ALTAY DİLLERİ, kelime dağarcığı, dilbilgisel yapı, ses özelliği vb. açılardan aralarında çeşitli benzerlikler olan; Türkçe, Moğolca, Mançuca ve Tunguzcadan oluşan dil öbeği. Dil toplulukları arasında Ural-Altay dil ailesinin iki büyük kolundan biridir. Türkçenin de bu koldan olduğu kabul edilir. Bu bölüme giren diğer diller Moğolca, Tunguzca, Mançuca ve kimi bilim adamlarına göre de Kore ve Japon dilleridir. Ancak Kore ve Japon dillerinin bu aileden olduğu kuşkuludur. Ayrıca Türkçenin de bu dil ailesinden olduğunu kuşkuyla karşılayan bilim adamları da vardır. Dil birliğine ad olan “Altay” sözcüğü, Altay Sıradağları’ndan gelmektedir. Köken olarak Türkçe “altun” Moğolca “altan” sözcükleriyle açıklanır ve “altın dağları” anlamına gelir. Terim olarak dilbilime girişi yenidir. Bu gruba giren Türk lehçe ve şiveleri, önceleri Fin-Tatar, Türk-Tatar ve Turani gibi terimlerle adlandırılmıştır.
Bu dillerin bir aile meydana getirdiği teorisi ilk defa Fin bilgini Strahlanberg tarafından ortaya atılmış; Castren, Ramsted, Poppe gibi bilginlerin çalışmaları neticesinde kesinleşmiştir.
alıntıdır
Moğolca Moğolistan resmî dilidir. Asya kıtasında konuşulan Ural-Altay dil ailesinden bir dil. Köken bakımından Türkçe ile aynı kökten gelmektedir. Hunlar devrinde Türkçe ile birbirinden ayrıldıkları bilinmektedir. Yakın zamana kadar Uygur alfabesi kullanılmaktayken şimdi Kiril alfabesi ile yazılmaktadır. Kadim Siyenpicenin günümüzdeki varisidir. Günümüzde Türkçe konuşan ve tarihte Türkçe konuştuğu sanılan bazı halklar bu kadim dile ait bir çok kelime kullanmaktadır ve kullanmıştır. Orhun Abideleri’de başta olmak üzere günümüze kadar gelen anıtlarda ve hala kullanılan Turani lehçelerde ciddi bir Moğolca etkisi dikkat çeker.
Günümüzde Moğolca’da (1000) binin üzerinde Türkçe olan kelimeler bulunur.
Vikipedi den alıntıdır.
Moğolca üzerine birkaç bilgi
“Altay dilleri içinde birbirine en yakınlık gösteren, Türkçe ile Moğolca’dır. Moğol adı ilk kez 7.yüzyılda Çin kaynaklarında geçer. 12. yüzyılda tarih sahnesinde gözükürler. Yüzyıl içinde Moğol birliği sağlanır. Bu dönemde, ağızların dışında kalan standart bir bütünlüğe sahip, bütün bir Moğol dili bulunmaz. Çeşitli ağızlar konuşulur. Cengiz Han döneminde Uygur yazısını alırlar ve kendi yazı dillerini kurarlar. Moğolca 18.yüzyıla değin kendi içinde gelişir. Bu tarihlerde Batılı araştırmacılar Moğolca’yı araştırmaya başlar.
En eski Moğol yazıtı, Orhun Irmağı kıyısında granit bir taş üstünde yazılmıştır. Toplam beş satırlık yazıtta Cengiz Han’ın yeğeni anılır. Böylece Moğolca’nın en eski yazılı ürünü
13.yüzyıldandır.
Moğolca’nın Türkçeyle biçim, söz varlığı,söz dizimi açısından birçok yakınlığı vardır. Kimi ekler her iki dilde de eşittir.
Söz varlığı açısından şu benzerlikler bulunur.
Türkçe kulak sözü Moğolca’da kulagu biçiminde ‘kulak ve kulak kiri’ anlamında kullanılır. Türkçe omuz sözcüğü Moğolca’da omurugun biçimindedir, göğsün üst bölümü anlamına gelir. Türkçe saç sözcüğü Moğolca’da saçug olarak geçer, alın perçemi yerine söylenir.
Türkçe topuk sözcüğü Moğolca’da toyik olarak geçer.
