0 Comments

Halk Kültürü Açısından

POLATLI KIRIM TATARLARI

Gülağ Öz

1800 lü yıların sonunda Anadolu’ya gelerek yerleşen ve karadenizin kuzeyinde,Rusya’nın güney kesiminde yer alan verimli Kırım topraklarından büyük çilelerle kaçıp yurdunu terk etmek zorunda kalan Kırım Tatarları Anadolu topraklarının çeşitli yerlerine yerleştirilmiş ve bu toprağa katkı vermiş yerli Türklerle kaynaşıp Anadolu Türkiyesi’nde kültürel etkileşime hayat vermişlerdir. Bu yazımızda Polatlı Kırım Tatarları arasında yaptığımız iki günlük halk kültürü ön araştırması hakkında gözlemlerimizi sunacağız. Kültür Bakanlığı olarak her yıl çeşitli bölgelerde yaptığımız kalk kültürü araştırmalarını zaman zaman Anadolu toprakları dışından gelerek Anadolu’ya yerleşen Türk gurupları üzerinden de yapmaktayız.İstanbul Zeytin burnu,Güneşli ,Safaköy Kazakları,Niğde Altay Köyü Kazakları,Van Erciş Ulupamir köyü Kırgızları ,Hatay Ovakent Özbekleri,Tokat Yeşilöz Türkmenleri yörelerinde yapılan araştırmalar kültürümüzün zenginliklerini ve Türk gurupları arasındaki kültürel etkileşimi göstermesi bakımından önem taşımaktadır. Kırım Tatarları Anadolu’ya ilk gelen Türk guruplarındandır.1900 lerin başında Romanya’dan getirilip iskan ettirilmiştir.Bin bir zorluklar içerisinde yurtlarından kovulan bu Türk gurubu bu gün Anadolu’da yaşamlarından memnunlar.Çünkü burada her meslekten her işten insanları ver.Yine de ata yurtlarından sökülüp atılmalarını hazmedemiyorlar.Geride bıraktıkları ata kültürleri kafalarından çıkmamış,bir kaç kuşak değişmiş olsalar da kafalarında Kırım var.Orada bıraktıkları var.Kırım hem coğrafi bakımdan hem de verim ve doğa güzellikleri açısından dünyanın güzel yerlerinden birisidir. Kırım’ın bu kadar önemli bir yer olması komşularının da gözünün oraya dikilmesini her zaman gündemde tutmuştur.İlk kez Rus orduları tarafından 1783 işgal edilerek büyük tahribat ve kırım yapılmıştır.O tarihten sonra Tatarlar sürekli kaçmış ve kendilerine yurt aramışlardır.Tatar örgütleri 1902 yılına kadar Balkanlar ve Anadolu’ya yerleşen Tatarların sayısını 1.500.000 olarak vermektedir Hasan Aydın.Ayrıca 1941 yılında Alman ordularının Rusya’yı işgali sırasında Stalin tarafından bütün Tatarlar yurtlarından zorbalıkla atıldıklarını ifade etmektedir. İlk araştırmamamıza Ankara yakınlarında Polatlı ilçesinden başlıyoruz.Çünkü Polatlı’da 15 ooo Kırım Tatarı yaşamakta.Polatlı’ya ilk geldiklerinde Polatlı rençberlerinin ilkel bir şekilde çiftçilik yaptıklarını ve modern araçları kendilerin getirdiklerini söyleyen Dernek başkanı Hasan Aydın “Polatlı’ya modern çiftçilik getirdik.4-6 atlı Tatar arabaları getirildi.Orak yerine modern makaslı at araçlar kullanıldı.Tarımı ve üretimi biz öğrettik yerleşik halka.İlkin bizim gelişimizden tedirgin olan yerleşik kardeşlerimiz zamanla hem bize alıştılar,hem de iş tempomuza ayak uydurdular.” Hasan Aydın,yörede sevilen,ilişkileri geliştirmesini iyi bilen ve gözlemimize göre tüm Tatarların lideri konumunda.Her sözüne itibar ediliyor.Herkes ondan yararlanıyor. İlk görüşmemizi İlçe Halk Kütüphanesinde Kütüphane Müdürü Süzan hanımdan aldığımız bilgiler ışığında başladık.Avukat Hasan Aydın’ı tanımamız halinde çalışmalarımızın daha kolay olacağını söylemesi yerindeydi doğrusu.Hasan Aydın 50 yaşlarında ve Polatlı Kırım tatarları Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Başkanı.İlkin Kırım Tatarlarının nereden,nasıl,ne zaman geldilkleri konusundaki görüşlerini alıyoruz. “1800 lü yıllarda Kırım Türkleri varlıklarını,dinlerini ve kültürlerini koruyabilmek ve yaşatabilmek için büyük mücadele vermişlerdir.Büyük kovalamacayla önce Romanya ve Bulgaristan’a 100 yıl önce de Anadolu topraklarına göçtük.”Derken kafası duvarda asılı haritaya takılan Hasan Aydın heyecanla şunları söylüyordu. ”Anadolu’ya gelen atalarımız,birinci dünya savaşı sırasında Osmanlı ordularına,Kurtuluş savaşında Atatürk ordularına katılarak yurdun her bölgesinde düşmana karşı savaşarak kahramanlık yapmışlardır.Diğer Türk gurupları gibi bu toprakların ayrılmaz bir parçası olmuşuz.” Hasan Aydın Polatlı’da avukatlık yapmakta,bunun yanı sıra soydaşlarının sorunlarıyla ilgilenmekte,zaman zaman da Kırım’a giderek çeşitli toplantılara katılmaktadır. Aydın’la görüşmemiz daha çok işimiz üzerine yürütülmüş olup,iki günlük çalışmamız süresince Polatlı’nın 11 Kırım Tatar Köylerinin sadece üç tanesini geze bildik.Daha çok ağırlıklı kent içerisinde oturan yaşlılardan genel bilgiler almak olmuştur.3 köyde yaptığımız ön araştırma ile kent içerisindeki çalışmalarımız ileride yapılacak bir alan araştırmasına ışık tutacak biçimde olmuştur.Kaynak kişilerin belirlenmesi,çalışılacak konuların neler olduğu,hangi köylerde ne kadar çalışma yapacağımız bize de bir yol göstermektedir.Aydın’ın ve özellikle kütüphane müdürü Suzan hanımın yanımızdan ayrılmadan bize hem rehberlik yapması hem de halk kültürü konusunda kimlerle nasıl bir çalışma yapacağımız konusundaki yardımlarını yürekten yaptı.Suzan hanım halk kültürü konusunda yeterli bilgi sahibi ve konuyu da çok seviyor Polatlı’nın yerlilerinden halk bilimci Şehmuz’un çabaları ve halk kültürü konusunda biriktirdiği arşiv malzemeleri bu ilçenin halk kültürü konusundaki zenginliğinin bir kanıtı gibidir.Şehmuz da uzun süre Kırım Tatarları üzerinde araştırmalar yapmış ve tükenmeye yüz tutmuş gelenek üzerinde yürüttüğü çalışmalar Kırımlı Tatarlarnı bile şaşırtmaktadır. Polatlı’da 11 Tatar köyü bulunmaktadır.Bunlar;
Eski Polatlı

