0 Comments

Ovaesemen Köyü[1]

Ovaesemen köyü Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlıdır. Köy Bursa’ya 89 km, Karacabey’e 24 km uzak­lıktadır. Köyde 2007 yılı itibarıyla 130 kadar hanede yaklaşık 450 nüfiıs yaşamaktaydı. Köy halkının çoğun­luğunu yerliler ve Rumeli muhacirleri teşkil ederken, yaklaşık 20 hanesini de Kırım Tatarları ve Nogaylar teşkil etmekteydi. Ovaesemen köyünün geçim kaynakları esas olarak mısır, domates ve kırmızıbiber tarımı olup bunun yam sıra büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık da yapılmaktadır. 1980’lerin sonundan beri köyden şehirlere ciddî ölçüde göç olmakta ve genç nesil köyü terk etmekteydi.

Köyün adının yalnızca “Esemen” değil, “Ovaesemen” olması Mihalıç kazası (şimdiki adıyla Karacabey) dâhilinde Esemen isimli iki köy bulunmasından dolayıdır, ikisini ayırt etmek için kazanın kuzey kesimin­de yer alan köy Dağesemeni olarak adlandırılırken, buraya da Ovaesemeni adı verilmiştir.43 Köyün adının Orhan Gazi devrinde (XIV. yüzyılda) yaşamış, Esemen Baba adlı, ermiş kabul edilen ve adına bir zaviye bulunan zat44 ile ilişkili olduğu açıktır. Köyde anlaülanlara göre, şimdiki köy mevkisinde evvelce bir Rum’a ait çiftlik bulunmaktaydı. Muhtemelen XVIII. yüzyılda söz konusu çiftlik Kangal sülalesi tarafından satın alınmıştır. Nitekim köy mezarlığında, “Kangaloğlu Mehmed Ağa”ya ait olup hicrî 1183 (miladî 1769- 1770) tarihini taşıyan sarıklı bir mezartaşı bulunmaktadır.45 1840’ların ortasına ait köy temettuat defterinde Ovaesemeni’nde yaşayanlar arasında Arılcoğlu, Boduroğlu, Göbelezoğlu ve Hatiboğlu gibi sülale isimleri veya lakaplar görülmektedir.46

1850’lerin sonunda veya 1860’ların başında ise buraya bir grup Nogay muhacir iskân olunmuştur.47 Köye yerleşen Nogaylarm tamamının veya çoğunluğunun Yedisan (Cetisan) koluna mensup olduklarım tespit ettik. Ovaesemeni köyüne yerleşen Nogaylar ve bilahare gelen Kırım Tatarları muhtelif zaman dilim­leri içinde ve farklı yerlerden gelmişlerdir. Meselâ, köye 1880’lerde Dobruca’nın Romanya’ya bırakılan ke­siminden bir grup Nogay’ın daha yerleştiği biliniyor. Cetisan koluna mensup olan bu Nogaylar da Kırım’ın kuzeyindeki bozkır bölgesinden 1850’lerin sonunda Osmanlı Devleti’ne göç ederek Dobruca’ya iskân olunmuşlardı. Bunun dışında, Ovaesemeni’ne çevredeki Nogay muhacir köylerinden gelip yerleşenler de olmuştur. Meselâ, günümüzde Üresin soyadını taşıyan ve tamgası “şömüş” (kepçe) olan (büyük ihtimalle

Cetisan koluna mensup) sülale, Balıkesir’in Susurluk kazasının Sultançayır köyünden 1905 yılı civarında buraya taşınmıştır.

Köye iskân olunan Kırım Tatar muhacirler de farklı zamanlarda, farklı yerlerden gelmiştir. Günümüz­de Kutay ve (köyde mensubu kalmayan) Bilim soyadlı sülaleler, 1860’ların başında Kırım’dan Osmanlı Devleti’ne göç ettikten sonra bu köye yerleşmişlerdir. Dalkılıç soyadlı sülale de doğrudan Kırım’dan gelmiş ve XIX. yüzyılın sonunda yahut XX. yüzyılın başında köye iskân olunmuştur. Ozar sülalesi ise 1860’ların başında Kırım’dan çıkarak o zamanlar Osmanlı hakimiyetindeki Dobruca’ya (Köstence bölgesi) iskân olun­muş, I. Dünya Savaşı sonrasında ise önce Bandırma’ya gelerek bilahare Ovaesemen’e yerleşmiştir. Aynı şekilde, 1860’larda Kırım’dan göçle Silistre bölgesine iskân edilen ve günümüzde Özel soyadını taşıyan Kırım Tatar sülalesi de XIX. yüzyılın sonunda yahut XX. yüzyılın başında Ovaesemen’e gelmiştir.

