Altınordu gücünü kaybedince küçük küçük feodal beyler bağımsız hareket etmeye başlamış ve işte bu tarihlerde (1440) Nogay ordası kurulmuştur.
Nogay hanlığının sınırları Volgadan İrtişe ve Hazar denizinden Aral gölüne kadar uzanan sahaları içine almıştır. Nogaylar hanlıklarını tesis ettikten sonra bölgedeki askeri mücadelelere güçlü bir şekilde katılmaya başlamışlardır.
Mangıtların Şeybani ulusunun oluşumunda da büyük rol oynadıkları bilinmektedir.

Not: Haritada sonradan Mangıtların liderliğinde Nogay ordasını oluşturacak olan ve Cengizhan neslinin otoritesini kabul etmeyen Türkik gruplar astrahan hanlığı ile şeybani hanlığı arasında Turkish tribes=(Nogaylar) olarak gösterilmiş.
Şeybanilerin kısa süreli başarılarının oldukça önemli bir diğer sebebi de Mangıtların kendisine verdiği destektir.
Bahrul Esrarda 1504 yılında Şeybani hanın Andicana düzenlediği seferle ilgili olarak ” O sıralar Kasım han, Mangıtların yardım ve desteği ile tüm Deştikıpçaka hakim olmuştur. Taşkent ve Türkistan sınırlarına kadar akın yapabilecek durumdadır” denmektedir.
Ruzbehanın verdiği bilgilere göre “Nogaylarla Kasım Han arasında Taşkent ve Türkistan bölgesinde askeri mücadeleler yapılmıştır”. Bu mücadeleler uzun süre devam etmiş ve Nogaylar (Mangıtlar) sonunda güçlerini kaybederek Kazak hanlarının hakimiyetini kabullenmek zorunda kalmışlardır.
Nogaylara bağlı olan boylar 15. yüzyıl ortalarında aşağı İdil ve Yayık sahasında göç etmekte olup, kendi mirzalarının, beğlerinin idaresi altında idiler, Nogay uruğlarından yedisi; Şırın, Barın, Kıpçak, Argun, Alçın, Katay ve Mangıt, “Yedisan” adıyla bilinmektedir.
Kaynaklarda 15.-16. asırlarda Sirgeli ve diğer boylar yazın İtil nehri bölgesinde yaşayarak Nogay ulusu içinde yer almaktaydılar, Kışa doğru da İtil(Volga) nehri bölgesinden hareket ederek Sirderya ve Türkistan sınırına doğru gelirlerdi.
Ruzbehan bu noktadan hareketle Nogay ulusunun Kazaklarla bir birlik oluşturduğunu düşünmektedir. Ruzbehanın bilgileri Gumilyevin verilerini doğrulamaktadır.
Canibekin oğullarının ve Mangıt ordusunun Sığnakı birlikte kuşatmalarının yanı sıra bir çok askeri hareketede katıldıkları ifade edilmektedir.
Camiül teravih te Nayman adı bir yerde, Mangıt adı ise bir çok yerde geçmektedir “Cengizhanın askerlerinin (Mühür Huran komutasında) büyük bir bölümü Deştikıpçak sahasında Nogayların bulunduğu bölgede idi. Nogay çocukları ile birlikte Moğollara karşı koymayı düşünüyordu” şeklinde kayıt mevcuttur.
Aynı eserde başka bir yerde “Hicri 928/1521-22 yılında Sultan Said oğlu Raşit Sultanı Moğolistan üzerine gönderdi, Moğolistanı ve Kırgızları yönetim altına aldı. Moğolistanda bir çok kişi Raşid Sultanın yanında yer aldı.
Mangıtların düzenlediği saldırılar sonucunda Özbek-Kazaklar, Deştikıpçak sahasından uzaklaşmak zorunda kaldılar.
Moğolistana giden Özbek-Kazaklar 200.000 kişiydiler ve onlara karşı koymak mümkün değildir.” şeklinde kayıtlar vardır.
Mangıtlar askeri güçlerini her zaman farklı taraflarda kullandıkları için tehlikeli bir birlik olarak görülmüşlerdir.
Yine saldırılarda bulunarak Tahir Han üzerine yöneldiklerinden topraklarını koruyamayacak duruma düşmüş ve 1523-24 lü yıllarda Moğolistana göç etmek zorunda kalmışlardır.
G.E.Grumm-Grjimaylonun kayıtlarında Nogay-Mangıtlar, Özbekleri oluşturan en önemli boy birliklerinden biri olarak geçmektedir. Nogay adı, 92 Özbek boyunu içine alan boylar listesinde bu adla değil de Mangıt adıyla mevcuttur.
16. yüzyılda Batı Kazakistanda Nogay ordası yıkılınca Nogayların bir bölümü doğuya doğru hareket etmiştir. Bu hareketlilik ve birikme sonucunda Kazak tayfaları ile birlikte Nogaylar, Ulu Cüz ve Küçük Cüzü oluşturdular.
A. Haruzin eserinde Nogayların boy yapıları ve etnik özellikleri ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir.