İnek, öküz, buzağı, teke, koyun, koç, kuzu gibi hayvan adları arasında da yakınlık ve benzerlikler vardır.
Ayrıca anlamak, yapmak-etmek, çağ, yıl, katı, güç, güçlü gibi soyut kavramların karşılıkları arasında koşutluklar bulunur.
Yeşil, sarı, kara, gök (söl,sira,hara,kökö)gibi renk adları arasındaki benzerlikler de göz önüne alınacak olursa, aradaki ortaklık küçümsenemez.
Ayrıca Türkçe ile Moğolca arasında kimi ses koşutlukları bulunmuştur.
Sözgelimi Moğolca i ünlüsünün ı ya da u ünlüsü ile karşılandığı söylenir.
Günümüzde sarı biçiminde söylediğimiz Eski Türkçe sarıg sözcüğü Moğolca’da sira biçimindedir. Moğolca’da yeni anlamında nira sözcüğü vardır. Bu sözcük ile Türkçe yaz sözcüğü arasında koşutluk olduğu düşünülür. (N/Y ve R/Z ile İ/A ve A/İ dönüşümleri nira=yazi-yaz)
Yine Moğolca’da var anlamında bu sözcüğü geçer. Bu sözcükle Eski Türkçe bar sözcüğü arasında yakınlık olduğu gözlenir.
Türkçe iç sesteki g sesi Moğolca’da korunur.
Eski Türkçe buzagu sözcüğü Moğolca’da biragu biçimindedir. (R/Z dönüşümü ile)
Temiz anlamındaki Eski Türkçe arıg sözcüğü Moğolca’da arigun olarak geçer.
Türkçe’de olduğu gibi Moğolca da ünlü bakımından zengindir. Kısa ve uzun ünlüler kolayca ayrılır.”
alıntıdır
Türkçe ve Moğolca Altay dil ailesine ait birbirlerine yakın dillerdir. Muhtemelen bir kaç bin yıl önce birbirlerinden kopmuş ve ayrı bir gelişim yaşamışlar. Dilbilimciler iki dil arasında bir akrablık tespit etmek için araştırmalarında çeşitli metodlar kullanırlar. Gramer ve fonetiğin yanında bir dili oluşturan temel sözcükler değerlendirilir. Böyle bir analizle dillerin aynı kökeni paylaşdığı ihtimalı belirlene biliniyor. Burada bazı Türkçe ve Moğolca arasındaki büyük ses ertelemeler yapmamış sözcük benzerlikleri sergilenicekdir, bu iki dilin akraba bağını bilimsel olarak daha iyi tanımlamak için ve bu dillerin hakkında araştırmak isteyenlere bir yararlı kaynak suna bilmek için. Bu ortak söcüklere bakarak iki dil arasında yoğun bir kelime alış verişinden sözetmek yerine tarih öncesinde ortak olan bir dilin değişik gelişimi sonucu iki ayrı dile dönüşmesinden bahsetmek daha uygun olacaktır. Moğolcanın Türkçeye sergilediği yakınlığının yüzünden bazı Türkologlar Moğulları da Türk olarak hesaplarlar.[kaynak belirtilmeli] Daha doğrusu, Moğulların ve Türklerin büyük olasılıkla aynı kökeni paylaştıklarıdır
alıntıdır
Türkçe ve Moğolca arasındaki ortak sözcükler – Vikipedi ilginç benzerlikler var
Türkçe ve moğolca ilişkileri üzerine bir pdf dökümanı buradan indirebilirsiniz
Birbirlerine çok yakın olan iki dil Moğolca ile Türkçe arasındaki bazı benzer ve ortak sözcükler aşağıdadır. Bu ortak söcüklere bakarak iki dil arasında yoğun bir kelime alış verişinden sözetmek yerine tarih öncesinde ortak olan bir dilin değişik gelişimi sonucu iki ayrı dile dönüşmesinden bahsetmek daha doğru olacaktır. (ekim: moğolca karşılıklarda daha fazla hece bulunması moğolcanın daha eski ve orjinal olduğu düşüncesini akla yakın hale getiriyor)
ESKI TÜRKÇEDE MOGOLCA
207
ESKI TÜRKÇEDE MOGOLCA
John R. KRUEGER
Indiana Üniversitesi
Çeviren:
Mustafa S. K
AÇALIN
Kirgiz – Türk Manas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Ögretim Üyesi
ELESTIRILER
An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish [On Üçüncü
Yüzyil Öncesi Türkçesinin Kökenbilgisi Sözlügü]. Sir Gerard CLAUSON, London:
Oxford University Basimi, 1972, XLVIII+988 sayfa, Fiati 25 lbs. sterling. (yk. 75 ABD
$)
Bu, mükemmel, önemli, etkileyici ve çok zahmetli bir eserdir. Bu kitap 1974
Mayisinin basinda, 84 yasinda ölen Sir Gerard CLAUSON’a son bir anit olacaktir. Bu
sözlügün yardimi olmaksizin hiçbir Türkçe ve Altay dilbilim çalismasi basarili olamaz.
