Altın Orda’nın gücünün giderek dağılmaya başladığı zaman, ondan Mangıt yurt; Nogay Orda; Kazan, Astarhan ve başka hanlıklar kuruldu. Nogay Orda feodal bir hükümet olup 14. yüzyılın sonunda ve 15. yüzyılın başında Ediğe Mirza’nın ve onun oğlu Nuradin Mirza’nın zamanında kurulmuştur. O çağda Nogay Orda’nın sınırları Kuzey Hazar’dan, Aral’dan Tura ve Kamaya kadar imiş. Nogay Ordası’nın başkenti Sarayşık Yayık ırmağının aşağısında yerleşmiş ve Karadeniz’in kıyısı ile Orta Asya’nın alış veriş yapılan yolunda büyük merkez imiş. 16. Yüzyılın ikinci yarsında Nogay Orda şu kadar parçaya bölünmüş: Büyük Nogay, Küçük Nogay, Altı avul Nogay.
Büyük Nogay Hazar’ın kıyısında ve İtil ırmağının aşağısında, onun sağ yakasında Ural ırmağının kıyısına kadar hükmetmiş. Buraya İsmail Mirza (1555-1563) ve onun büyük oğlu (1564-1587) sahip olmuşlar. Kalmıklar 1634 yılında saldırınca Büyük Nogaylar İtil ırmağının sol yakasından sağ yakasına göçmüşler ve burayı Küçük Nogaylar ile birlikte kullanarak yaşamışlar.
Küçük Nogay, ona Kazıy Ulus diye de söylenilir. İtil’in sağ yakasında ve Azov’ın karşısında, Koban’dan Don’a kadar hükmetmiş. 15. yüzyılın birinci yarısında Küçük Nogay Budcak, Yedişkül, Yemboylık, Yetisan ordalarna bölünmüş. Bu çağda onlar Kara deniz’in kıyısından Don’a kadar yaşamışlar. 18. Yüzyılın sonunda ve 19. yüzyılın başında Nogayların bir bölümü önceki eski yurtlarına Azav’a, Don’dan Koban’a kadar yaşamak için geri dönmüşler. Kalanları 1812 yılındaki Buharest kelisüv ile Türkiye’ye göçmüşler.
İlk zamanlarda Nogaylarn Ertiş’ten (İrtiş-Manan’a) Dunay’a kadar geniş yayılıp yaşadığını söyleyen deliller tarih ve edebiyatta çoktur. Nogay hükümetinin sınırlar her zaman değişmiştir. Bazen yayılıp hükümeti genişletmişler, bazen de toplanıp halkın mekânını daraltmışlar. Nogay Orda’nın sınırları aynı durumda kalmamış. Alim L. Gumilev’in söylediğine göre Nogaylarn atalar Kıpçaklar, Kuzey Kafkasya’ya 6. yüzyılda hükmettiler. Akademisyen P.Butkov şöyle yazmış: “Nogaylarn başkenti Ural ırmağının yakasındaki Sarayşık’dır ve onlar İtil ırmağının ağzından Ural’a, Yem’e ve Sır ırmaklarının ağzına kadarki bölgelerde yaşarlardı.”. İ. A. Gildenştent Koban Nogayları hakkında şöyle der: “Koban ile îndşik ve Arzı ırmağının karsına ve ağzına Kasay köyünün Nogayları göçmüşler. Navrus köyünün Nogayları kendi evlerinde ve mekanlarında köy köy olup yaşarlardı. Büyük Orda’dan çıkan Dcemboylk Akkerman, Yetisan, ve Yedişkül Koban boyuna hükmedip, Laba’dan Karadeniz’e kadar yerleşmişler… Onlar Kabandan kuzeye, ilerdeki kırın düzlüğünde ve ondan akıp çıkan Abbaş, Çelbaş, Geya, Şubur, Gagonlik, Dongusle, Dşilan, Akül ve Gegerlik ırmaklarının boyunda yaşamışlar.”. Gezgin İ.Georgi ilk Nogaylar hakkında şöyle yazar: “… orda kendi yaşadığı yerlerde kuvvetlenmiş ve bu yerin sayısını da 13. yüzyılda Hazar denizinin Kafkas dağlarının ve Karadeniz’in bozkırları ve onun kuzey-batı ve batı, onunla birlikte İtil’in aşağısını, Terek’in, Kümi’nin, Mest denizinin, Ten ırmağının karşısını, Kırım’ın Dnepr ve Dnestr ırmaklarının karşısında, Manan’a kadar ve onun arka tarafında hüküm sürmüş.”. Meşhur Rus tarihçi V.H. Tatişçev şöyle söyler: “Nogaylar büyük halktır ve Aştarhan karşısında, Kafkas dağlarının bozkırlarında hüküm sürüp Yayık’a kadar ve İtilin kıyılarından Sır’a kadar yerleşmiş.”. Bugünkü Nogaylar İtil ırmağının boyunda ve onun aşağısında, Sibir’de, Kuzey Kafkas, Kırım, Budcak bozkırlarında Akkerman’da ve Basarabya’da yaşamışlardır.
