0 Comments

KAZAK HALKININ ORTAYA ÇIKISI ILE ILGILI EFSANELER

Dr.Orhan DOGAN

Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü
Rus kaynak ve arsiv belgelerinde Kazak Hanligi’nin kurulusundan1 XVIII. yüzyilin
ilk çeyregine kadar süreyi kapsayan “Kazak halkinin tarihi” ile ilgili yeterli bilgi yoktur.
Bu bilgi ve yazili belgelerin eksikligi yüzünden, Kazak Hanligi’nin siyasal gelismesi de
yeterince aydinliga kavusamamistir. Nitekim biraz asagida görüslerine müracaat
edecegimiz Kazak halkinin içinde uzun bir süre yasayan ve Kazak tarihi konusunda
degerli çalismalar yapan ve bu yüzden “Kazak tarihinin Heredotu” olarak adlandirilan,
Rus asilli bilim adami A.I. Levsin (1797-1879) de, bu dönemdeki belge ve kaynaklarin
eksik ve yetersizliginden söz etmektedir.
Bu makalede anilan dönem, kronolojik oldugu kadar önemlilik bakimindan da
birbirini izleyen iki asamali bir yaklasimla ele alinacaktir. Bunlardan ilki, Kazak halkinin
ortaya çikisi ile ilgilidir. Buna iliskin açiklamalara müteakip ikinci asamada Tavke Han
dönemine kadar Kazak Hanliginin kurulusu ve gelismesi incelenecektir.
Yukarida ismini zikrettigimiz Levsin, Kazak halkinin ortaya çikis tarihinin saglikli
bir sekilde arastirilamayacagini, çünkü söz konusu halkin vakanüvislerinin ve tarihi
kitabelerinin olmadigini belirtir. Kazaklarin bugüne dek muhafaza edilmis efsaneleri
bulundugunu, ancak bu efsanelerin çok degisik ve büyük bir kisminin da anlamsiz
oldugunu vurguladiktan sonra, bunlardan bir bütün olarak tarih derlemenin mümkün
olamayacagini ifade etmektedir (Levsin, 1832, T.2:24). P.I. Riçkov (1712-1777) da, bu
konuda, Kazaklarin kökeni ile ilgili güvenilir bilgilerin elde edilemediginden
bahsetmektedir( Riçkov, 1896:70).
Simdi de yukarida sözü geçen efsaneleri bugüne kadar geldikleri sekliyle, hiç
degistirilmeden tafsilatli olarak verelim :
(Not: bu efsanelerin derlendiği dönemde Rusların Kazak-Kırgız ayrımını henüz yapamadıklarını tümüne kırgız dediklerini hatırda tutarak okumak gerek)

EFSANELER

1- Birinci Efsane:
Bu efsanenin tamami Yüzbasi Riçkov’un verdigi bilgilerden alinmistir. 1771 yilinda Rusya’dan firar eden Kalmiklari takip etmek için Kazak bozkir’ina gönderilen
Yüzbasi Riçkov, uzun süre Kazak bozkirinda yasamis, bizzat halktan derledigi bu önemli bilgileri kaleme alarak günümüze kadar gelmesini saglamistir.
Kirgizlarin(Kazakların) bazilari kendilerinin Kirim kökenli olduklarini ve Kirimdan kalkip bugünkü topraklarina göç etmelerinin sebebini Kirim Hani Kundugur’un ölümünden sonra ogullari arasinda çikan anlasmazliklara dayandirmislardir.
Kirgizlarin anlattiklarina göre Kundugur Han’in iki karisi ve her iki karisindan da çocuklari varmis. Ilk karisindan olan ogullari mirasi paylasma sirasinda ikinci karisindan olan yedi oglunu gücendirmisler; bunun sonucu olarak yedi ogul baba ocagindan ayrilarak bozkirlara göç edip kendileri gibi buraya göç etmek zorunda kalan sürgüne gönderilen 33 kisilik bir grupla birlesmisler. Kirk kisiden olusan bu eskiya grubu uzun bir müddet komsu topraklarda oturan insanlar üzerine yapmis olduklari hirsizlikla geçinmisler; sonunda kadin kaçirarak çogalmislar. Sorak Türkçe’de kirk anlamina
geldigi için bu Kazaklara kirk Kazak denmis, baska bir deyisle kirk Kazak ya da kirk atli adi verilmis. Kendilerinden sonra gelenler atalarina verilen bu adi muhafaza etmisler.