Ayrica Mogol dilbilim tarihi ile ilgili önemli bilgilere de bu sözlük araciligi ile
ulasilabilir. Bu hacimli çalisma gerçek degerini yillarca kullanimla bulacaktir.
Dolayisiyla su an için sözlükte verilen Mogolca malzeme üzerine yogunlasmak
istiyorum. Muhtemelen Mongolian Studies [Mogolca Arastirmalari] okuyucularinin
büyük ilgisini çekecektir.
Ilkin, okuyucu bütün Mogolca sözcük alintilarini, dialektik ve tam durumda,
yazarin kitabi ile tahminler Türkish and Mongolian Studies
[Türkçe ve Moglca
Arastirmalari] çerçevesinde düzenli olarak görecektir. Örnek: Türkçe ve Mogolca
benzerlikler kendisine özgü ses degisiklikleri ile yaklastirilmis degisik zamanlardaki
alintilardir. Buna dayanarak yazar, bagasun “kasaba” sözcügünü Türkçe “balik”
sözcügünden Mogolca’ya (yeni son ek eklemesiyle) ödünçleme olarak sunar ve buna
inanir. Ikinci olarak Mogolca biçimlerden aktarilan bölümler daha gelisi güzeldir. Onun
bizzat kendisinin Türkçe asil alintilar olarak kaydettigi maddeler ayni zamanda
Mogolca’da da bulunur. Fakat bunlardan bazilari zikredilmis bazilari zikredilmemistir.
Yüzlercesi listelenmis, kuskusuz ki düzinelerce baskalari bunlara eklenebilir: sakal
“sakal”, degerme “degirmende ögütme, çekme”, salkin “soguk, rüzgar”, kebis “keçe,
hali”, günjid “susam”, sejig “kusku”, ve daha niceleri. Buna ragmen halihazirda iyi
bilgilendirilmemis bazilari Türkçe sözcüklerde var olan Mogolca biçimlerdeki
kosutlugu anlayamamis olabilirler. Üçüncü olarak, genelde oldugu gibi alintilarda ve
terimlerdeki uygunluk tam incelikle verilmemis ve çevriyazi düzeni de oldukça kötüdür.
Erken ve geç biçimleri karistirmis. Örnegin, Gizli Tarih’in söz varligi HALTOD’un
çagdas sözlügü ile yan yana verilmistir. Onun çevriharf düzeni Çagdas Türkçe kullanimi
üzerine temellendirilmis, örnegin: c=j. Bu durum Mogolca sözcüklere oldukça yabanci
bir görünüs verir (bundan dolayi onun cagan “beyaz” degil, fakat jagan “fil”dir.
Çalismanin yabanci sözcükleri bir bütün olarak kapsayan bir dizin çalismasi
yoktur. Onun sözlügünde Mogolca olarak kabul edilen sözcükler üzerinde kaynak veya
tartismali olup olmadigini bilmek isteyenlere ayri bir destek gerekmektedir. Müteakiben
Mogolca sözcüklerin listesini CLAUSON tarafindan zikredilmis MOSTAERT çevri
yazisi ile veriyorum. Bunlarin bütünü etimoloji degil, bazilari örnekler ve
olumsuzluklardir. Örnegin, Mogolca ide- “ye-” ile baglantili degildir. Mogolca
sözcükler LESSING’in sözlügünde bulunmuyorsa Gizli Tarih, Mukaddimet al-edeb,
hP’ags-pa, Hua-yi i’yi kaynak olarak veriyorum. Çünkü Sir Gerard’in zikrettigi biçimler
düzensizdir. Onlari burada yinelemiyorum, sorunlu sütunu okumak kaynagi bulmagi
mümkün kilmaktadir. Mogolca sözcüklerin zikredilmedigi birkaç durumda uygun biçim
yay içinde verilmistir.
