0 Comments

NOGAY HAN’IN MEMLUK SULTANI MELİK ZAHİRE
(SULTAN BAYBARS) MEKTUBU (1270-1271)

Beni Müslümanlar cümlesinden kılan dini mübine ittiba edenler arasında bulunduran Allah’a hamd ederim.
“Son peygamberiz olan, doğru yolu gösteren ve öğreten, Allah tarafından gönderilenlerin Önderi ve Allah’tan sakınanların desteği olan Hz. Muhammed’e kardeşleri olan yalvaçlara; hak erbabı ve temkin sahibi olan güzide ashabına salât ve dua ederim.”
Sonra bizim mektubumuz iki manayı müştemildir,
biri bizlerden sana tahiye (ömrünüz çok olsun diye dua) ve selâmdır; i
kincisi de biz Erbogadan duyduk ki o (Melik Zâhir), büyüğümüz Berke Han’a olan ahdine sadık olup evlâdından, yakınlarından ve onların içindeki İslâm’a gelenlerden haber almak istemiştir.
Biz bu haberi alınca ahdine vefakâr olan Melik Zahir’e karşı sevgimiz halis oldu,
biz bu haber soruşturmasını ancak İslâm’daki hamiyetinden,
ahitleri yenilemek hususundaki gerçek niyetinden ileri geldiğini bilirdik,
bu mektubu yazıp Ertemir, Tok Buğa ile gönderdik, maksadımız şunu bildirmektir.
Biz İslâm dinine girdik,
Allah’a ve onun etrafından gelene ve Allah’ın Peygamberine inandık,
dediğimize itimat etsin, biz büyüğümüz Berke Han’ın gittiği yolu tutuyoruz.
Hakka tâbi olup batıldan kaçınıyoruz.
Mektup göndermek hususu inkıtaa uğramasın(Mektubunuz kesilmesin),

biz senin ile elin parmakları gibiyiz sana uygun olana uygun oluruz, karşı gelene de karşı geliriz.

(*)W. DE TIESENHAUSEN, Altınordu Devleti Tarihine ait Metinler, Çeviren: İsmail Hakkı İZMİRLİ, Sayfa 168 İstanbul, 1941
MEMLUK SULTANI MELİK ZAHİR’İN (SULTAN BAYBARS)
NOGAY HAN’IN MEKTUBUNA CEVABI (1270-1271)*

Bu mektup;
asil, Allah yolunda mücahit, kalbinin nuru ile nurlanan, Müslümanların zahiresi, müminlerin yardımcısı olan Nogay’ın yüksek ve şeref sahibi olan meclisine sadır olunmuştur.
Allah onun kalbini iman ile daim etsin, dünya ve ahiret işinde eman gölgesinde rahat rahat bulun-dursun, ona güzel ameli ile (ashaba) tâbi olanlara yapacağı muamele ile muamele eylesin
ona bildirelim ki ondan bize mektup gelmesi kulağı da, yüreği de sevindirmiş, galebeye muvaffak olacağınıza hüküm vermiştir.
Biz onun mazmununu, itikadın sahih olması ve dindeki içtihadında ve Allah’a şerik koşanlar ile cihatta Berke HAN’ ın izinde gitmesi hususlarını anlatmağa maksur bulduk.
Bu keyfiyet bizim katımızda da lazım olan bir husustur ki muktezası asla terk ve ihmal olunamaz.
Biz Allah’u Taalâ’nın “İşte aradığımız budur.” sözünü okuduk,
kendisiyle Müslüman cemaatini çoğaltıp onları o tarafa kâfirler ile vuruşmağı yüreğine bağladığından dolayı o an Allah’a hamdü sena ettik
malumdur ki Peygamber en yakın aşiretle cihatta bulunmuş oturanlar ile birlikte olmağa razı olanları tayip etmiştir. 
Maksadımız bunun hatırlatmak,
o korunası tarafta bulunup o an Allah, gönül gözünü nurlandırarak hak yoluna ihtida,
cihatta Berke Han’a (Allah ondan hoşnut) iktida eden;
Allah’ın, kâfirlerin şevketini kırmak için batı tarafındaki ecrini de kendilerine takdir ettiği cihada devam eden kişiye selâm ve dua eriştirmektir.
Kâfirler bu dünyadaki sonun kimin olacağını bileceklerdir.
Allah’a şirk koşanların yardımcıları perişan olacaktır, zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur.

(*)W. DE TIESENHAUSEN, Altınordu Devleti Tarihine ait Metinler, Çeviren: İsmail Hakkı İZMİRLİ, Sayfa 169 İstanbul, 1941

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Paylaşımlar