(Not: Nogayların Nogayhan ile Tokta arasındaki savaştan sonra büyük bir kısmının ceza olarak Kırım taraflarından bugünkü kazakistan bozkırlarına sürüldüğünü hatırlamak gerek)

2- Ikinci Efsane:
“Diger Kirgiz-Kazaklari kendilerinin Türkistan sakinlerinden olduklarini anlatirlar.Türkistan sakinleri arasinda Cingiz Han’in ogullari (nesli) döneminde aralarinda anlasmazlik çiktigindan dolayi birkaç bin kisilik bir grup baba yurdunu terk ederek batiya (Don ve Kubana) dogru yola çikmislar,
yol boyunca bugünkü Isim Irmagindan geçerken kendilerine ait bir at sürüsü geride kalmis, bu at sürüsünü getirmek için arkadaslarindan 33’ünü geri göndermisler. Bu adamlar at sürüsünü bulmuslar, ancak arkadaslarina bir türlü ulasamamislar. Iste bu sebepten dolayi Isim Irmagi kiyilarinda kalarak hirsizlikla geçimlerini saglamaya baslamislar ve “Kazak” adini almislar. Bu arada kadin kaçirarak degisik boylardan firar edenleri de kendi aralarina alarak kisa sürede çogalmislar ve ilk atalarinin sayisina göre 33 boy’a ayrilmak zorunda kalmislardir.
Türkistan Hani Canibek çok güçlü oldugu için, kendilerini himayesi altina alma isteginde bulunmuslar, Han Isim ve onun akrabalarindan birini kendilerine hükümdar olarak kabul etmisler, böylece Kirgiz Kazaklarinin diger Hanlari kendi adlarini Isim Han’in torunlarindan ve Isim Irmagindan almislardir.”

(Not: Don ile Kuban ve arasındaki toprakların Nogaylarla meskun olduğunu hatırlamak gerek)

3-Üçüncü Efsane:
“Pallas, bazi Kirgiz-Kazaklarinin anlattiklarina dayanarak, Kazaklarin önceden Efrat yakinlarinda yasadiklarini o siralarda kendilerinin hükümdarlarinin bulundugunu, son
hükümdarlarinin Yezid Han oldugunu, bu Han’in Türk tahtini ele geçirme niyetinde oldugunu, bu nedenle daha sonralari kendi hakimiyetinde bulunanlarin tamaminin
Türkler tarafindan eski yurtlarindan kovuldugunu anlatir..
Yezid Han’in ölümünden sonra onun halki Nogaylarla yasamaya baslamis, daha sonra onlar tarafindan da kovularak Kirgiz Han’inin idaresine girmis (bugünkü yabani ya da sert Kirgizlar). Han, yeni uyruguna geçmis olan bu insanlari kendi ordusunda ileri güçler olarak kullanmis buradan da Kirgiz-Kazak adlarini almislar, baska bir deyisle Kirgiz Han’inin atlilari ya da askerleri anlamina gelen Kirgiz-Kazak adini almislar.
Kirgiz-Kazaklari eninde sonunda Han’a ihanet ederek bugünkü kendi topraklarina göç etmislerdir”.
Levsin, bu efsanenin bir Rus sinir sakini tarafindan degistirilmis ya da bazi seyler ilave edilmis olabilecegini belirttikten sonra, söz konusu efsaneyi Kazak Ordalari içinde
dolasirken duymadiklarini ve bu efsanenin gerçek olabilecegine de inanmadiklarini ifade etmektedir.