Şimdiki Nogaylar Karaçay-Çerkez Cumhuri¬yeti’nde: Adige-Habl ve Habez mıntıkalarında, Çerkessk şehrinde, Dağıstan’da: Nogay, Kızılyar, Babayurt, Tarumov ve Lenin mıntıkalarında, Stavropol ilinde-Neftekum, Stepnobsk, Koçubey ve Mineralovod mıntıkalarında, Çeçenistan’da Şelkov mıntıkasında ve Aştarhan bölgesinde yaşarlar. Dış devletlerde Türkiye’de, Romanya’da, Macaristan’da ve Bulgaristan’da yaşarlar. Sovyetler birliğinde 1989 yılında yapılan nüfus sayımının hesabına göre Rusya’da 80.000’e yakın Nogay yaşamaktadır.
Nogay dili Türk dillerinin Kıpçak grubuna girer. Bu grupta Nogay dili Kazak ve Karakalpak dilleri ile bu grubun Nogay-Kıpçak bölümünü oluşturur. Nogaylar ilk tarihte “Nogay”, “Nogay Tatarları”, “Tatar Nogaylan” ve “Tatarlar” adları ile bilinirler. Tarihte “Nogay” denen söze bu kadar mana verilir. Akademik N.Y. Biçurin’in dediğine göre Kıtay mirzalarının birisinin adı Nogay imiş. Meşhur Kazak alimi Çokan Valihanov “Güzeli şu, Kıtay tarihinde söylenir, Hristos doğmadan doğmuş, bir halk Nogaylar a tabi olmuş diye.” yazmış. Akademik P.Butkov “Nogay” denen sözün manasını Tatar-Türk “Nagan Nuv” yeşil çayırlık, düzlük (ova) ya da Farsi ve Ermeni sözü gibi daşt, dest, dala, çayırlık demekten olduğunu sayar.” N. Semenov’un düşüncesine göre “yabani ot, Nogay” denen sözlerden doğmuş; çünkü Nogaylar yabani otun çok olduğu yerde yaşamışlar ve o sebepten piçen ve noge denen sözlerden peçenegi denen söz doğmuş. Rus tarihinde “Nogay” denen sözü Altın Orda’nın hanı Nogay’a bağlarlar. Nogay Han’dan sonra yüz yıl geçince, Ediğe Mirza Mangıt yurdunu kurar ve bu hükümet tarihte Nogay Orda denen ad ile meşhur olur. Magadamba’nın yazdığına göre “Nogay” denen söz “kurt” denen manada övme olarak anlanır; çünkü ilk zamanlarda bu söz dürüstlüğü ve helalliği gösterir. Kurdun Türklerin ilk totemi olduğu bellidir. Yukarda söylediğimiz şeyler gösteriyor ki, “Nogay” denen sözün manası ve hangi zamanda doğduğunu alimler tek bir biçimde söyleyememektedir. Bundan dolayı, bu mesele çok soruları doğurur ve kendini araştırtmaya yöneltir.