abaga “amca”, 5-a
açi “yegen”, 40-b
ada “cin, seytan”, 40-a
adag “ayak, bacak”, 45-a-b
adagay “dünyalik baglilik”, 47-b
agsum “öfke”, 95-a
agula “dag”, 126-b
ay- “korkmak”, 274-b, 582-a*
ail “çevrilen”, 83-b avul?avlu?
airag “ayran”, 276-a
ajira- “ayrilmak”, 66-b
ajirga “damizlik at”, 47-b aygır?
al “al renk”, 120-b
albagud “konular”, 128-b
altan “altin”, 131-a
alaga “aya”, 267-a alma organı? el?
amarag “sevgili”, 163-a
amta- “tatmak”, 449-b
amur “baris”, 160-b
amurli- “baris içinde olmak”, 161-a
amura- “dinlenmek”, 163-b
anda “kan kardesi”, 380-b and içmek?
ang “av”, 166-a
angçi “avci”, 173-a
anggir “ördek”, 176-a
angna- “avlamak”, 186-a
aqa “agabey”, 100-b (170-a)
arbis “bilgi”, 199-a
arça “ardiç”, 204-a
argali “argali koyunu”, 216-b
arslan “aslan”, 238-a
[asara-] “dikkat etmek”, 810-a
asig “kazanç”, 244-b
ata (atan) “igdis deve”, 60-a
atar “ekilmemis topraklar”, 73b
ayaga “kadeh, çanak”, 270-a
ayaga tekimlig “saygi deger”, 270-a
baçag “oruç”, 293-b
badar “dilenci çanagi”, 307-a
bagana “sütun”, 316-a
bagatur “bahadir”, 313-b
bagsi “hoca”, 321 a-b
balgasun “kasaba, sehir”, 335-b/336-a
pars “pars”, 368-b
basa “sonra”, 371-b
beçin “maymun”, 295-b
beke “mürekkep”, 766-a
belçir “kavsak”, 334-a
beleg “armagan”, 338-b
belge “iz, gösterge”, 340-a
bere “dernek”, 355-b
berke “güç”, 361-b
besereg “kirma, melez”, 184-a, 421-a
biçi- “yazmak”, 299-b, 984-a
bider “örnek”, 310-a
biragu “buzagi”, 391-a
boguni “asagi”, 322-a
bor “sarap”, 354-a r/z boza?
boru “boz”, 388-b
botugun “genç deve”, 299-a boşuk?potuk?
böge “kam”, 324-b
böke “güresçi”, 324-b
bögere “böbrek”, 328-a böğür?
bögse “but, kalça”, 329-a gögüs,bögüs-güs?
bugu “erkek geyik”, 312-a, 812-a
bugura “erkek deve”, 317-b
bulgan “samur”, 752-b
buyan “sevap”, 386-a
büdekire- “karanlikta yesermek”, 307-
b
büdüne “bildircin”, 309-a
büyi- “dans etmek”, 300-b büyi-woyı-oynamak?