Nogaylar güçlerini kaybettikleri tarihlerden sonra da Özbekler içinde teşrifat törenlerinde birinci dereceden mevki edindikleri, Nogayların karşı taraflarında (oturma düzenine göre) ise Kara Kıyat ve Dürbenlerin yer aldığı görülür.
15-16 casırlardaki Kazak ve Kırgız boylarının Nogay boyları ile yakın ilişkilerinin olduğunu tarihi olaylara bağlı olarak Ç.Valihanov tesbit etmiştir. Bu materyallerin içinde Cetigen, Çekirsayak boylarının Nogaylardan (Nogay veya Astrahan Nogayı) ayrıldıkları, Kırgızların Karakalpaklar ile olan etnik ilişkileri ve diğerleri hakkında rivayetler vardır.
Manas Destanında Kırgız-Nogay bağları üzerinde çalışan İ.Moldobayev “Manasın bir çok varyantında (Ak Nogay, Kara Nogay) Nogay adının mevcut olduğunu etbit etmiştir.
A.M.Mokeyeve göre bir el yazması kaydı esas alınarak Sarı Nogay boyuda ad olarak bilinmektedir, aynı zamanda bu boy Ak (Sarı) Nogay şekliyle de kullanılmış olabilir şeklinde açıklanmaktadır. Ayrıca Manasta Kırgızların folklorik materyallerinin Nogay dönemine kadar ulaştığını ortaya koymaktadır.
Kırgızlarla Nogaylar arasındaki etnik bağları araştıran akademisyenlerden biri de O.Karatayev dir, o da çok sayıda boy benzerlikleri tesbit etmiştir.
Kırgız-Nogay etnoniminde bir çok paralellikler vardır. Örnek, Nogay (Sarıbagış)=Nogo (makro etnonim), Kıpçak-Kıpşak, Kıtay-Kıtay, Eştek(Monoldor)=Eştek oğlu (Nayman), Mangıt(Munguş)-Mangıt, Naurız-Nooruz, Kazak(Teyit, Munguş)=Kazak, Karamırza(Bugu)=Karamırza, Koş tamga(Munguş)=Kos tamgalı …. gibi.
Kırgızlarda olduğu gibi Kazak halk edebiyatında, şecerelerde ve diğer sözlü edebiyat türlerinde Kazak-Nogay etnik bağız sık sık dile getirilmektedir.
Meşhur Yusuf Köpeyev “Başka bir durumda Kazaklar gecen zaman hakkında koınuşurken “Nogay-Kazak” sözünü her zaman telaffuz etmektedirler, Nogaylar ve Kazaklar arasında Candaş sözü hakkında çok sayıda karıya-yaşlı-aksakala soru sorulduğunda Kazaklarla Nogayların bir nesilden geldikleri cevabı verilmiştir.
Günümüz Kırgızlarında Nogay adı, 2 etnik ad ile Kıtay ve Çekirsayak boylarında görülmektedir, Kazak boyları arasında ise Ulucüzde ve Ortacüzde Kongratlar arasında bir etnik ad olarak Nogay boyunun varlığı tesbit edilebilmektedir.
Nogaylar bilindiği gibi Moğolistan döneminden önce tarih sahnesinde yerini almış ve Altınordu içindeki yapılanmada bulunmuşlardır. Nogay hanlığı döneminde ve sonraki tarihlerde geniş alanlara yayılarak özellikle Deştikıpçak ve bugünkü Kazakistan sınırlarını içine alan bölgede(Sirderya ve Türkistan sahasında) varlık göstermeye devam etmişlerdir. Sadece Kazaklar ve Kırgızlar arasında değil, Özbekler arasında da önemli bir etnik doku oluşturmuşlardır.
Boyların kolları ve etnik adlandırılışları incelendiğinde Moğolistan döneminde Kırgızlar ve Kazaklar ile karışan Nogayların özellikle Kazaklar ve Özbeklerle daha çok karıştığı anlaşılmaktadır. (Kırgızlara nazaran)
Bugünkü Nogay coğrafyasında yer adı (toponim) olarak Kanglı, Barak, Sarıbarak, Uysin gibi boy adlarının görülmesi ilginçtir.
Nogay birliği içinde yer alan bu boy adlarının tek tek tesbit edilerek hangi dönemlerden itibaren etnik olarak karıştıklarını bulmak gerekmektedir.
Çeşitli Nogay gruplarının Moğollarla birlikte Moğolistana gelmeleri veya Moğol askerlerinin göçe zorlaması sonucunda bu coğrafyaya hareket etme durumunda kalmış olmalarıda mümkündür.
Canibek-Kerey hanla birlikte Nogayların Deştikıpçak sahasından bugünkü Kırgızistana gelen boylar arasında bulunabileceği de düşünülebilir. Moğolistanın yıkılmasıyla birlikte de her iki halkın etnik birliği içinde yer alarak günümüze kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir.
(Dr. Mustafa Kalkanın Selenge Yayınevinden çıkan Kazaklar ve Kırgızlar isimli kitabının Nogay bölümünden)
Mustafa Kalkan hocanın sitesine http://www.kazakhan.org/ adresinden ulaşılabilir