Nogay milletinin doğuşu ve kuruluşu çok uzun zamana yayılmıştır. Alimlerin yazdığına göre, Nogay halkı ilk Türk boylarından oluşmuştur. Nogay halkının nüvesinde Mangıt, Kıpçak, Kongırat, Nayman, Kereit, As, Kıtay, Bulgar, Korkıt, Macar, Tama, Durmen, Bais, Nukus, Keneges, Mıng, Şicivut, Seit, Koban, Baydar, Kobek, Bıdrak ve başka ilk Türk boyları vardır.
İlk Nogaylar İslam dinini kabul etmiş ve onunla birlikte mukaddes Kuran, mektep medrese, Arab yazısı Nogay medeniyetine girmiştir. Atalarımızın Arap elifbası ile yazılan hatıralarının arasında Nogayların yırları, ertegileri, sözlerine rastlanır. Yalnız zavallı Nogay hükümetini kaybedip, yayılıp dağılınca, onların çok elyazmaları elden ele geçip, komşu halklara ve başka devletlere gitmiş. Nogay-larm kendilerine ait bir mekanı ya da medeniyeti, ilmî merkezi olmamasmdan dolayı, elyazmalar, ilk basma kitaplar, dergiler, gazeteler bir yere toplan¬madan ve incelenmeden kalmışlar. Yine de ilk eserleri araştırsak, Nogay’ın sözlü yaratıcılığı, basılmış kitaplar dergiler ve gazeteler oldukça çoktur.
Nogay halkının zengin sözlü yaratıcılığı üzerinde öteden beri durulmuştur. Yurttan yurda taratılıp dilden dile aktarılıp, başka milletlerin arasında da yayılmıştır. Buna, ilk devirde yazılmış elyazmaları ve başka kitaplar şahittir. Bu konuda yazılmış önemli bir eser Magomed Osmanov’un “Nogay ve Kumık Tekstler” adlı kitabıdır. Bu kitap baskıdan Sen Petersburg’ta üniversite matbaasında 1883 yılında çıkmıştır. Burada Nogay’ın meşhur “Sora Batir”, Mamay Mirza”, Âdil Soltan”, “Aysıldın ulı Emet Batir”, kazak erlar (yırlar) ve atasözleri vardır.
Nogayların basılan sözlü yaratıcılığı içinde en değerli yeri “Ediğe” destannn aldığını görürüz. Bu destan Nogay Ordası’nda doğup, dilden dile aktarılıp, yurttan yurda gezip; bizim dilimiz, dinimiz bir Türk kardeşlerimiz olan Kazak, Başkurt, Karakalpak ve Tatar kardeşlerimize de ortak destan olmuş. “Ediğe” destanını inceleyen Akademisyen V.M. Cirmunskiy onun otuzdan fazla baskısının çıküğmı söyler. (Cirmunskiy V.M. 1974.- 349, c.1974).