bülüg “bölüm, ayrim”, 339-b
bürge “pire”, 362-b
bürgüd “kartal”, 649-a
çag “zaman”, 403-b/404-a
çagan “ak”, 471-b
çeçek “çiçek”, 400-b
çerig “ordu”, 429-a
çike “dogru”, 475-b
çilagun “tas”, 557-a-a
çirai “yüz”, 983-a
çöl “çöl”, 417-b, 420-a
dabaga “geçis”, 441-b
dabçi “yapçi”; dabkur “muhkem”, 871-
a
dagagan “iki yasar tay”, 874-b
dagaki “daginik saç”, 874-b
dagari “çuval”, 471-b
dain “savas”, 898-a
dalai “deniz”, 502-a
dalu “kürek kemigi”, 489-a, 491-b
daku “gocuk”, 898-b
darqan (san), 540-a
dayir “yagiz”, 909-a
del “yel”, 916-b
doliya- “yalamak”, 926-b
dugulga “tolga”, 469-a, 977-b
düri “yüz, biçim”, 546-b
eçige “baba”, 20-a
ed “mal”, 33-b
egeçi “abla”, 100-b
egel “ortak”, 106-a
ejei “anne”, 169-b
eyen “üstat”, 20-a, 41-a
eleg “küçümseme”, 142-a
edrem “erdem”, 206-b
erdeni “elmas”, 212-a
ereseg “er delisi”, 237-b
erke “erk”, 220-b
Erlig kagan [erte çag-da]
“yamantaka”, 224-a, 630-a
[erte çag-da] “eski zamanda”, 203-a
gubçigur “vergi”, 843-b
gurguul “sülün”, 820-b
-gerü “geriye”, 736-b
gkir “kir”, 735-a
gölüge “enik”, 753-b
ide- “yemek”, 869-b
idugan “kamlik”, 324-b
ikere “ikiz”, 119-b
ilere- “belirmek”, 150-a
imagan “keçi”, 158-a, 937-a
inag “dost, arkadas”, 182-b
inder “kürsü”, 206-a
ingyi “çeyiz”, 173-a
irbis “pars”, 199-a
irge “koç”, 221-a
irva “fal”, irvci “falci”, 197-a
itelgü “dogan”, 470-b
jada “yagmur tasi”, 883-a
jagan “fil”, 940-a
jam “yol”, 933-b
jaka “yaka, kiyi”, 898-a
jargu “yargi”, 963-b
jarlig “yarlik”, 966-b
jasa- “yapmak, baglamak”, 974-a
jasag “yasak”, 529-b, 974-a
jegerde “yagiz”, 914-a
jegere “ceylân”, 914-a
jigar “yipar”, 878-b
jige “yegen”, 912-b
jil “yil”, 917-a
jilbi “büyü”, 919-b
jirga- “hoslanmak”, 217-b
jiru- “yarmak, çizmek”, 984-a
jirüken “yürek”, 965-a
jorçi- “ilerlemek”, 959-a
joba- “aci çekmek”, 872-a
jogdur “deve tüyü”, 899-a
jud “yut, kitlik”, 833-b
jula “isitici”, 919-a
kebid “dükkân”, 688-a
kebtegül “gece bekçisi”, 539-b
kele- “konusmak”, 716-b
kenggerge “davul”, 690-b
kenje1 “arik”, 727-b
kesig “döndürmek, iyi baht”, 759-a
kesigtü “nöbetçi, gözcü”, 759-a-b
kiçi “hardal”, 590-b
kira “bayir”, 641-b
kiragu “kiragi”, 656-b
kirgagul- bk. gurguul.
kirgui “dogan”, 654-b
kirsa “tilki”, 663-b
köbege “küpe”, 687-b
kögerge “davul”, “köprü”, 690-b
kökülte “süt anne”, 160-a, 732-b
kömel “dag sogani”, 691-b
kömüldürge “gögüs kayisi”, 722-b
kömüsge “kas”, 669-b
1 Mac. gyenge. (A magyar nyelv történeti
etimológiai szótára [=Macar Dilinin Tarihî
Kökenbilimlik Sözlügü]: Budapest 21984, I,
1126a. s. Akadémiai Kiadó.); Tü. k?nç. (RÉDEI,
Károly: Uralisches Etymologiscshes Wörterbuch
[=Uralcanin kökbilimlik sözlügü]: Budapest
1986, I, 2, 135. s. Akadmémiai Kiadó.)
Macarcasi çözümsüz Uralcasi da isabetsiz olan
bu sözcük ‘dar, ince, ciliz’ kavramiyla ortak
sözcükler olmalidir. (EREN, Hasan: “Anadolu
Türkçesinde ’ciliz’ kavrami”, Hungaro-Turcica
Studies in Honour of Julius Németh: Budapest 1976, 225-229. s.) [Ç.]
kösige “perde”, 753-b
küçün “güç”, 693-a
küji “günnük, tütsü”, 695-a
küli- “baglamak, sikistirmak”, 753-a
kürene “gelincik”, 761-b
küreng “kahverengi”, 761-b
kürgen “güveyi”, 703-a
luu “ejderha”, 763-a
magta- “övmek”, 137-b, 138-a
malur “porsuk”, (colloq. manu:l), 767-a
maral “geyik”, 812-a
marta- bk. umartamanglai “alin”, 147-b
minggan “bin”, 346-b
Monggul “Mongol”, 768-b
möndür “dolu”, 491-b
möngke “sonsuz”, 350-b
mören “irmak”, 120-a, 245-a, 551-b
nasun “yas, yasam”, 975-b
nidurga “yumruk”, 469-a, 892-b
nigur “çehre”, 983-a
nilbusun “gözyasi”, 932-a
nogta “yular”, 932-a
nogusun “odun, asagi2”, (GT
nunggasun), 941-b tepe
nom “yasa, kitap”, 777-b
nökür “yoldas”, 774-a
obuga “oba”, 5-b2 Bir yanlislik olmali. yün. [Ç.]