Sakarya
Tatlıkuyu

Toydemir

Karayavşan

Ahırlıkuyu

Karakuyu
Taşpınar

Yenidoğan
Karapınar
Karakaya

Kent merkeziyle birlikte köylerin Tatar nüfusunun on beş bin olduğunu belirtmekteler.Polatlı Tatarlarından edindiğimiz bilgilere göre Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarlarının dağılımı şöyledir.Bursa Merkez ve Yalova Çiftlik KöyüBalıkesir-Bandırma-ErdekEskişehir,Çifteler,MahmudiyeKonya merkez ve köylerdeAnkara,Polatlı,Haymana,Gölbaşı,Kırıklale,KoçhisarÇorum, SungurluIstanbul-Zeytinburnu-Şehremeni-ÇatalcaSamsun,Amasya,Adana,Osmaniye,CeyhanPolatlı merkezde Kurtuluş mahallesi’nde otururlar.

Polatlı merkezde dernek 1992 yılında kurulmuş ve bütün Tatarlar derneğine sahip çıkıyor ve ağırlıklı olarak da folklor faaliyetleri yürütülmektedir.Dernek yönetim kurulunda 1 Avukat,1 Mimar,1 Eczacı,1 İnşaat Mühendisi,1 Diş Hekimi,1 Siyasal mezunu,1 çiftçi,1 teknisyen var.Bu göstergeler bize Tatarların okuma düzeylerini göstermesi bakımından önem taşımaktadır.Ayrıca Kırım Tatarları’ndan Fikret Sururi Evilgen 3 dönem Polatlı Belediye başkanlığı da yapmış.Bugün için 3 Tatar Belediye meclis üyesi Polatlı Belediyesi’nde hizmet yapmaktadır.Üç kişilik ekibimizle yaptığımız iki günlük ön araştırma önemli bilgiler edindiğimizi söyleyebilirim.Ben daha çok göç ve genel konular üzerinde çalışırken ekip arkadaşlarımız Güler Yılmaz ve Şengül Gitmez daha çok mutfak,giyim kuşam,el sanatları,halk edebiyatı ve masallara ilgi gösterdiler.Yapılan ön araştırma çalışması yeterli bir çalışma olmayıp gelecekteki çalışmalara ışık tutacak bir çalışma olmuştur.Polatlı’da yaşayan Kırım Tatarları’nda görülen en önemli özellik geleneklerine sıkı sıkıya sarılmış olmaları.Bazı konularda gelenek diğer Anadolu Türkleri gibi tükenmeye yüz tutmuş olsa da yemek geleneği canlılığıyla sürmektedir.Yemeklerin başında Çiğ Börek başta geliyor.Polatlı’nın en işlek cadde ve sokaklarında mutlaka Çiğ Börek dükkanı görmek mümkündür.Çoğu kişi kazancını bundan sağlıyor.Ayrıca Tatarlar’ın dışındaki Polatlı halkı da Çiğ Böreği yaparak geçim sağlamaktadır.Soğun Eti(Besi hayvanı) Tatarların en önemli ata yemeklerindendir.Çok zahmetli bir yemek olduğu için her yerde her zaman yapılmamaktadır.Ancak bazı köylerde özel günlerde yapmaktalar.Her Tatar’ın evinde Soğun Etinde kullanılan malzeme takımlarını bulmak mümkündür.Avukat Hasan Aydın bizi Eski Polatlı adında bir Tatar köyüne götürüyor.”Geleneğin yaşadığını en çok bu köyde görürsünüz”Gerçekten de Eski Polatlı Köyü’nde 65 yaşlarındaki Orhan Aksoy’un müstakil evinin avlusuna girince burasının bir Tatar evi olduğunu anlıyorsunuz.Hem evin yerleşimi hem de mimarisi atalarının evinin kopyası olduğunu söylüyor Orhan Aksoy. Evin her çevresine ve bahçeye bugün kulanılmayan eski üretim araçlarını yerleştirmiş.Eski Polatlı’nın kente göçlerden dolayı nüfusu azalmış.Köyde 236 kişi yaşamaktadır.Orhan Aksoy diyor ki “Atalarımız Anadolu’ya gelirken bir teneke içine ot koymuş,ocağın yansın,sönmesin diye.Polatlı’ya ilk geldiğimizde köylüler karşı koydular.O zaman Polatlı çöl,toprak verimsiz.Polatlı’nın neresini çevirsek bizim oluyor.Zamanla alıştık.Yerliden ateş aldık aşkana(aşevi) kurduk.Zamanla diğer Tatarlar da gelmeye başladı.1952 yılında at arabalarıyla gelenler çoğunluktu.