Bu destan Nogaylarda “Ediğe” ve Kubugl” adı ile meşhurdur. Çünkü Ediğe Mirza’yı Nogay halkı bu adlarla tanır. “Ediğe” destanı 1820 yılında ilk kez yazar G.İ.Snasskiy “Sibirskiy Vestnik”te tarafından basılmış. Çokan Valihanov’un yazdığı varyantı P.M. Melioranskiy 1905 yılında yayımlanmıştır. (Zap. Rus. Geograf.O-va..-TXXlX. SPb.-1905). Akademisyen V.V. Radlov “Obraztsı Narodnoy Literaturı Tyurkskih Pl (T.Ull.-SPb.-1896)” adlı çalışmasında dördüncü ve yedinci ciltlerinde “Ediğe” destanının dört türlü varyantını vermiş. N. Semenov “Tuzemtsı Severo Vostoçnogo Kavkaza” adlı kitabında Ediğe destanını halk diliyle çıkarmış. “Ediğe” destanının varyantları M. Osmanov’un (Nogay ve Kumık Tekstleri. SPb., 1883) ve İ Berezin’in (Türk Hrestomatiyası’nda) kitaplarında da basılmış. Aştarhan Nogaylarndan “Ediğe” destanı A. Hodzko 1830 yılında yazılmış ve Angliçan dilinde “Narodnaya Porziya Persii” adlı kitapta 1842 yılında Lodonca çıkarmış. Kendini hatırlatan Saadet Çağatay (Ankara)’ın da bir Ediğe destanı vardır. Alim “Ediğe” destanını çocukluğunda Kırım bozkırında yaşamış olan yaşlı birinden derlemiş. Kırım’da Karadeniz’in kıyısında Kırım Tatarlarının, Kırım bozkırında Nogaylarn yaşadığı bizce malumdur. Onlar buraya Edige’nin zamanında gelmişler diye deliller tarihte görülmektedir. Kırım’ın Rusya’ya geçtiği çağda Nogaylar buradan Türk devletine göçmüşler. Ondan dolayı biz Saadet Çağatay, “Ediğe” destanını Kırım sahasından Türkiye’ye göçen Nogaylardan yazmış diye düşünebiliriz. Saadet Çağatay yazdığı destanını nasıl almış ise öylece ve daha da kısa bir şekilde Alman diline aktarıp ikisini birlikte bastırmış.
Nogay halkı “Ediğe” mirzaya ithaf olunan destan 600 yıllık olunca 1991 yılında büyük bir yıl dönümü düzenledi. Bu yıl dönümüne ithaf olunan bir hayli makale ve Ediğe Mirza’nın destanını bu kadar türlüsü baskıdan çıktı. İsa Kapayev “Polovetskaya Luna” adlı derginin birinci sayısını Ediğe Mirza’ya ithaf etti. Burada destan Rus dilinde basılmış idi, Onun Nogayca varyantı “Lenin Yolu” (1991, 27, Nisan) gazetesinde çıktı. Nogay alimi Sikaliyev “Ediğe” destanının bir başka türlüsünü “Nogayın Kırk Batın” (Mahaçkala, 1991) adlı kitapta yayımladı.
Meşhur alim V.V. Radlov Türk halklarının edebiyatlarına ayırdığı eserinin yedinci cildinde Nogay’ın tarih yırlarını: “Orak-Mamay”, “Orak Mamay ile Külke”, “Ediğe”, “ErTargıl”, “Âmet”, “Âdil- Soltan” ve bugünkü Nogay şairlerinin: Yirenşe Şeşe, Dosmambet ve Şalkiyiz’in bıraktığı mirası vermiş. Bu eserin dördüncü cildinde, Nogaylarda çok kullanılan “Kozı Körpeş “, Ak Köbek” ve Koblangı Bahr” da var. (“V.V. Radlov Obraztsı Narodnoy Literatur Tyurskih Plemen, Civuşçih v Yucnoy Sibiri Dzungarskoy Stepi”. T.Ull,TlU.-CPb.-1896.).
Nogay folklorunu toplayıp, onu inceleyen ve baskıdan çıkaran kişilerin arasında P. A. Falev’in adını artmalıyız. O, Sen Petersburg Üniversitesinde okurken “Nogayskie Skazaniya Ob Ediğe î Tohtamışe” adlı diploma tezi yazmıştı ve bu hizmet için ona madalya vermişlerdi. P.A. Falev “Arabskaya Novella V Nogayskom Epose” ve “Bedeniye B İzuçeniye Tyurkskih Literaturnih Nareçiy” (Taşkent. 1922) adlı ilmî çalışmalarında Nogaylarn “Ediğe” ve “Sora Bâtir” adlı destanlarını incelemiştir. Alim 1914 ve 1916 yıllarında Stavropol vilayetinde Nogaylarn arasında halk sözlü edebî ürünlerini toplamış ve onların arasında Stambul adlı köyde Stambul adlı yaşlı kişiden “Ak Köbek” adlı ertegiyi yazıp baskıdan çıkarmıştır. (Muzey Antropologu İ Etynografiii. -T.U.-Bıp.l.-Pg.-1917).
