ROMANYA’DA SEVİNDİRİCİ GELİŞME

romanya_türkleriDoğu Avrupa’da Türk soylulara yönelik nadiren de olsa sevindirici gelişmeler yaşanıyor. Türk soylulara her zaman dostane ve sıcak yaklaşımlar sergilemiş olan Romanya Parlamentosu Tatar Türklerini sevindiren bir yasayı onayladı. Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokratik Birliği adına kendisi de bir Tatar Türkü olan Milletvekili Ahmet Aledin’in girişimleri ile 13 Aralık tarihi “Tatarların Milli Bayramı” olarak kabul edildi.

Romanya Tatar Birliği Başkan Yardımcısı Ömer Erol (solda) ve Parlamentoda Tatarları temsil eden milletvekili Alaattin Ahmet. 13 Aralık ülkede ‘Tatar Günü’.
Yapılan son nüfus araştırmalarının sonuçlarına göre; Romanya’da yaklaşık olarak 100.000 – 150.000 civarında Türk kökenli yaşamaktadır. Bunların yaklaşık olarak 40.000’i Osmanlı döneminde Dobruca bölgesine yerleşmiş olan Türklerden, 40.000 kadarı ise Kırım’dan Romanya’ya göç etmiş olan Tatar Türklerinden oluşmaktadır. Türkler, Romanya’da resmen tanınmış olan 19 azınlığın içinde en yoğun nüfus oranına sahip olanlarıdır. Sıralamada, Osmanlı Türkleri ve Tatar Türklerinin ardından Gagauz Türkleri gelmektedir.

Romanya’da kendi dillerinde eğitim alabilme ve kültürlerini devam ettirebilme hakkına sahip olan Türk soylular, Romanya Parlamentosu’nda da temsil edilmektedir.

Romanya Parlamentosu’nun 14 Kasım 2006 tarihli oturumunda gerçekleştirilen görüşmede kabul edilen 13 Aralık “Tatarların Milli Bayramı” önümüzdeki Aralık’tan itibaren devletin vereceği maddi desteklerle resmen kutlanmaya başlayacaktır.

Kırım Tatarlarının ilk anayasası 13 Aralık 1917 tarihinde kabul edilmiştir. Bu tarih Kırım Cumhuriyeti’nin resmi kuruluş günü olarak kabul edilmektedir. 13 Aralık günü bütün Tatarlar için bu nedenle tarihi bir anlam taşımaktadır. Ayrıca 13 Aralık’ın Tatarların Milli Bayramı olduğunu ifade eden yasa il Romanya Parlamentosu’nda Tatarlar adına ilk kez bir yasa kabul edilmiş olmaktadır.

Romanya’da yaşamakta olan Türk soylu azınlıklar birbirleri ve Romen halk ile uyumlu bir birliktelik içinde yaşamaktadır. Bu durumun, Balkanların geri kalanında etnik çalkantılardan kurtulamayan diğer ülkeleri için çok önemli bir örnek teşkil etmektedir. Böylesi bir uyum tarafların birbirlerine yönelik yeterli toleransı göstermesi ile mümkün olmaktadır.