4- Dördüncü Efsane:
“Kirgiz-Kazaklarinin çogu bir zamanlar Alatlar ya da Sibirya Tatarlari ile ayni halktan olustuklarini sanmaktadirlar; Iç anlasmazliklarindan dolayi Sibirya Tatarlarindan ayrilmislar; önceleri birkaç Sultan tarafindan idare ediliyorlarmis; Sultanlardan Alaç adinda birisi öteki Sultanlarin hakimiyetini de ele alarak halkin basina geçmis, Buhara’ya üç yüz askerle saldirmaya karar vermis; ancak yenilgiye ugrayarak savastan sonra sag kalan askerleriyle birlikte tutsak düsmüs ve Türkistan’a gönderilmis.
Bu olaydan birkaç yil sonra ölmüs. Ancak ölümünden sonra da tutsak edilen askerler önceden oldugu gibi üç müfreze birligini (yüzer kisilik) muhafaza etmisler, birinci müfrezeye Büyük müfreze (Ulu Yüz), digerine Orta müfreze (Orta Yüz) ve üçüncüsüne de Küçük müfreze (Kiçi Yüz) adi verilmistir.
Son zamanlarda tutsaklarin sayisi arttikça Orta müfrezeden Dair Hoca adinda biri insanlarin büyük bir kismini ikna ederek yabanci hakimiyetini baslarindan atmak istemis ve kendileriyle birlikte Or Irmagi kiyilarina giderek esaretten kurtulan arkadaslari kendisini han olarak tanimislardir.
Dair Hoca’nin ölümünden sonra yerine oglu Kara Hoca geçmis, hakimiyeti altindaki topraklari Argin, Nayman, Kipçak, Uvak ve Girey adindaki 5 oglu arasinda bölmüs.
Bu ogullarin içinden Argin, kardeslerini öldürerek tüm haklin hükümdari olmus ve halka da Arginliler adi verilmis. Orta müfrezeyi ya da ordayi kendilerine örnek alan Büyük ve
Küçük ordalar da, Türkistan esaretinden kurtularak soydaslarinin yanina göç etmisler ve Mogol halklarini sikistirarak o topraklari ele geçirmislerdir”.

Bu ilk dört efsanenin dördü de 1820 yilinda Sibirya Gazetesinin birinci sayisinda yayinlanmistir.

5- Besinci Efsane:
“Kirgizlarin bazilari kendi atalarinin çok eski zamanlardan beri Türk kavimlerinden biri oldugunu, Orus Han (ya da bazilarina göre Akniyaz) kendi hakimiyeti altindaki topraklari 3 oglu arasinda paylastirarak halkini 3 ordaya ayirmis. Orus ya da Akniyaz Kirgiz Kazaklarina göre önceleri Nogaylarin Nogay Han’inin bas komutaniymis.
Ulanti adindaki Nogay Hani Timurlenk’in ölümünden sonra Ural, Ilek ve Or çevresinde yasiyormus; ancak daha sonralari Ulant Han’a hizmet etmekten vazgeçmis, Türklerle Mogollarin bazi kabilelerini ele geçirerek kendilerinin basina geçmis ve daha sonra bugünkü Kirgiz-Kazak topraklarinin tümünü eline geçirmis.”

6- Altinci Efsane:
“Bu efsaneye göre Kirgizlarin (Kazakların) Volga irmagi kiyilarinda göçebe olarak yasayan Nogaylardan geldikleri ve anlatilanlara göre üç kardes olduklari, daha sonra Kirgiz bozkirlarina Rus askerlerinin Astrahan’i ele geçirmesinden sonra kaçtiklarini söylemektedir. Bu üç kardesten üç orda meydana gelmistir.”

7- Yedinci Efsane:
Küçük Ordanin Çumyake boyu önceleri Kirgiz- Kazaklara bagli olmadiklarini, Türk kavimlerinden geldiklerini, kendi adlarini da Çumyake Han’dan aldiklarini, Çumyake Han’in Çingiz Han ile aralarinin açildigini ve ondan uzaklasarak kendisine bagli olanlarla Orta Kirgiz Ordasinin oturdugu topraklara gelip yerlestigini ifade etmislerdir.
Torunlarindan Ay-sirim ise Sari-su irmagi yöresini isgal etmis, tek varisi olan kizini Alimovun olguna vermis, böylelikle Kirgiz-Kazaklari ile birlesmis.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Paylaşımlar