Ovaesemen’e dışarıdan yerleşen muhacirler Nogay ve Kırım Tatarlarından ibaret kalmamıştır. 1880’lerden 1930’lara kadarki yaklaşık yarım asırlık dönem içinde Rumeli’nin Bulgaristan ve Romanya’ya bırakılan bölgelerinden gelen Türk göçmenler çeşitli tarihlerde Ovaesemen’e yerleşmişlerdir. Bu muha­cirlerin geldikleri yerler arasmda Bulgaristan’da Ziştovi (Bulgarca adı: Sviştov) ve Rusçuk ile Bulgaristan ve Romanya arasında el değiştiren Hacıoğlupazarcık (hâlen Bulgaristan sınırları dâhilinde; Bulgarca adı: Döbriç) ve Romanya topraklarında yer alan Köstence bölgelerini tespit edebildik. Ovaesemen’de yaşamakta olan Erim soyadlı sülalenin kökeni ise XIX. yüzyılın ikinci yarısında Harput’tan buraya yerleşen Hacı Musa isimli şahsa dayanmaktadır.

1892 yılına ait rakamlarda Ovaesemen (yahut belgelerde geçtiği şekliyle, Ovaesemeni) köyünde top­lam 40 hanede 137 kişi yaşamaktaydı.[2] Bu nüfusun çoğunluğu Nogaylardan ve Kırım Tatarlarından meydana gelmekteydi. 1909 tarihli Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi’nde ise köyde 57 hane bulunduğu gösterilmiştir.[3]

Ovaesemen köyü İstiklal Savaşı’nda bütün Bursa havalisi gibi Yunan ordusu tarafindan işgal edilmiş ve bu dönemde büyük zarar görmüştür. Yunan işgali esnasında Ovaesemen halkından 10 kişiye Yunan askerle­ri tarafindan işkence edilmiş, iki kişi de hapsedilmiştir.[4] Köy sakinlerinden Hatip oğlu Mehmed ise 11 Eylül 1922’de Yunan ordusunun çekilmesi sürecinde Kirmastı (şimdiki adıyla Mustafakemalpaşa) kasabasında vurularak şehit edilmiştir.[5]

Ovaesemen köyü bir zamanlar bölgedeki önemli Nogay köylerinden biri olmakla ve çevredeki diğer No­gay köyleriyle sıkı ilişki içinde bulunmakla birlikte, zaman içinde bu özelliklerini kaybetmiştir. Anadolu’nun pek çok başka köyüne yerleşenler gibi, bataklıkların bulunduğu Ovaesemen’e iskân olunan Nogay muhacir­ler de sıtmadan büyük zarar görmüş ve kayıp vermişlerdir. Muhtemelen bu duruma da bağlı olarak, zaman içinde Ovaesemen’deki Nogay muhacirlerin sayısı azalmış ve birçoğu başka köylere taşınmıştır. Meselâ, bir grubun, 1920’lerin ikinci yarısında, Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesine bağlı Nogay muhacir köylerinden Şeker köyüne göç ettiği biliniyor.[6] Ovaesemen köyündeki Nogaylar arasında ananevi kültür büyük ölçüde ortadan kalktığı gibi, esasen köy halkı arasmda yoğun bir karışma yaşanmıştır.