ordu “karargâh, saray”, 203-a
orun “taht, yer”, 233-a
orungga “yer, daire”, 236-a
osul “ihmal”, 247-a
otaçi “hekim”, 44-a
öbüge “büyük baba”, 451-b
öçi- “söylemek”, 51-a
öregesün “diken”, 228-a
ös- “bitki büyümek”, 241-a
ötege “ayi”, 45-b
qabirga “kaburga”, 272-a
qabqag “örtü”, 584-a
qada “kaya”, 674-b
qagan (qan) “han, kagan”, 483-a, 611-a, 630-a
qaiçi “makas”, 582-a
qalaga- “yakmak”, 617-b
qalqa “kalkan”, 621-a
qana- “kanamak”, 634-a
qara “yagiz”, 643-b
qara- “bakmak”, 645-b
qaraçagai “dogan”, 397-a, 654-b
qaraçu “ortakçi”, 647-b
qaragana “Caragana surubu”, 657-b
qarangui “karanlik”, 662-b
qari “yabanci”, 644-b
qarsi: “karsi”, 663-b, “saray”, 664-a
qasang “tembel”, 673-b
qatari- “kosmak”, 603-b
qobuga “kova”, 593-b
qobugur “bosluktan çikmak”, 586-b
qonin “koyun”, 631-a
qonug “dari”, 637-a
qonggur “doru, kestane”, 639-b
qor “titremek”, 642-b qorçu (GT Sözl.67), “yay tasiyan, Khorchin”, 83-a
qorguljin “kursun”, 656-b
qoriya “zarfa konulan sey”, 652-b
qorum (Qara -qorum’da oldugu gibi)660-a
quça “koç”, 592-a
quda “dünür, hisim”, 380-b
qudug “kuyu”, 598-b
qudurga “kuyruk”, 604-a
qugur “çalgi, ut”, 588-b
quiqa “kafatasi derisi”, 676-b
qula “açik kahverengi”, 622-b
qulan “yaban esegi”, 622-b
qurça “keskin, hizli”, 647-a
quragan “lâmba”, 681-a
qurud “kurut peyniri”, 648-a
quvarag “cemaat”, 585-a
quyag “zirh”, 676-a
saga- “sagmak”, 804-b
sagadag “okluk”, 752-b
sandura- “utanmak, sasirmak”, 837-a
sebke “çil, sivilce”, KOWALEWSKIII.1345 gives also “rust”, i.e., rust spot or pit; CLAUSON cites as sebgül at p.710-a
serke “keçi”, 850-b
sigürde- “süpürmek”, 791-b
sigür[ge] “süpürge”, 792-b
sijir “altin aritmak”, 802-a
siltagan “sebep”, 494-a
silükei “salya akitmak”, 953-b
simda- “acele etmek”, 828-b
singgu- “sinmek”, (krs. too singge-“çimmek”), 422-a
singqur “dogan”, 397-a, 838-a
sira “sari”, 848-a
solugai “sol”, 826-a
songgina “sogan”, 812-a
soqur “kör”, 480-b
sori- “denemek”, 844-a
soru- “emmek”, 843-b
soyurqa- “timar vermek”, 556-a
sögüd- “diz çökmek”, 820-a
suburgan “torba”, 792-b
sura- “sormak”, 844-a
surag “sorusturma”, 848-b
satu “merdiven”, 867-a
taisi “sehzade”, 570-a
takiya “tavuk”, 468-b
tala- “yagmalamak”, 492-a
tamga “damga”, 504-b, 505-a;
tamgaçi, 505-b
tangsug “harika”, 525-b
tarag “eksimik”, 528-a
tariyaçi “ekinci”, 541-b
tarqa- “dagitmak”, 529-a
tauli “tavsan”, 447-a
tavar “mallar”, 442-b
tebsi “tepsi”, 445-b
temege “deve”, 447-b
temür “demir”, 508-a
tengri “Tanri”, 523-b
togta- “kurmak”, 518-a
togudag “toy kusu”, 449-b
togus “tavus”, 941-a
togusun “toz”, 463-b
toin “rahip”, 569-a
tonu- “soymak”, 517-b
toqum “keçe eyer ”, 470-b
torga “ipek”, 539-a
torgai “turgay”, (Muqaddimat), 541-b
torqaru “aslâ”, 542-a
torumtai “dogan”, 550-b
tölü- “ödemek”, 492-b
