehrinde ve Kasım ilçesiyle Rezan, Kazan, Taşkent, Riga ve diğer şehirlere yerleşmişlerdir. Bugün Kasım şehri ve onun civarındaki sayıları 100 bin kişiden biraz fazladır.Kasım Tatarları, Sünnî Müslümandır. Tarihte Hristiyanlığı kabul edenleri olmuşsa da bunlar zamanla Ruslaşmış ve asimile olmuşladır. Kasım Tatarları isimlerini, ilk dönemlerde Mişer şehri de denen Kasım Hanlığı’nın merkezi Kasım şehrinden almıştır. Aynı şehirde yoğun olarak yaşayan Mişer ve Kasım Tatarları, şive olarak da kök aldıkları Türk boyları bakımından da birbirlerine benzerler.

Kasım Tatarları, erken Türk-Ugor, Altınordu ve Nogay-Kıpçaklardan kök alırlar.
Kasım Hanlığı idaresinde; ban, sultan, seyit, bekov, ulan, mirza, tarhan ve kazaklardan oluşan üst idareci gruba Tatar deniliyordu. Bu adet, Tatar adının halkça benimsenmesine yol açmıştır.
XIX-XX. yy.’da Petersburg gibi demiryolu şehirlerinde çalışmaya başladılar. Bu göçler, XIX-XX. yy.’da Kasım Tatarları’nın sayılarını azalttı.
Hristiyan Tatarlar
Hristiyan Tatarlar, İdil-Ural Tatarları’nın bir grubudur. Bunlar kendilerini “Kreşin” olarak adlandırmaktadır. 1920 ve 1926 yıllarındaki sayımlarda Kreşin adıyla ayrı bir halk olarak kaydedilmişlerdir. Nüfusları 1920 yılında 120.000, 1926 yerel sayımında 120.700 olarak tesbit edilmiştir. Bazı grupların “Nogaybek” gibi ayrı isimleri de vardı.

Kreşinler

Tatarların Hristiyanlaştırılması iki aşamada gerçekleşmiştir. XVI-XVII. yy.’larda vaftiz edilmiş Tatarlar, ilk Hristiyan grubu oluşturmuştur. Bunların XVII. yy.’ın ilk yarısında ise, “Yeni vaftiz edilmiş” grup meydana gelmiştir. Sayıları 3-4 bin kişidir. Vaftiz edilmiş Tatarların sayısı İdil-Ural bölgesinde XVII. yy.’ın 60’lı yıllarında en yüksek sayıya ulaşmış, daha sonra ayrı grupların birleşmesiyle Hristiyan Tatarlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan bir bölümü İslam dinine geri dönmeye başlamış ve bu süreç özellikle XX. yy.’ın başında hızlanmıştır. İlk olarak yeni vaftiz edilmiş Tatarların bir kısmı İslâm dinini tekrar kabul etmiştir.

XX. yy.’ın başında ise, Hristiyan Tatarların % 40’ı Müslümanlığı seçmiştir.
1917’den sonra Tataristan’da “Kreşin Mesele” ortaya çıktı. 1917-1920’de Kreşinlere özerklik verilmesi veya diğer Tatarlarla birleşmeleri gündeme getirildi. Şiddetli mücadeleler sonucunda “Orta” yol bulundu. Kreşinlere sınırlı kültür özerkliği verildi. Daha sonra, devlet siyaseti ateist olduğundan Kreşinlerin özelliklerini olduğu gibi korumaları mümkün olmadı. Bugün Kreşinler ile diğer Tatar gruplarının birleşmesi süreci tamamlanmamıştır. Son yıllarda Kreşinlerin millî şuuru yeniden yükselmeye başlamıştır. Kreşin Etnografik Kültür-Maarif Birliği’nin kurulması bu değişimin bir sonucudur.

Kreşinlerin geleneksel kültürü oldukça özgündür. Etnik tarihî yapıları yeterince araştırılmamıştır. Kreşinlerin, Müslüman Tatarlardan ayrılması sonucu bazı eski kültür unsurları Hristiyan kültürünün unsurları ile birleşmiştir. Temel kültür unsurlarında Kreşinler Kazan Tatarları’na yaklaşırken bazı gruplar Mişerlerle yakın özellik taşırlar. Kreşinlerin konuşma dili orta şivenin sınırlarındadır. Etnografik ve dil bakımından Kreşinleri yedi gruba ayırabiliriz; Molkeev, Çittopol, Batı-Kam, Elabıug, Mengel, Bakalin ve Nogaybek.
Nogaybekler
Nogaybekler, Hristiyan Tatarların ayrı bir grubudur. Daha önce Orenburg Kazaklarının bir grubu sayılıyorlardı. Çelyabinks vilayetinin Nogaybek ve Çebarkul şehirlerinde yaşamaktadırlar. 1926 sayımına göre 11.200 kişi olan Nogaybeklerin konuştuğu dil Tatarca’nın orta şivesinin bir koludur. Nogaybekler Hristiyan dinine mensup, XVIII. yy.’dan önce eski vaftiz edilmiş Tatarlardandır.

Nogaybek adı XIX. asra ait kaynaklarda zikredilmekle birlikte, XVII. yy.’da bu ismin varolduğu zannediliyor. Nogaybeklerin teşekkülü hakkında Nogay, Kazan Tatarı ve Fin Ugorlar’dan oldukları yönünde faraziyeler vardır.Ancak, Nogay-Kıpçak asıllı oldukları, daha önce Kafkasya’da yaşadıkları ile ilgili daha çok deliller vardır. Doğu Kama bölgesinde Ufa’da Novakyaşen adı altında Nogaybekler 1729’dan beri yaşamaktadır. Bazı kaynaklara göre, Nogaybekler buraya 1652-56 yıllarında göç ettiler. 1830’lu yıllarda Kazak kabul edilerek, askere alındılar. 1736 yılında bunlar Menzele (Manzelinsk)’den 60 km. uzakta Nogaybek köyüne göç ettirildiler. XVIII. yy. sonunda Nogaybekler bu köyü kale olarak isimlendirilmişlerdir. Bakalı kasabası ile Tepterler yaşıyordu. Bunların arasında evlenmeler yoluyla akrabalık tesis edilmiştir.

XX. yy.’ın başlarında buradaki Nogaybekler Müslüman Tatarlarla kaynaşıp, İslam dinine döndüler. Yukarı Ural bölgesine göçmüş Nogaybekler ise kendi özelliklerini koruyup, XIX. yy.’ın ikinci yarısında “Nogaybek” olarak ayrılmışlardır. 1920 ve 26 sayımlarında bunlar ayrı halk olarak yazıldılar. Nogaybeklerin kültürü genel olarak Kazan Tatarlarına, özellikle Kreşinlere benzer. Fakat özgün unsurlar da vardır. Örneğin, erkeklerin geleneksel kıyafeti Kazak giysileridir. Yüzyıllarca süren gelişmeleri Nogaybeklerin diğer Tatarlardan ayrılmasında rol oynadı fakat Nogaybekler, Tatarlarla aynı millet olduklarınıbiliyorlardı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Paylaşımlar