Rusya’da yaşayan Müslümanların medeniyet merkezi Kazan’dır. Burada Ekim devriminden önce 14 basımevi ve çok yryıncılar çalışmış. Nogaylar Kazan medreselerinde çalışmışlar ve burada basımevinden kitaplar da çıkarmışlar. Burada Nogaylarn meşhur “Sora Bdtir”, “Boz Yiğit”, “Tahir île Zühre”, “Kozı Körpe”, “Kız Cibek”, “Ediğe”, “Orak İle Mamay “ı basmışlar. Nogay’ın Süyer Süv yır “Boz Yiğit” Kazan matbaalarnda 18 kez basılmış. Onu burada üniversitenin, Çirkova’run, Dombrovskiy’in ve Husainov’un basımevlerinde basmışlar. Türk halklarnda ortak olan “Tahir İle Zühre” yır üniver¬sitenin, Çirkova’run, Dombrovskiy’in, Karimovlarn basımevlerinde basılmış. Bu aşk yır ilk olarak üniversitenin basımevinde 1878 yılında basılmış. “Kız Cibek” sekiz kere, “KozıKörpeş “üç kere basılmış.
Nogaylarn bilinen alimi ve yazar Abdrahman Umerov kendi özel basımevinde 1912 yılında Astrahan’da “Nogay Yırlar” adlı eseri çıkarmış. O burada Karaüyli Nogaylann “Sıdıkbay’ın Yırlan” ve Karagaş Nogaylarn yırlarını iki bölümde düzenleyip basmış.
Ekim devriminden sonra Nogay folkloru ile uğraşanların başında Abdülhamid Danibekov ve önemli eserlerin başında da onun yaptığı çalışma gelir. O Nogay sözlü yaratıcılığının gerçek değerini bilip 1905 yılından itibaren, Astarhan Nogaylarından başlayıp, Nogayların yaşadıkları yerleri gezip yırları, atasözlerini derler. O, derlediği folklor malzeme¬sinden “Söz Hazinesi” adlı dört derleme elyazması düzenlemiştir. Onun bir bölümünü A. H. Danibekov baskıdan çıkarmış. Onun “Karaydar ile Kızıl-Gül” adlı kitabı Moskova’da Tsentrizdat’ta 1928 yılında basılmış. A.H. Dcanibekov’un Mahaçkala’da “Avıl Poeziyası” (1939) ve C. Davutov ile birlikte çıkardığı “Nogay Yırlan ve Ertelileri” (Pyatigorsk, 1940) adlı kitapları baskıdan çıkarılmış. Kendi ulusunun, Nogay halkının sözlü yaratıcılığını yayımlayabilmek için N. Kaniyeva da çalışmıştır. Onun çalışmalarıyla “Pesni Nogaytsev” adlı kitap 1949 yılında Stav-ropol’da basılmış. Sofya Kalmıkova, hazırladığı “Yırlar, Ertegiler, Aytuvlar” (1963), “Nogay Ertegileri” (Çerkessk 1967) adlı kitapları baskıdan çıkarmıştır. “Nogay Halk Yırlan” adlı eseri S. Kalmıkova ve A. Sikaliyev düzenleyip Moskova’da 1969 yılında bastırmışlar. Nogay (Psevdonim) basımdan “Nogayskiye Narodnıye Pesni Skazki”(M. 1979) adlı kitabı Rus dilinde çıkarmış. Asim Sikaliyev “Ayt Desedz, Ay tayım…” (Çerkessk 1971), “Nogay’in Kırk Batın” (Mahaçkala 1991), “Dombra”, “Ösiyet” adlı eserlerde Nogay halkının batır ve tarih yırlarını, aşk destanlarını, hayat ve adet yırlarını ilk şairlerin mirasını bastırmış. Tahir Akmanbetov “Alal Kosak” (Çerkessk 1985) ve “Manalı Söz Maldan İyi” adlı kitaplarda Nogay ertegilerini, sözlerini ve ata sözlerini çıkarmış.