törü “töre”, 531-b
törü- “türemek”, 533-a
tug “bayrak”, 464-a
tugurga “keçe tezgâhi”, 473-b
tulum “tulum”, 500-a
tura “kale, istihkâm”, 531-a
turgagud “günlük saat”, 539-b
tusa “kazanç”, 555-a
tusqu “yolluk”, 573-b
tuturgan “pirinç”, 460-b
tümen “on bin”, 507-b
uçira- “karsilasmak”, 67-b
ugurga (urga) “kement”, 90-b, 93-a
ulaga “savas ati”, 136-a
ulus “ulus”, 152-b
umarta- “unutmak”, 179-b
uqa- “avlamak”, 77-b
üker “öküz”, 120-a
ümen “yengeç, vb.”, 231-b
üre “ürün”, 233-b
üyer “sel”, 119-b
yara “yara”, 376-a
yatugan “tembel, vb.”, 887-b
yeke monggul ulus “büyük Mogol
ulusu”, 153-a
yirtinçü “yeryüzü”, 961-b
EKLER
-çü, s. 716-b fiilimsi.
+d, s.479-a çokluk
-güle, sayi birlikteligi, bk. 25-b, mid,
537-b (+le/+len); bk. further, 105-b, ve
108-a
-mal, s. 809-a
+tai/+tei, s. 313-a
MOĞOLCA VE TÜRKÇEDE BAZI BENZER KELİMELER
Aga Büyük kardeş…………….Aga
Bağatur Yiğit kahraman…………….Bahadır
Baraku Bitiş…………….Varık varılan yer-bitiş
Bicikü Yazı…………….Biçik biçilmiş Eski Türkçede Bitimek diye bir fiil vardır ve bu fiil belli bir amaca yönelik yazı kitap vb… yazmak demek bu fiilden gelme biti:mektup ve bitik: kitap sözleri vardır.
Bide Biz-bize……………. Biz
Bolku Olmak ……………. Olmak
Bükün…………….Bütün
Çağ Zaman…………….Çağ Binyılzaman
Çai…………….Çay
Çeçek…………….Çiçek
Çerig…………….Çeri
Çü Gerçekten…………….Çünkü-Çün-İçin [b]Eski Türkçede gerçek hakiki anlamındaki söz ÇIN[B/]
Dağaku…………….Dayanmak
Dörben…………….Dört
Eke Anne……………. Eke Kraliçe-abla
Ekin Başlangıç…………….Erken
Elçi…………….Elçi
Em İlaç…………….Em İlaç çare
Ere Adam-Koca…………….Er
ErteErken……………. Erte Tan vakti-Sonra
Ğal Ateş …………….Yal/yalazAteş-kor
ĞaslangAcı keder ………….Yaslanmak Yas tutmak
Ğoul Nehir ana- temel……………. Yol yol
Gedergü…………….Geri
Gem Hata yanlış……Gem Atların ağzına vurulan demir
Ger Çadır …………….Ger Germek
İnu o onu …………….Onu
Cida Kargı mızral…………….Çıta
Cicik küçük…………….Küçük-cücük-cicik
Cil yıl…………….Yıl
Keseg parça…………….Kesik kesilmiş
Kicağar Sınır – …………….kenar
Kiling…………….Kin
Kirtükü…………….Kirletmek
Kögegekü …………….Kovalamak
Köke Gök mavi …………….Gök
Küçün …………….Güç
Kümün adam…………….Kimse
Mal Büyükbaş hayvan…………….Mal Büyükbaş hayvan
Minü……………. Beni
Modun ağaç…………….Odun
Narin……………. Narin
Noyan asil-asilzade…….Noyan asil-asilzade
Obuğ kabile …………Oba Çadır baraka yerleşimi
Obuğa…………….Öbek
Ordu kamp-saray…………….Ordu
Oron Yer-ülke …………….Orun Özel yer makam
Kada…………….Kaya
Kağan……………. Kağan
Kamuğ hepsi…………….Kamu halk
Kan …………….Han
kara …………….Kara
Karangkui …………….Karanlık
Katun …………….Hatun
Katağu …………….Katı
Konin …………….Koyun
Sabung …………….Sabun
Sağuku Oturmak yasamak……….Sağlık
Sandali …………….Sandalye
Sang gömü-hazine …………….Saklı
Sayın Iyigüzel …………….Sayın saygın
Sayigan Güzel …………….Saygın Sayılan
Serigün sakin…………….Sakin
Sula …………….Salmak