Ovaesemen köyünün heterojen yapısına bağlı olarak, buradaki Kırım Tatar ve Nogaylar kültürlerinin birçok unsurunu muhafaza edememişlerdir. Esasen Ovaesemen’de bütün unsurlar arasmda karışık evli­likler çok yaygındır. Ancak köydeki Kırım Tatarları arasında oldukça güçlü bir kimlik duygusu müşahede edilebiliyordu. Orta yaşk nesil Kırım Tatarcayı anlamakla birlikte konuşamamaktaydı. Kırım Tatar yemek kültürü ise bir ölçüde ayakta kalabilmiştir. Köbete, çibörek ve etii sorpa gibi yemekler Ovaesemen’deki Kırım Tatar evlerinde hâlâ sık sık pişirilmektedir. Hatta köydeki Kırım Tatarı olmayan birçok aile de Kı­rım Tatarlarından öğrendikleri şekilde çibörek ve köbete pişirmektedir. Aynı şekilde sütlü-tuzlu Nogay çayı yalmzca Nogaylar ve Kırım Tatarları tarafindan değil, Rumeli muhacirlerince de hazırlanmakta ve içilmektedir.

Ovaesemen köyüne kayıtlı Kırım Tatar aileleri Bikm (günümüzde bu sülaleden kimse kalmamıştır), Dalkılıç, ICutay, Ozar, Özel ve Şen soyadlarını taşırken, Üresin ve Yavuz soyadlı aileler ise Nogay lcökenli- dir. Köydeki Kırım Tatar ve Nogay aileleri büyük ölçüde birbirlerine karışmış bulunmaktadır.


[1] Bu yazının hazırlanmasında bilgilerinden yararlandığımız Ovaesemen köyü eski muhtarı Habib Ozar (1967 Ovaesemen doğumlu), köy sakinlerinden Mustafa (Müstecep) Ozar (1921 Ovaesemen doğumlu) ve Recep Dalkılıç (1923 Ovaesemen doğumlu) ile Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesine bağlı Şeker köyü halfandan Akif Kara (1946 Şeker doğumlu) ve Celâlettin Erbay’a (1946 Şeker doğumlu) teşekkür ederiz.

43    Raif Kaplanoğlu, Bursa Ansiklopedisi I (Ter Adlan), İstanbul, 2001, s. 234.

44    Kâmil ICepecioğlu, Bursa Kütüğü, Cilt: II, İstanbul, 2009, s. 48.

45    Günümüzde Ovaesemen köyünde Kangal sülalesinin mensupları kalmamıştır.

46    T.C. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), İstanbul, ML.VRD.TMT.d., Defter no.: 8901.

47    1860 yahut 1861’de Mihalıç (şimdiki Karacabey) kazasma iskân edildikleri bilinen Nogaylar Ovaesemen’e yerleştirilmiş olabilir. BOA, A.MKT. UM., Dosya no.: 463, Gömlek no.: 67 ve Dosya no.: 389, Gömlek no.: 66; İrade-Dahiliye, Dosya no.: 477, Gömlek no.: 32073. Bununla birlikte, Mihalıç kazası dâhilinde o dönemde Nogay iskânı yapıldığı bilinen veya çok muhtemel olan (meselâ, Makri köyü [Bakırköy] gibi) başka yerler de vardır. Aynı şekilde, yine 1861’de Mihalıç kazası köylerine Kırım Tatar muhacir iskânı yapıldığı da biliniyor. Takvim-i Vekdyî, İstanbul, 23 Rebîyülahir 1278 [28 Ekim 1861]; Tercümân-ı Ahvâl, İstanbul, 16 Cemâziyelevvel 1278 [19 Kasım 1861]. Bunlardan bazılarının Ovaesemen’e yerleştirilmiş olmaları imkân haricinde değildir.

[2]     BOA, DH.MHC., Dosya no.: 12, Gömlek no.: 30.

[3]Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâme-i Resmîsi 1325, Bursa, 1325 [1909], s. 145.

[4]       Mustafa Tayla, Batı Anadolu’da Yunan Mezalimi. Bursa Vilayetinde Yaşanan Acıların Dokümanter İncelemesi, Ankara, 2001, s. 225.

[5]    Canip Bey, der., Bursa’da İşgal Günlüğü (Bursa Vilayetinde Yunan Fecayii) 1920-1922, İstanbul, 2004, s. 192.

[6]    Meselâ, Şeker köyündeki Kara soyadlı sülale Ovaesemen’den göç etmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Paylaşımlar

NOGAY KIYIMI

RUSYA ÍMPARATORLUGUNUN NOGAYLARI ÍMHA EYLEMÍ VE GÜNÜMÜZDEKÍ YANKILARIDr. Sevinç ALIYEVAAzerbaycan…