Önce devlet bizi İstanbul’a yerleştirmek istemiş, beğinmemişiz. Çünkü biz çiftçiyiz.İstanbul’da ne üretir ne yeriz.Polatlı bizim için iyi bir imkandı.İyi de kullandık imkanı.Polatlı yerlisi gibi öküz koşmadık.Herkesin en az beş altı atı olurdu.At çiftlikleri kurmuşuz.Bizim en az 20 atımız vardı.”Soğum Eti geleneğini de Orhan Aksoy’un eşi Neriman Aksoy’a soruyoruz.Neriman hanım bu geleneğin detaylarını anlatırken adeta olayı yeniden yaşıyor gibiydi.”Hayvanlıkta herkes bir hayvanı besi olarak ayırır.Bu hayvan güzden ayrılır ki en az üç ay besi görsün.Beslenen kesilecek hayvan için önceden hazırlıklar yapılır.Köy’den eli yatkın birisi bu hayvanı kesmeye hazırlanır.Besi kesilirken çocuklardan birisini atına bindirir.Ata eğersiz binilir.Çocuğun cebine harçlığı konulur.Aman yavrum her soğuya bağırmalısın.Herkes duysun.Çocuk köylüye şöyle seslenir.Apakay(kadın,Akay(erkek) herkes duysun Orhan Aksoy’un evinde soğum eti yenilecek.Böylece herkes haberdar edilir.Eğer hasta yoksa herkes mutlaka katılır.Küslük olmaz.Katılamayan hastalara yapılan Kalce Çorbasından gönderilir.Kalce çorbası etin yağlı yerinden,hayvanın boynundan keslip alınır.Çorba bu etten yapılır.Söğüm eti geleneğine katılmayan işin kendi başına da geleceğini düşünür ve mutlaka katılır.Köyde bu gelenek mutlaka barıştırma geleneğidir bir bakıma.Konuklar gelmeden yemekler pişirilmiş olur.Önce çorbalar verilir.Bu dağıtım yaşa göre başlanır.Konaklar geldiğinde yemekler yine bu düzene göre dağıtılır.Yemek esnasında mutlaka dua edlilir.Dualar Türkçedir.Duada amaç bereket ve sağlık dilemektir.Kona(sofra) en az 20 kişiliktir.Eğer namaz vaktine denk gelirse herkes mutlaka toplu namaz kılar ve dağılınır.”Bu ara komşu kadınlardan Fahriye Özmen söze karışıyor.Ve bize soğun eti yapılan kazanı anlatıyor ve yerini de gösteriyor.”Soğun Eti üç günde,dört günde bir yapılır”diyor.Ardından çelik bir kazan göstererek”bu da şüen kazanı ( kızartma kazanı) diyor ve özelliklerini anlatarak “kızartma ve çiğ börek bu kazanda yapılıyor”Mani geleneği Kırım Tatarları’nda yaygın olan bir halk kültürü.Bu geleneğin yaşlı temsilcileri de var.İçlerinden Şükürzade Güngören 80 yaşında.Şen şakrak ve saygınlığı olan birisi.Gençlerin oyunları üzerine sorduğumuz soruyu Şükürzade Güngören bize şöyle özetliyor.”kızlar bir evde poplanır, def çalıp türkü söylerler.Sonra erkekler de gelir. Onların türküsüne yanıt verirler.Derler ki mendilini seveyim. Ya da türküsü güzel,sesi hoş,ne de güzel gülüyor der.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Paylaşımlar