Sumu Ok …………….Süngü
Sün …………….Süt
Şang ödüllendirmek……………Şan ün
Şatu merdiven…………….Şatofr kale-saray
Sıkagu……………. Sıkmak
Sira……………. Sarı
Tala……………. Tarla
Tamağa……………. Damga
Taniqu……………. Tanık
Tataqupul …………….Tatak kir
Temür……………. Demir
Tingri gök…………….Tanrı
Toğusun……………. Toz
Tosun …………….Tosun
Töb merkez …………….Top-Küre-Toplantı yeri
Törü yönetim yönetmek…………….Töre
Törükü doğmak doğmuş…………….Türük-Türk
Tuğ…………….Tuğ
Tümen On bin …………….Tümen On bin- Büyük küme
Ulus……………. Ulus
Urtu……………. Uzun
Urğakement…………….Urgan
Usun……………. Su
Üde……………. Öğle
Üniye…………….İnek
Üretohum-ürün…………….Ürün Tohum ürün
Üye Ek yeri eklem…………….Üye aza
YağDoğru tam olarak……….Ya Tamam üstelik
Yara…………….Yara
alıntıdır
mogolcadan alınma türkçe kelimeler başlığı
Değişik sitelerde bulduğum kimi kelimeleri başta Nişanyan Etimolojik sözlük olmak üzere kontrol ettim. Bazı kelimelerde değişik sitelerde Türkçe ya da Moğolca kökenli oldukları hakkında tartışmalar var. Mesela “çiçek, subay, ulus, yasak, kuyruk, darı, töre, alp, …” gibi. Her iki fikri savunan açıklamalar da bana mantıklı geldi, bir karara varamadım.Ama şu kelimelerde çoğunluğun görüşü Moğol kökenli olduklarından yana;tolga……………………….dağulgaağa………………………..akakurul, kurultay………….. kural, kuraltaşölen………………………şilü(n) – çorba demekmiş.-maral………………………maralbahadır…………………….bağatırceylan……………………..cegeresadak………………………sağadaksağır……………………….sağurısakal……………………….sakal.- sakuy bitmek, çıkmak demekmiş-çöl………………………….çöloymak……………………..aymag – ayl,hane–ag, sınıf demekmiş-çağ…………………………çağkaburga…………………….kabırğasakağı……………………..sakağusarı,sarışın…………………sıra,sırağçın( hayvanlar için kullanılırmış)kuyu……………………….kudugsol………………………….soluğay( bizdeki sol taraftan ziyade ters taraf anlamında)boz…………………………börtedamga……………………..tamağa ( bu sözcüğün Rusça’da gümrük kelimesi yerine kullanıldığını okumuştum bir yerde)damar……………………..tamır( beden gücü anlamında kullanılıyormuş.Elbette daha vardır, şimdilik bu kadar bulabildim. Eğer bu konu hakkında internetten ulaşabileceğim bir site varsa hocalarımdan site ismini burada yazmalarını rica ediyorum. İlgimi çeken bir konu ama tek tek bulması zor oluyor.
Moğolca’dan aldığımız diğer kelimeler:
balsagun…………………………. balsagun ( kara balsagun şehrini hatırlayın)( kasaba demek)belge………………………………belge
böke……………………………….güreşçi ( böke soy isminde arkadaşım var. Bir sohbetimizde dedesinin Böke Ahmet namında güreşçi olduğunu söylemişti.)
bugura……………………………..buğra
erk………………………………….erka
ikiz………………………………….ikere
yaka………………………………..caga
yeğen………………………………cige
yürek………………………………cirüge
yıl…………………………………..cıl
güç…………………………………küçü
oba………………………………..obuğ ( Aile demekmiş)
kan(mak)………………………….kanu
kalkan……………………………..kalka
kurşun……………………………..kurgulşin
alıntıdır