Asim Sikaliyev, “Usta dilli hatip sözlü Nogay’in zengin sözlü yaratıcılığının arasında; batır yırları, tarih yırlan, aşk destanları, kazak yırları, aşk, esaret, avcılık, hizmet, adet ve beşik yırlan, ağıtlar, bozlaklar, kosmalar, deyiş, yanıltmaca, alkış/istek, kargış (beddua) yırları var.” derdi.
Nogay’in batır yırlarının içine “Aysıl’ın Oğlu Batır Emet”, “Ediğe”, “Mamay”, Sora Batır”, “Er Kasay”, “Müsüvke”, “Nogay’in Kırk Batın”, “Âdil Soltan”, “Er Targıl”, Kazı tuvgan” ve onun gibileri girer.
“Azavlı ‘nınDosmambet”, Ümbet-Ali”, Arslanbek “,Şeyh-Şamü”, “Stambul’a köşüv” adlı destanlar Nogay-ların tarih yırlarıdır.
Aşk destanlarının içinde “Kozı Körpeş-Bayan Sıluv”, Tölegen île KızYibek”, “Boz Yiğit”, “Şah İsmail”, “İriz ile Hanber “, Kızıl-Gül İle Karay dar ” vardır.
Nogay halk folklorunu otuz yıl boyunca toplayıp inceleyen Asim Sikaliyev şöyle tamamlar: “Batır yırlarında ve aşk destanlarında poeziya çok güçlü, dili usta ve zengin, ondaki tasvirler derin ve parlak Nogay’ın destanı yırlarında baş kahramanın sureti ayağından başına o bir yırın içinde gösterilir. Her bir yırda baş kahramanın hayatının bir vakasını göstermez. Onun bütün ömründe olan manalı hizmetlerini anlatır. Eğer biz kahraman ile 18 yaşında karşılaşsak, yırın başında kısaca, kahramanın 18 yaşma gelinceye kadar ne yaptığını anlarız. İşte bu yanı ile Nogay destanları Rus ve diğer Slav halklarının destanlarından ayrılır”.
Bizim hazırladığımız antoloji üç bölüme ayrılır. Birinci bölümüne Nogay halkının folkloru yerleştirilmiştir. İkinci bölümünde İlk Nogay şairlerinin 15. Yüzyıldan başlayıp ekim devrimine kadar yazdıkları miraslarını verdik. Nogay edebiyatı okul programında folklor ile birlikte ilk Nogay edebiyatınn verilmesinden dolayı biz de o şekilde bu kitabı düzenledik.
Bizim bu kitabımıza toplanan Nogay halkının sözlü yaratıcılığı şu şekilde başlıklarda yerleşmiştir: “Batır Ve Tarih Yırlan”, “Aşk Destanları”, “Hayat Yırları”, “Kazak Yırlan”, “Bozlaklar”, “Bala Yırlan”. “Batır ve Tarih Yırlan” adlı bölümde Nogayların meşhur “Toktamıs Han’ın Hikayatı” (Ediğe), “Mamay”, “Sora Batır”, “Âdil Soltan”, “Aysıl’ın Oğlu Âmet Batır” ve “Er Soban” adlı destanları veririz. “Aşk Destanları” adlı bölümde okuyucular “Bozyigit”, “Tölegen île Kız Yibek”, “Tahir İle Zühre” adlı yırlar ile tanışacak. “Hayat Yırları” adlı bölümde navruz (nevruz) bayram ile toy (düğün) ile ilgili yırlar var.
“İlk Nogay şairlerinin Mirası” adlı bölümde Dal Kiyiz Tilenşi Ulı, Asan Kaygılı, Dosmambet Azavlı, Kaz-Tuvgan Süyiniş Ulı, Elburgan Nayman Ulı, Sıdıkbay Alkaydar, Fahruddin Abuşahman Ulı, Oraz Aytmanbet Ulı, Abdul-Halık, Abdul Raşid Ulı, Arslan Daban Ulı, Âci-Molla Nogman Ulı’nın bıraktığı edebî hatıraları veriyoruz.